Cüneyt zapsu'dan şok açıklamalarBaşbakan Danışmanı Cüneyt Zapsu, kendisiyle ilgili merak edilen bütün sorulara mail ile cevap verdi. Ünlü gazetecilerin mail ile sordukları sorular ve cevapları bir arada.![]() Başbakanın Danışmanı Cüneyd Zapsu bundan bir süre önce gazetecileri mail atarak, kendisiyle ilgili bütün soruları mail yoluyla iletmelerini ve bunların hepsini tek tek yanıtlayacağını belirtti. Sorular gitti ve Cüneyd Zapsu bugün soruları yine mail yoluyla cevap verdi. Zapsu'ya toplam 177 soru yöneltildi. Cüneyd Zapsu bu soruları verdiği cevapları 377 gazateciye mail attı. işte o cevapların ilk bölümü. Konu Başlığı: FINDIK 1. Fındık pazarında ne kadar bir paya sahipsiniz? AKP iktidarı sonrasında pazardaki payınızda artış veya azalma oldu mu? ( Sezai Matur / Sakarya Yenihaber ) İddia edildiği gibi, fındık pazarında bir paya sahip değilim. AK Parti'nin 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulmasından sonra, işle gereğince ilgilenemedigim için, tüm ortaklıklarımda olduğu gibi ortağı bulunduğum fındık entegre tesisini de 22.09.2002 tarihinde ağabeyime devrettim. Bu tesis 80'li, 90'lı yıllarda Türkiye'nin fındık ihracatında yaklaşık %15'e yakın paya sahip iken geçtiğimiz seneler ihracattaki payı sadece %2'lerde kalmıştır. 2. Fındık piyasasını tümüyle sizin yönlendirdiğiniz söyleniyor bu doğru mu? ( Sezai Matur / Sakarya Yenihaber ) Ben 1970'lerin ortalarından beri, yani 30 yıla yakın bir zaman fındık sektöründe her kademede çalıştım, bu sektörün daha da gelişmesi ve ilerlemesi için çaba gösterdim. İhracatçılar Birliği Başkanlığı, Fındık Tanıtım Grubu, Dünya Fındık Konseyi'nden sonra 2002'den beri INC- Uluslararası Kabuklu Yemiş ve Kuru Meyve Konseyi Başkanlığını yürütüyorum. Tabii ki bu tecrübemden ve bu alanla ilgili birikimimden dolayı hem hükümet, hem partimden bana bu konuda danışmak isteyenlere elimden geldiğince yardımcı oluyor, fikrimi söylüyorum. Ancak görüşlerime katılıp katılmamaları kendi takdirlerindedir. Kısacası sorunuza cevabım hayırdır. ( INC – Uluslar arası Kabuklı Yemiş ve Kuru Meyve Konseyi hakkında detay için bkz. Madde 29 ) 3. Fiskobirlik'in ihtiyacı olan krediyi özel bankalardan ve devlet bankalardan almasını engellediğiniz belirtiliyor. Bu iddiaların doğruluk payı nedir? ( Sezai Matur / Sakarya Yenihaber ) Fiskobirlik'in bankalardan kredi almasını engellemem söz konusu bile olamaz. Bu iddiada bulunanlara dava açtım, hala da açmaktayım. “Ben size hizmet etmek istiyorum Zapsu ise beni dava etti” diyerek beni toplanan halka şikayet eden TZOB Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar'ı da bu yüzden dava ettim. Bundan sonra da hakkımda yanıltıcı iddialarla üçüncü şahısları yanlış bilgilendiren ve yalan iddiaları ile halkı şahsıma karşı kışkırtan kişilere karşı dava açmaya devam edeceğim. Kaldı ki hangi banka kredibilitesi olan bir kuruluşun kredi başvurusunu Cuneyd Zapsu istiyor diye ret eder? İçinde bulunduğumuz şartlarda bankalar kredi verecek sağlam, düzgün müşteri ararken, hele faizlerin bu denli düştüğü bir ortamda kamu bankalarına ilaveten diğer özel ve yabancı bankaların da bir şahsın sözü veya yönlendirmesi ile kredi vermekten vazgeçtiğini düşünmek ne derecede inandırıcı olabilir? İşin aslı ise şudur: Sizin herhangi bir projeniz, bir iş planınız yoksa hiçbir banka size kredi vermez. Bankalar parayı kiraya verir ve tekrar para ister; yoksa para verip karşısındaki zamanında ödeyemediği için fındık veya gayrimenkul almak istemez. Eğer buna rağmen kredi vermeyi kabul ediyorsa, o zaman zaten bu banka değil, tefecidir. FKB bana danıştığı zaman öncelikle kendilerine iş planı yapmalarını söylemiştim. Şayet bu yapılsaydı büyük ihtimalle istedikleri krediyi alabilirlerdi. İş planı “ben şu fiyattan alacağım, şunu yapıp şu fiyattan satacağım demektir. Fakat bu yapılmamışsa, o zaman kredi ile zararın finanse edilme veye spekülasyon yapılma ihtimalleri söz konusu olur ve bu da kredi bulunmasını elbette zora sokar. Bunu anlamak istemeyenler başarısızlıklarını örtmek için herhalde böyle çirkin bir dedikodu çıkarıp belki sonunda kendileri bile inanmışlardır. 4. Fındık fiyatının belirlendiği toplantılara hiçbir resmi sıfatınız olmadan nasıl katılıyorsunuz? ( Sezai Matur / Sakarya Yenihaber ) Yukarıda belirttiğim gibi, benim bu sektördeki geçmişim 30 yılı aşmaktadır. Deneyimlerim ve birikimlerimden kim faydalanmak isterse ona elimden geldiğince yardımcı olmaya hazırım. Bu sebeple de partimden ve hükümet üyelerimizden bana danışmak isteyenlerle de düşüncelerimi paylaşırım Halen bugün INC Başkanı sıfatı ile dünyanın her köşesinde kuru meyve ve kabuklu yemiş toplantılarına konuşmacı olarak davet edilmekteyim. Şayet fındık meselesinin konuşulduğu toplantılara davet ediliyorsam bundandır. Ancak “fındık fiyatının belirlendiği toplantılar” diye sorarsanız ortada ciddi bir bilgi eksikliği var demektir. Zira AK Parti hükümeti yakında 4. senesini bitirecek ve bugüne kadar “Fındık Fiyatı” hükümetçe belirlenmemiştir. Son senelerde hükümetin fındık fiyatları ile hiç bir ilgisi olmamıştır, FKB'nin alım fiyatları mevzu bahisse bunu FKB kendi kararı olarak tespit edip açıklamıştır. İlk defa bu sezon Sayın Başbakan'ın direktifi ile Tarım Bakanlığı fındık çifçisini mağdur etmemek için arz fazlasını piyasadan çekecektir. Bunun fiyatının ise Eylül ayında tespit edileceğini söylemiştir. “Resmi sıfatım” meselesini de ayrı cevaplamam gerekiyor: Sayın Başbakanımızın belirttiği üzere ben kendisinin Genel Baskani oldugu AK Parti'ye bağlı çalışan özel asistanı, veri koordinatörü ve müşaviriyim. 5. Fındık fiyatının 2 YTL'ye düşmesinden vicdan azabı duyuyor musunuz? ( Sezai Matur / Sakarya Yenihaber ) Bu sorunun muhatabı olmadığım için vicdan azabı duymam söz konusu bile olamaz. Bu soru maalesef önyargılı bir anlayışı yansıtmaktadır. Lütfen şunları hatırlayın. FKB, hükümetle hiç bir bağı kalmadıktan, tüm borçları silindikten ve kendi imkanlarına sahip bir bağımsız kuruluş halini aldıktan sonra hükümetten –haklı olarak- kimseye sorup danışmadan, sezon başında “ tüm rekolteyi alacağım” diyerek 7YTL'lik bir fiyat açıkladı ve 52 bin ton piyasadan çekti. Ancak yarısının parasını ödeyemeyince önce kredi arama yoluna gitti. Bunda da başarılı olamadı. Ayrıca mahsül tahmininde de yanıldığını, satarsa büyük zarar edeceğini gördü. Bunun üzerine zararı göğüsleyip üreticinin parasını vereceğine, hükümeti ve bilhassa, Cuneyd Zapsu'yu günah keçisi yapıp kendi hatasını örtbas etmeye çalıştı. Dolayısıyla vicdan azabı duyması gerekenlere, çiftçimizi köylümüzü zor durumda bırakanlara, onları yanıltanlara ve aldatanlara sorun lütfen bu soruyu, bana değil. FKB 600 bin tona yakın çıkan 2005 mahsulünü yanlış bir şekilde 480 bin ton olarak tahmin etmiştir (ki Odalara kalsa bu 450 bin ton deniyordu). Hesabını DA bu yanlışa göre yapmıştır. Mahsul fazla çıkıp fiyat düşünce bunda ne hakla başkasında suç aranabilir ? 2006 mahsulünün 700 bin tonlardan fazla çıkmış olmasından da (ki fiyatın bu kadar düşmesinin asıl sebebi budur) ben mi sorumluyum? FKB yöneticileri bu sezon içinde Başkani, Başkan Vekili ve diğer yöneticileri ile bana defalarca müracaat etmişlerdir. Her seferinde onlara bildiğim ve doğru olduğuna inandığım yolu gösterdim. Her görüşmede de yanımda şahitler olmuştur. Geçen Kasım ayından, son olarak Mayıs ayına kadar ellerinde her zaman mallarını satıp borçlarını ödeme imkanı vardı, ama onlar bu fırsatı kullanmadılar. Gerçeği de bildikleri halde, yanlış değerlendirme ve kararlarının sonucunu bana fatura etmeye çalışmışlar, kuklamın yakılmasına göz yummaktan da öte bu harekete çanak tutmuşlardır. Evet birilerinin vicdan azabı duyması gerekir, bunların kim olduğu da çok açık! 6. Fındık fiyatları düşmeye başladıktan sonra stoklarınızdaki fındık miktarında ne kadar artış oldu? ( Sezai Matur / Sakarya Yenihaber ) Ben 22 Eylül 2002 tarihinde ortaklığımı devrettiğimden bu yana sorunuzun muhatabı olamam. Şayet “Ya ailesi? Ya ağabeyi? diye sorarsanız, onların da pazar paylarının %2 civarı olduğunu bir başka soru münasebetiyle belirtmiştim. (Bu arada sorunuzun ekonomik mantığını da anlamış değilim, çünkü fiyat düşerken mal alınmaz, mal satılır, yoksa siz aksini mi biliyorsunuz?) 7. Fındıkçının sizin üzerinden AKP'ye bunca yüklenmesine rağmen Başbakan Erdoğan sizi neden, hangi özelliğinizden dolayı yanında tutuyor? ( Sezai Matur / Sakarya Yenihaber ) Öncelikle şu açıklığa kavuşturulmalı: “Fındıkçının” diyorsunuz. Fındıkçı kimdir? Tamamen siyasete bulaşmış odalar mı? Tamamen siyasete bulaşmış kooperatifler mi? Siyasiler mi? Yoksa yanlış ve yanıltıcı beyanlarla galeyana getirilmeye çalışılan fındık çiftçisini mi kastediyorsunuz ? Eğer bu son kesimi kastediyorsanız onları ayrı olarak değerlendirmeliyiz; Çünkü onlar, kendilerini savunduklarını iddia edenler tarafından mağdur edilenlerdir. Onların sıkıntılarını, problemlerini ,sorunlarını çözme gayretlerime rağmen, siz de biliyorsunuz ki sezon başından beri yalan haberlerin yayılması ile günah keçisi haline getirildim. Tabii ki benim üzerimden AK Parti'ye hatta doğrudan Sayın Başbakan'a yüklenilmekte. Medyayı biraz objektif bir gözle izlerseniz bunun sadece fındıkla değil birçok konuyla yapılmak istendiğini görürsünüz. Bunlara rağmen Başbakan beni hangi özelliğimden dolayı tutuyor diye merak ederseniz lütfen kendisine sorun, bunu benim cevaplama imkanım yoktur. Ama sualinizin arkasında “sizin ne özelliğiniz var?” diye bir başka soru yatıyorsa aşağıda bir başka vesileyle bunu da cevaplayacağım. 8. 30 Ağustos'ta Ordu'da düzenlenen ve hükümet komiserinin belirlemesine göre 80 bin kişinin katıldığı fındık mitinginde hükümetin yanı sıra şahsınıza yönelik protestolar eylemin odağında yer aldı. Sizin de fındık tüccarlığı yaptığınız dikkate alındığında üreticilerin bu tepkilerini haklı buldunuz mu, size yönelik -maket yakma, dövizler ve sloganlar- protestoları nasıl değerlendirdiniz? Bir fındık tüccarı olarak şu an Türkiye'de fındığa verilen ücreti siz yeterli buluyor musunuz, yoksa siz de düşük olduğu konusunda üreticilerle hem fikir misiniz? ( Fırat Kozok / Cumhuriyet ) Önce izninizle sorunuzun içindeki birkaç tane yanlış bilgiyi hemen düzeltmek isterim: Mitinge, İçişleri Bakanlığı'nın verdiği rakamlara göre 30 bin kadar kişi katılmıştır. Benim 4 senedir fındık ticareti yapmadığımı bircok kere açıklamış bulunmaktayım. Lütfen diğer sorulardaki bu konu ile ilgili cevabıma bakınız. Bu düzeltmelerden sonra Ordu mitingi hakkındaki düşünceme gelmek istiyorum: Bırakın 80 bini, 30 bini, 1 kişinin bile beni hedef alıp bana lanet okuması beni yaralar. Oradaki vatandaşlara sorular yöneltildi ve kendilerinin tamamen yanlış bilgilendirildiğini, “suçlu Cuneyd Zapsu” söylemi dışında “niye?” sorusuna cevap verilemediği görüldü. Tabii ki çok üzüldüm, üzülmekten de öte... Çünkü ben bazı eski siyasiler gibi hakkımda söylenenlerin bir kulağımdan girip diğerinden çıkabileceği kadar vurdumduymaz biri değilim. Bu kadar sene fındık ile sadece ticaretini yaparak değil, tüm kesimlerin hakkını korumak için AB ile, ABD ile mücadele eden biri olarak FKB' nin hatası yüzünden bütün kamuoyu önünde günah keçisi ilan edilmek, bana tabii ki çok acı verdi. Bir fındık tüccarı olarak değil, ancak sektörün içinden gelen ve uzun yıllar bu işle uğraşmış bir kişi olarak fiyat konusundaki fikirlerim ise şöyle: Öncelikle Doğu Karadeniz'de yüksek bölgelerde üretilen fındığın maliyeti ile Batı bölgelerimizde daha çok düz yerlerde taban arazilerde yetişen fındığı aynı kefeye koymamalısınız. İkisi arasında çok büyük bir maliyet farkı vardır. Batıya verilen makul fiyat, Doğu Karadeniz'de, fındığın monokültür olduğu bölgelerde asgari bile olmamaktadır. Bu sebeple fındık konusunda fiyat hakkında konuşurken bunu mutlaka Doğu ve Batı Karadeniz olarak değerlendirmek ve bölge koşullarına göre tespitte bulunmak gerekir. Dağlık bölgenin maliyeti düz bölgeye verilmeye devam edilirse, düz bölgelerde her yer, her yıl daha da fazla fındık dolar. Bu durum ise başka hiç bir alternatifi olmayan doğu bölgesi üreticisi aleyhine gittikçe büyüyen bir sorun olur. Bu gerçekler görülürse sorunların sadece fiyatla çözülemeyecek bir yapıda olduğu anlaşılır. 9. Sizin bu konu hakkındaki mütalaanız nedir? Yani sorunun temelinde ne yatıyor? Sorumluları sizce kimler? ( H.Avni Uz / Vatan ) Sorunun temelinde öncelikle bizim arz-talep konusunu göz ardı etmiş olmamızın yattığına inanıyorum. Benim her türlü iktisadi konuda inanmış olduğum temel bir kural vardır: Arz ve talep dengesi. Türkiye'de düz arazilerde fındığın çok karlı bir ürün olmasından dolayı son 30 yıldır ekim alanlarında %100'e yakın çok büyük bir artış vardır. Bu artışın çok fazla olması elimizde arz fazlası kalmasına yol açmıştır. Diğer taraftan bu seneye spesifik olarak baktığımızda, FKB geçen sene rekolteyi yaklaşık 120 bin eksik olarak 480 bin ton olarak tahmin etmiş ve bu sebeple yüksek bir alım fiyatı ilan etmiştir Bu yanlışı gördükten sonra geri dönmemişler, “zararın neresinden dönersek kar” dememişlerdir. Son hataları ise yanlışlarını fark ettikten sonra, “gelin çözüm bulalım” diyeceklerine, önce bende sonra hükümette suç aramaya kalkışmalarıdır. Belli birkaç yönetim hatasından kaynaklanan sorunlar bu kadar büyük sonuçlara yol açmıştır. 10. Özellikle bu yıl ve bundan sonraki yıllar açısından sorunun çözümü nasıl sağlanır? ( H.Avni Uz / Vatan ) Sorunun çözümü öncelikle lisanslı depoculuk, ürün borsaları ve sözleşmeli tarım gibi modern tarım yöntemlerinde yatmaktadır. Bu konuda hükümetimiz çeşitli çalışmalar başlatmıştır. Şu anda bu projeler hayata geçme aşamasındadır. Netice olarak ürün desteklenmemeli, üretici desteklenmelidir. Aksi taktirde piyasalara suni bir müdahale mevzu bahis olur ve istikrar sağlanamaz. Bu sene ise öncelikle ortada olan sorunun ivedilikle halledilmesi gerekmektedir. Orta vadede öncelikle taban alanlarındaki mevcut ekim yasağını hakikaten geçerli kılmamız gerekmektedir. Bunun dışında Fındık Tanıtım Grubu aracılığıyla Türkiye dahil tüm dünyada fındık tüketimini artıracak pazarlama faaliyetlerinde bulunmamız gerekmektedir. Türkiye'yi yakında bir milyon tona yakın fındık üretimi beklemektedir. Bunun için tanıtım faaliyetleri büyük önem taşımaktadır. DFIF'in ( Destekleme Fiyat İstikrar Fonu ) tamamının bu sebeple tanıtım ve pazarlama faaliyetleri için Fındık Tanıtım Grubu'na verilmesi gerekmektedir. Uzun vadede fındığın katma değerinin de yörede kalması için o bölgelere çikolata fabrikaları kurulmasını teşvik etmemiz gerekmektedir. Türk tüketicisi için de çikolata artık lüks bir ürün olmamalıdır. Bu hususlara dikkat edilirse hem fındığın katma değeri yörede kalır, hem de yöre halkı için değişik geçim kaynağı alternatifleri çıkarılır, göç önlenir. 11. Fiskobirlik'in aldığı olağanüstü genel kurul kararından ne çıkar? Yönetim değişir mi? ( H.Avni Uz / Vatan ) Fiskobirlik özerk bir kuruluştur, Genel Kurul öncesi bu konuda herhangi bir yorum yapmanın doğru olmayacağına inanıyorum. 12. Konunun genelinde şahsınıza yönelik çeşitli ithamlar da mevcut. (Düşük ihraç rakamı telaffuz/telkin ettiğiniz, ihracatçılara, haliyle de yabancı alıcı şirketlere avantaj sağlanmasına yönelik tutum sergilediğiniz, Fiskobirlik' in kredi kanallarını engellediğiniz gibi konularda) Bu ithamlara karşı neler söylersiniz? ( H.Avni Uz / Vatan ) Bu soru sanırım sayın Ayaydın'ın köşe yazısı ile ilişkili. Öncelikle hep hatırlattığım bir hususu yine dile getirmek durumundayım: Yüksek ne demek? Düşük ne demek? Kime göre? Neye göre? Sayın. Aydın beyle telefon görüşmemde bazılarına göre düşük sayılan bir ihraç birim fiyatı telaffuz ettiğim doğrudur. Ancak telkin diye bir şey söz konusu olamaz. Sebebi ise çok açık: Son 30 sene içinde ortalama ürün 300 bin ton olmuş ve ortalama ihraç birim fiyatı 3 usd/kg dan düşük gerçekleşmiştir. 2003 sezonuna kadar da bu bu şekilde devam etmiştir, sadece son 3 sene, o da üst üste arz çok düşük olduğundan ( bir sene rekolte düşükken ertesi sene ise don olmuş) tabii olarak fiyat, tarihinde hiç olmadığı kadar, 8-9 USD'lere çıkmıştır . Şimdi ise rekor bir üretim var, 700 bin tonlardan fazla deniyor. Bu rakam doğru ise ve herhangi bir şekilde piyasalara müdahale edilmezse, 3,60 usd ihraç birim fiyatları bırakın normali, fevkalede iyidir. Yoksa bizim memleketimizde iktisadın arz talep kuralları çalışmıyor mu? Tuhaf olanı bunu garipseyen, ekonomide herşeyin global arz talebe bağlı olduğunu bilmeyen, daha doğrusu bilmek istemeyen, hala dünyada “tekelciliğin” olduğunu sanan zihniyetteki kişilerin olmasıdır. Siyasi olarak bunun üzerinden prim yapmak isteyenler olabilir, bunu anlayabilirim, mantığı var, ama iktisat sayfalarında nasıl olur da bu yer bulur, işte bunu anlayabilmiş değilim. Ama hükümet bedelini ödemeye hazırsa ve piyasaya müdahale gelip arz fazlası piyasadan çekilip satılmazsa, o zaman piyasa tabii ki kendine göre daha yüksek bir seviye bulacaktır. Fiskobirlik kredi konusundaki cevabım için bkz. Madde 3 13. Hükümetin bu konuda yaklaşımı ve izlediği/izleyeceği politika size göre ne olmalı? ( H.Avni Uz / Vatan ) Bu konuda hükümet üyesi olmadığım için benim birşey söylemem uygun olmaz. Ancak AK Parti'nin programında ürün değil üreticinin destekleneceği açıkça yazmaktadır. Bu nedenle hükümet lisanslı depoculuk, ürün borsaları ve sözleşmeli tarım gibi modern tarım yöntemlerinin uygulanması çalışmaları içindedir. Bence piyasalara doğrudan müdahil olunmamalı, üreticimize direk destek sağlanmalı ve onlara alternatifler sunulmalıdır. 14. Üreticinin mağduriyeti çözüm bulacak mı? Bu konuda gözlemleriniz/öngörüleriniz nedir? (Bu soruya yanıtınız sanırım okurlarımız açısından hükümete çok yakın bir isim olmanız nedeniyle hayli ilgi çekecektir diye düşünüyorum) Belki cevabım ilgi çekebilir, ancak“mağduriyet”ten ne anlaşıldığının açıklanması gerekir : 1kg findigin maliyeti acaba hakikaten 3,5 ytl midir? Bu rakam tamamen siyasallaşmış, bir kg dahi fındık alıp işleyip satmamış bir kurum başkanına göre söylenmiş bir rakam mıdır? Yoksa maliyet İhracatcı Birliklerinin çıkardığı 1,5 ytl midir? (Bilgi için Roma/İtalya findık maliyeti 1,80 ytl dir). Şimdi mağduriyet konusuna dönelim. : Türkiye'de tarım sektöründe ortalama kar marjina bir bakın lütfen. Son 30 sene içerisinde fındığın ekim alanı batı bölgelerimizde %100 'den fazla artmıştır. Aynı zaman zarfında bu bölgedeki çiftciye fındık getirisi kiloda takribi 1 ytl'dir. 1 ytl alan çiftçi, bu 30 senede mesela batı bölgelerinde (Adapazarı, Düzce, Akçakoca, Bolu vs) 1974' te 80 bin hektar dikim alanı olan fındığa bir 87 bin hektar daha eklemiştir ( Mesala toprağındaki mısırı sökerek.) Bu bölgelerde mağduriyetten bahsedilemez. Eğer bahsedilirse o zaman Türkiye'deki diğer milyonlarca çiftçimizin ahı alınır. Buna karşın, yüksek bölgelerin fındık çiftçisinin başka hiç bir alternatifi yoktur. Bu bölgelerde fındık monokültürdür, başka hiç bir şey yapamazlar. Zaten bu bölgelerde ekim alanını da arttıramazsınız. Nitekim 1974' te fındık ekim alanı 99 bin hektar olan bölge, 2004 yılında 102 bin hektar olarak gözükmekte, yani neredeyse hiç artmamıştır. Bu bölgelerde ise 3,5 YTL dahi yetmeyebilir, burası hakikaten “mağdur” dur. Benim düşünceme göre bulunacak bir sistem dahilinde bu bölgelerimizdeki çiftçimize doğrudan destek verilmesi gereklidir. Aksini yaparsak, mesela 1,5 YTL verirseniz batı “mağdur olmaz” ama doğu perişan olur. 3,5 YTL verirseniz doğu ancak nefes alır; fakat bu sefer batı çok daha fazla eker, ertesi yıl ürün daha da fazla olur ve neticede de problem katlanarak büyür, tekrar önünüze gelir. Ziraat Odalarının siyaseti bırakıp, bu probleme eğilmelerini ve çözüm üretilmesinde yardımcı olmalarını dilerim. 15. Fındık piyasasına müdahale ettiğiniz ve kendi çıkarlarınıza kararlar aldığınız iddialarına ne diyorsunuz? ( Dilek Yaraş / İnternethaber ) Fındık piyasasına müdahele ettiğim ve kendi çıkarlarım için kararlar aldığım iddiaları tamamen gerçek dışıdır. Bu konuya daha önceki sorularda cevap verdim. 16. Türkiye'deki fındık fiyatlarının belirlenmesi konusunda spekülasyon yaptığınız ve fiyatların düşmesine neden olarak üreticiyi zarara uğrattığınız yönünde suçlamalar ile karşılaştınız. Sizin bunu aksini iddia eden yanıtlarınız oldu. Fakat iddialar her yıl yeniden yeniden tekrarlanıyor. Fındık ticaretindeki aktiviteniz nedir? ( Hülya Güler / Ekonomist ) Bu konu ile ilgili cevaplarım için bkz. Madde 1 ve Madde 2 1987 – 2001 yılları arasında, son 7 sene başkan olarak İhracatçılar Birliği'nde görev aldım. 1997'de Fındık Tanıtım Grubu'nu kurdum. Yine 1997'de New Jersey'de Dünya Fındık Konseyi'nin kurucu eş başkanlığını yaptım. 1997'de yönetim kuruluna girdiğim INC'nin 2002 senesinde halen sürdürmekte olduğum başkanlık görevine seçildim. Fakat 30 senelik fındık geçmişimden ve INC Başkanlığımdan dolayı fındık sektörüyle ilişkim elbette sürmektedir. Ancak 2002 itibariyle herhangi bir ticari aktivitem bulunmamaktadır . YORUM YAZIN ![]()
|
|