Eğitim Bir-Sen Bingöl Üniversitesi Temsilciliği, Bingöl Üniversitesi'ndeki üye çalışmalarında karşılaşılan durumlara ilişkin açıklama yapan ve devletin sendikalar üzerinden soyulduğu iddiasında bulunan Eğitim-Sen Bingöl Şubesi'ne çok sert bir yanıt verdi ve konunun mahkemeye taşınacağını bildirdi.
“CAHİLLİĞİ MAZUR GÖRÜLECEK KADAR CAHİL OLMANIN TİPİK TEZAHÜRÜDÜR”
Eğitim-Sen Bingöl Şubesi'nin “Eğitim Bir-Sen üzerinden devletin soyulduğu” iddiasının son derece çirkin bir itham olduğunun vurgulandığı açıklamada: “Sendika üyesi olamayacakların üye yapıldığı iddiasıyla üyelerden kesilen üyelik aidatını devleti soymak olarak gören bir zihniyetin kanunu da sendikacılığı da bilmediği görülmektedir. Sendika üyelik aidatı kişinin aylık ücretinden kesilmektedir, devlet tarafından ödenmemektedir. Hal böyleyken nasıl oluyor da devlet soyulmuş oluyor anlayabilmiş değiliz. Üyelik aidatları ile 6111 sayılı Kanunun 118'inci maddesiyle getirilen toplu sözleşme primini birbirine bağlamak, buradan hareketle üyelik aidatını devlet ödüyor demek, toplu sözleşme primine sendika aidatı demek “cahilliği mazur görülecek kadar cahil olmanın” tipik tezahürüdür. Toplu sözleşme primi almak, devleti soymak ise bu durumda sendika üyesi olmaları sebebiyle toplu sözleşme primi alan Eğitim Sen üyeleri de bu suça iştirak etmektedir. Üyelik aidatlarını, toplu sözleşme primi üzerinden devlet ödüyor demek Eğitim-Sen'in devletten aidat alması demektedir. Eğer bu devleti soymak ise Eğitim-Sen de bu aidatları iade etmelidir.”
“AHLAKİ DEĞİL!”
“Eğer iddia ‘sendika üyesi olamayacakların üye yapılması' ise buna karşı başvurulacak hukuki yollar bellidir” denilen açıklamada, hukuk yoluna başvurmaksızın iftira atmanın ahlaki olmadığının altı çizildi.
Açıklamada: “Hukuk yoluna başvurmaksızın iftira atmak ve suç isnadında bulunmanın sendikal ahlaka da devrimci (!) ahlaka da sığmadığı kanaatindeyiz. Bu iddiada bulunan sendikanın, “Sendika Haktır, Genelgelerle Yasaklanamaz” başlıklı bildirilerinde “4688 sayılı Kanunun 15'inci maddesiyle sadece emniyet mensuplarının değil rektörler, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdür ve müdür yardımcıları başta olmak üzere, hâkimlerin, savcıların, Milli Savunma Bakanlığında, Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında çalışan sivil memurların ve kamu görevlilerinin, Merkez denetim elemanlarının, ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin de aralarında bulunduğu on binlerce kamu emekçisinin sendika kurması, sendikaya üye olması engellenmiştir. Kısacası on binlerce kamu emekçisi çalışma koşulları hakkında söz hakkına dahi sahip değildir” denilerek sendika üyesi olamayacakların üye olabilmelerini savunduğunu ileri sürmesi hayrete şayandır” ifadeleri yer aldı.
“ADALETİN KESKİN KILICI ÖNÜNDE HESAP VERMEYE MAHKÛMDURLAR”
Eğitim-Sen'e yönelik sert eleştirilerin yer aldığı açıklamada, hukuk yolu işaret edildi ve şunlar kaydedildi.
“Yine malum açıklamada SODES projelerine de değinilmiş, yolsuzluk iddiasında bulunularak Sendikamızın adı hiçbir ilgisi olmadığı halde bu projelere de karıştırılarak Sendikamız adı üzerinden bir yolsuzluk algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Üyelik aidatı almak talan ve yağma olarak görülüyorsa Eğitim-Sen de bu talan ve yağmanın bir aktörüdür. Sendika üyesinden kesilen aidat, kamu görevlisinin emeğinin karşılığı olan ücretinden ödenen tutardır. Kamu çalışanının emeğini halka mal etmek kendi ideolojileri çerçevesinde tutarlı olsa da emeğin karşılığı olan ücreti devlete mal etmek ve kişinin ödediği aidatın Maliye Bakanlığına iadesini istemek, en azılı kapitalistlerin rüyalarında dahi yer bulamamaktadır. Görülüyor ki, Eğitim Sen Bingöl Şubesinin bu konuda ufku açık! Hukuku, kanunu ve sendikacılığı bilmeksizin ve öğrenmek için çaba sarf etmeksizin, sendikal mücadeledeki başarısızlıklarını iftiralarla ve suç isnatlarıyla kapatmaya çalışanlar, sendikal mücadeleyi çamur güreşi arenasına çevirmeye kalkışanlar, adaletin keskin kılıcı önünde hesap vermeye mahkûmdurlar.”