Danıştay 8. Dairesi, yönetmeliğin 5/a, 15/b-c, 18/c, 20/b-e 23. maddenin son cümlesi, 24, 27/2, 28/b ve son paragrafı, 38/2 ve geçici 4. maddelerinin yürütmesini oybirliği ile durdurdu.
Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu'nu birlikte değerlendirildiğinde, milli eğitim sisteminin, örgün eğitimde, yönlendirme esasına dayalı kademeli geçişi öngören bir modelle örgütlendiğinin anlaşıldığı vurgulanan kararda, bu örgütlenmenin, eğitimin amacı ve temel ilkelerinin doğal bir sonucu olduğuna işaret edildi.
Bir eğitim kurumundan yararlanabilme hakkının, bir önceki öğretim
basamağını tamamlama koşuluna bağlı kılındığına dikkat çekilen
kararda, bu sürecin işleyiş şeklinin, fırsat ve imkan eşitliğinin
sağlanması bakımından önem arz ettiği vurgulandı.
Farklı okul türleri arasında nakillerin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın 9 Eylül 1998 gün ve 186 sayılı kararı ile yürürlüğe
konulan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Nakil ve
Geçiş Yönergesi'nde düzenlendikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı
Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme Yönetmeliği'nin 30. maddesinde yer
alan, farklı okul türleri arasında nakillerin, 9. sınıf sonunda yapılacağı şeklindeki kuralda değişiklik yapılarak, konunun yönergede düzenlenmesini öngören bir kural haline dönüştürüldüğü ifade edilen kararda, şöyle denildi: ''Yukarıda anılan Yönerge'de belirlenen koşulları taşıyanlar dışında kalanların ortaöğretim kurumları arasındaki geçişleri
önlenmeye çalışılmış ve yönerge ile açık öğretim lisesine meslek
liselerinden geçişlerde uygulanacak prensipler öngörülmemişken,
Yükseköğretim Kurulu tarafından orta öğretim başarı puanının hesaplama
yönteminin değiştirilmesi suretiyle 1998-1999 öğretim yılında
uygulamaya konulan ÖSS sisteminin etkisi ile meslek liselerinden genel
liselere geçişlerde başlayan artış nedeni ile bakanlık makamının 30
Eylül 1998 gün ve 4229 sayılı oluru ile açık öğretim lisesi de bu kapsama dahil edilmiştir.
Genel liselerle meslek liselerinin uygulanan program ve amaçları
yönünden sahip oldukları farklılıklar gözetilerek, özellikle mesleki
eğitimin milli eğitim sistemindeki yerinin ve işlerliğinin
arttırılmasını hedefleyen eğitim politikası doğrultusunda, ülkenin
gelişen ekonomik ve toplumsal gereksinimlerinin karşılanması ve eğitim
düzeyinin yükseltilmesi amacı karşısında, dava konusu yapılan yönerge
ve bireysel işlemlerde; genel ilkeler içeren yönerge ve genelgenin
ilgilisi olan öğrencilerin bulunduğu öğrenim evresine göre farklı
sonuçlar doğurması gerektiği, öğrencilerin öğrenim düzeylerine göre
bir ayırıma gidilmemiş olmasının öğrenim hakkının eşit dağılımını
engelleyeceği, farklı özellikteki öğrencilerin aynı konumda
değerlendirilmesinin Anayasal eşitlik kuralı ile çelişeceği belirlenmiştir.
Böylece, genel veya meslek/teknik liselerinden oluşan ve öğretim sürecinin ikinci kademesini oluşturan orta öğretim kurumlarına başlama ve devam etme hususunda yargı kararları ile de istikrar kazanmış bir sistem yerleşmiştir.''
DEĞERLENDİRME
Yargı kararları ile belirlenen bu sisteme göre, hazırlık sınıfında başarılı olmuş veya olmamış veya lise birinci sınıfta kalmış öğrencilerin, orta öğretime yeni başlayacak bir öğrenciyle aynı
konumda olduğu, başka engeller yoksa genel liselerin birinci sınıfına
kayıt yaptırabilecekleri belirtilen kararda, ''Böylece lise birinci
sınıfta veya daha sonraki sınıflarda öğrenimine devam edenlerle
birinci sınıfı geçenlerin yönelimi ve eğitiminin yerleşmiş olduğu
kabul edilmiştir. Bu kabulün meslek liseleri açısından da geçerli
olduğu tartışmasızdır'' denildi.
Yönetmelik ile mesleki açık öğretim lisesinin, örgün orta öğretim
kurumlarının yer aldığı basamağa dahil edilmeye çalışıldığı ifade
edilen kararda, ''Böylece yönetmeliğin iptali istenilen maddelerinde
yer alan düzenlemelerle yaygın eğitimin, örgün eğitimden
yararlanamamış olanları eğitim sürecinin tamamen dışında bırakmamaya
yönelik amacı ve niteliğinin dışına çıkılmıştır'' denildi.
-''DÜZENLEME YASALARA AYKIRI''-
Eğitim sisteminin, eğitim ve öğretimde fırsat ve imkan
eşitliğinin ruhuna ve amacına uygun, yönlendirme ve kademeli geçiş
modeline dayalı olarak örgütlendiği vurgulanan kararda, şöyle devam
edildi:
''Eğitim sistemine dahil olup, yönlendirme suretiyle kademelerden
geçerek bu haklardan yararlanmış bireylerin, yeniden yararlandırılması
öncelikli olarak yararlanma hakkına sahip olan bireyler açısından
eşitsizlik yaratılmasına sebep olacak, eğitim sisteminin örgütlenme
biçimindeki bütünlüğü de bozacaktır. Bu bakımdan orta öğretimden mezun
olan ve yüksek öğretimden ayrılan veya mezun olanlara yönelik yapılan
düzenleme, dayanağı yasa hükümlerine aykırı olduğu gibi eğitim
sisteminin amacına, ilkelerine, hukuka ve hakkaniyete de uygun
değildir.''
Kararda, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda yer alan
öngörülerin de dava konusu yönetmelikle hayata geçirilmesinin,
yönetmelikte yer alan düzenlemelerde bu haliyle belirlenen hukuka
aykırılıklar nedeniyle mümkün bulunmadığı ifade edildi. Kararda,
şunlar kaydedildi:
''Planda ve Milli Eğitim Temel Yasası'nın 9. maddesinde yer
verilen eğitimin hayat boyu devam edeceğine ilişkin ilkeye yönelik
düzenlemenin, eğitim sisteminin öngördüğü diğer ilkelerle çelişmemesi,
sistemin uyumunu ve bütünlüğünü bozmaması, eğitim-öğretim hakkından
yararlanma koşullarını ihlal etmemesi gerekir. Bir başka anlatımla,
bir ilkenin hayata geçirilmesi için yapılan düzenleme, milli eğitimin
temel ilkelerinin birbiriyle çelişmesine, hatta etkisiz kalmasına
sebep olmamalıdır.''
Kararda, dava konusu yönetmelik maddelerinin, dayanağı yasa
hükümlerine, eğitim sisteminin yargı kararları ile benimsenen,
işlerlik kazanan ve yerleşen eğitim-öğretim sürecine, kamu yararı ve
hizmet gereklerine aykırı olduğu açık olduğu kaydedildi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Danıştay 8. Dairesi'nin bu kararına
itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu
görüşecek.