Tayyip Erdoğan'ın evlenmeden önce ileride Türkiye'nin "First Lady"si olacak eşinden tek isteği vardı: "Siyasi faaliyetlerim nedeniyle eve geç kalırsam beni arama." Tayyip Erdoğan, Leyla İpekçi'ye verdiği mülakatta, aralarındaki özel anlaşmayı şöyle anlatıyordu: "Evlenirken ilk konuştuğumuz şeylerden biri şu olmuştu: Ona beni 24 saat aramayacaksın, demiştim. Gelmiyorsam anla ki teşkilattayım. Daha da gecikirsem aramaya başlarsın. Bu yüzden sağ olsun öyle, niye gelmedin, neden geç kaldın gibi soruları yoktur. Ama geç kalınca endişelenir." Bu talebi kabullenmek bir kadın için elbette zordu ama eşine ve mücadelesine inanan Emine Erdoğan, bu isteği kabul etti. Hırsları olan, siyaset merdiveninin basamaklarını hızla çıkan bir politikacıyla evlenmenin bir bedeli vardı. Kendisi de gençlik yıllarında İdealist Kadınlar Derneği çatısı altında siyasi faaliyetler yürüten Emine Erdoğan, gazeteci Halise Çiftçi'ye duygularını şöyle ifade ediyordu: "Her kadın, eşi çoluk çocuğunun başında olsun der. Ancak ben bunu istememe rağmen hep onun hizmet etmesinden yana oldum. Dualarımda bu işe gönül veren biriyle evlenmek vardı. Bu davanın eri olmak beni gururlandırıyor."
Kamuoyunun merakla öğrenmek istediği bir soru, "Birçok kadın tarafından yakışıklı bulunan Tayyip Erdoğan'ı Emine Erdoğan kıskanıyor mu, bu konu aralarında hiç sorun oluyor mu?" Emine Erdoğan'ın bu konuda eşine güveni sonsuz: "Bir şeyden şüphelensem çıldırırım, çok kıskanç olurum. Gereksiz yere hiç kıskanç değilim. Ona güveniyorum. Allah'tan korkan bir insanın, böyle bir hata yapmayacağını biliyorum. Çevrenin şu anda olan rağbetini ise normal karşılıyorum. Halk onu çok seviyor ve sevgisini nasıl yansıtacağını bilemiyor. Bir ağabey gibi, bir baba gibi, bir amca gibi seviyorlar. Bence bu duyguları başka şeylerle karıştırmamak gerikir."
Barış ERDOĞAN
SABAH