Çözüm süreci ve yeni anayasaAnkarada Hukuk ve Değişim Derneği üyeleriyle bir araya gelen Prof. Dr. Yılmaz Bingöl, Çözüm Süreci ve Yeni Anayasa ile ilgili görüşlerini paylaştı.![]() Dernek Başkanı Samir Altunkaynak ve dernek üyelerinin katıldığı toplantıda, 150 yıllık bir geçmişi olan sorunun geçirdiği aşamalar ve bu zaman zarfında neler yapıldığı konuşuldu. Çözüm sürecinin toplumu ilk defa normal seyrine sokacağını belirten Prof. Dr. Yılmaz Bingöl, çözüm süreciyle birlikte bir paradigma değişikliğinin artık şart olduğunu eski paradigmalarla bu sorunun çözülemeyeceği gibi yeni Türkiye'nin inşasının mümkün olmayacağını vurguladı. Eski Türkiye'nin ruhunun milliyetçilik ve ulus devlet olduğunu belirten Bingöl, temel referansının ulusçuluk olduğu ve amacının tek tipleştirerek uluslaştırma sürecini izlendiğini, bu nedenle eski paradigmanın iflas ettiğini ifade etti. Sanayi devriminin yarattığı şehir olgusu, 1879 Fransız ihtilalinin yaydığı milliyetçilik akımlarının imparatorlukları yıktığı, Osmanlı devletinin de bundan nasibini aldığını kaydeden Bingöl, Osmanlı sınırlarına milliyetçiliğin batılılardan ziyade Osmanlı'nın içinde bulunduğu duruma çözüm üretmesi amacıyla bizzat Osmanlı Hanedanınca Avrupa'ya gönderilen aydın sınıfı tarafından getirildiğini, bu fikirlerin çok kültürlü ve toplumu, Osmanlıyı felakete götürdüğünü belirtti. Bingöl: “Esasında kimlik bunalımına genel halk kitleleri değil aydınlar girmiş olup, 150 yıllık modernleşme surecine rağmen toplum doğallığını korumaktadır. Çözüm süreci sadece Kürtler için değil bütün vatandaşlarımız için yapıldı. Yeni siyasi ve sosyolojik söylemin bundan dolayı şart olduğu bir hakikattir. Çözüm sürecinin zorlu testlerden geçtiğini artık kimsenin bu süreçten vazgeçmesinin mümkün olmadığını 2/7 Ekim ve Cizre olayları da ortaya koymuştur” dedi. YENİ ANAYASA Bingöl, yeni anayasa ile ilgili şunları söyledi: “Laiklik ve kültürel kimlikler konusunda toplumumuzun yaşadığı sorunlar dikkate alınarak sorunlu bu iki alanın yeni anayasada doğru kodlanması gerekmektedir. Yeni anayasanın tüm ideolojilere eşit uzaklıkta, medeni olması ve bu topraklara uygun kodlanması hayati önem taşımaktadır. 1982 anayasasına çok defa ekleme yapıldığı bir vakıadır. Ancak ruhu ve felsefesinin iskeleti olduğu gibi durmaktadır. Özellikle anayasanın başlangıç hükmünün nefret suçu oluşturacak kadar hukuka aykırı olduğu ortada iken 1982 anayasasında yapılacak değişiklik fayda sağlamayacaktır. Yeni Türkiye yeni anayasa ile inşa edilebilir, aksi takdirde eskinin tekrarından başka bir şey olmayacaktır. Bu dönem milliyetçilik dönemi değildir. Kim buna oynarsa kaybedecektir. MHP'nin de HDP'nin de söylemlerini değiştirmesine ihtiyaç vardır. Aksi takdirde kaybedeceklerdir. Barış Süreci; Kucaklaşma sürecidir. Çözüm Süreci; Geniş perspektifle yani herkesi kapsayan bir süreçtir. Bunun en önemli unsuru da yeni anayasadır.” YORUM YAZIN ![]()
|
|