Aradan çok geçmedi. Yalnızca birkaç gün sonra Alparslan Arslan'ın kendisini Mehmet Ali Ağca'ya benzeten sorgu ifadelerini basına yansıyan haberlerden hep birlikte okuduk. Elbette zanlının Fehmi Koru'nun yaptığı açıklamaları dinleme, gazete köşesine yazdıklarını okuma şansı yoktu. Usta kalem engin birikimi ve tecrübesi sayesinde bulunduğu öngörüde haklı çıktı!
Gerçektende
Alparslan Arslan “kendi başına hareket eden yalnız adam” portresiyle akıllara
Mehmet Ali Ağca'yı getirdi. Aslında her ikisi de kendi başına hareket etmeseler de kendi başlarına hareket ediyor gibi göründüler. İkili arasındaki benzerlik çizdikleri portreyle sınırlı değil. Bana gelen haberler
Alparslan Arslan tam bir Ağca olma yolunda ilerlediğini gösteriyor.
Birkaç gün önce
Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan'a görüşme fırsatı buldum. Danıştay saldırısının yaşandığı ilk gün girdiği şoktan çıkabilmiş değil.
Elazığ'da milli eğitim müfettişi olan baba Arslan, şu sıralar yıllık izne çıkmak üzere. Sanırım ardından görevine dönmeyecek. Emeklilik planları yapıyor. İdris Arslan'la yaptığım görüşmeden çok çarpıcı bilgilerle yarıldım.
Öncelikle şunu söylemeliyim.
Alparslan Arslan, yargılanmasının hemen ardından
bir kitap çıkarmayı planlıyor. Danıştay baskınını nasıl düzenledi, olayı nasıl planladı, arkasında birileri var mıydı, baskın günü birlikte olduğu arkadaşları olayın neresindeydi? Danıştay olayına ilişkin bu ve benzeri bir çok soruya zanlı bu kitapla cevap verecek.
Alparslan Arslan'ın çıkarcağı bu kitap duyurusundan sonra aklınıza ilk gelen şey ne oldu? Usunda hala bir çağrışım oluşmayanlara yardımcı olalım;
Ben İsa'yım! Her şeye kadir ulu Allah adına, ben dünyanın sonunu ilan ediyorum. Ben İsa'yım. Dirilmiş ve tekrar dirilmiş İsa. Tüm dünya, insafsızca bu nesilde yok olacak. Hepiniz beni deli niteleyebilirsiniz. Ama düşünün. Papa benim hücreme kadar geldi ve benimle olan görüşmesini 'olağanüstü, harika, Allah'ın isteği' olarak tanımladı. Bu sözler
Mehmet Ali Ağca'nın “Ben Mesih Ağca” kitabından. Danıştay zanlısı tıpkı Mehmet Ali Ağca gibi kitap çıkarmaya hazırlanıyor. Alın size ortak bir nokta daha. Ama hepsi bu kadar değil tabiî ki!
Alparslan Arslan kendisini tıpkı Ağca gibi uluslararası bir platforma taşımanın peşinde. Altına imza attığı kanlı baskın, her ne kadar Türkiye dışında yankı bulacak bir eylem olmasa da, o, kendi dünyasında bu olayı evrene mal etmiş durumda.
Bu yüzden çıkaracağı kitabı yabancı dillere de çevirecek. Büyük yankı uyandıracağını düşündüğü kitabın ardından yurt dışından gelecek mektup ve röportaj taleplerini düşünerek
İngilizce'sini ilerletmeye çalışacak. Babası, oğlunun cezaevinde boş durmayacağını, kitabı yazarken bir yandan da kısa sürede İngilizce öğreneceğini söylüyor.
Şimdi tam bu noktada ortaya dikkatinizi çekmek istediğim bir başka benzerlik daha çıktı. Hatırlayalım,
Mehmet Ali Ağca söylediklerini ifade etme şansı bulamadığı zamanlar devreye ağabeyi
Adnan Ağca'yı sokar, onun aracılığıyla mesajlar gönderirdi. Arslan'ın bu konuda seçtiği yol da Ağca ile aynı. Bugün için söylemek istediklerini dile getiremediği için mesajlarını babası aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıyor.
Özetle söylemek gerekirse, ilk kez
Fehmi Koru'nun dillendirdiği ve ortaya çıkan benzerlikler karşısında geniş bir kesimden destek gören
“Arslan Ağca olma yolunda” tezi gittikçe güçleniyor.
Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan'la yaptığımız çok önemli görüşmeden çıkan başka çarpıcı bilgilerde var.
Özellikle zanlının, olayın ardından babası aracılığıyla AK Parti hükümetine gönderdiği mesaj ilk kez bu köşede yayınlanacak. Ama Bunun için yarını beklemeniz gerekiyor.
haber7