Kitle davası açalımAB'nin en yüksek yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı'nın geçen hafta vize konusunda verdiği "emsal karar," Türk halkının yüzde 45'inin yararlanabileceği nitelikte. Ancak uzmanlara göre karar bireysel düzlemde olduğu için kitlesel davalar açılması gerekiyor. Bugüne kadar ödenen vize ücretlerinin geri alınması da söz konusu.Uluslararası Hukuk ve Anayasa Hukuku alanında Avrupa'nın önde gelen isimlerinden olan bir Türk akademisyen, isminin verilmemesi kaydıyla Hürriyet'e şöyle konuştu: "Karar önemlidir. Ancak dava bireyseldir, sonuçları da bireyseldir. Ankara Anlaşması'ndan kaynaklanan hakların Avrupa devletlerine tam olarak uygulatılabilmesi için bu davaların kitlesel olarak açılması yararlı olabilir. Bugüne dek ödenen vize ücretlerinin geri alınması söz konusu olabilir." GEÇİCİ ÖNLEM KALICI OLDU AB ile Türkiye arasında imzalanan Ankara Anlaşması (1960) ve 1973'te yürürlüğe giren Karma Protokol, Türklere Avrupa'da vizesiz dolaşım ve iş kurma hakkı veriyor. Anlaşmaya göre Avrupa ülkeleri 1986'ya kadar tüm yasal düzenlemeleri yaparak Türklerin vizesiz seyahat etmesini sağlamaya başlamalıydı, ama ilgili maddeler "askıda" kaldı. Halen yürürlükte olan anlaşmanın bir başka maddesini kullanan Avrupa ülkeleri, "kamu düzeni" gerekçesiyle hemen hemen tüm Türklere 1980'lerin başından beri "geçici önlem" olarak vize uyguluyor. Divan'ın, Türklerin vizesiz seyahat etme hakkına sahip olduğu" yönünde daha önce aldığı Meryem Demirel (1986), Abdulnasır Savaş (2000) ve Abatay Şahin (2003) kararları da, bağlayıcı olmasına karşın uygulamaya geçmemişti. Türkiye Genç İşadamları Derneği'nin (TÜGİAD) yanısıra, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) liderliğinde birçok sivil toplum örgütü AB seferberliği başlattı ama uzmanlara göre asıl Ankara'nın harekete geçmesi gerekiyor. Brüksel'deki kaynaklar, vizesiz seyahat özgürlüğünün bu aşamada verilmesinin zor olduğunu, çünkü AB'de gerekli siyasi irade bulunmadığını söylüyor. Avrupa Adalet Divanı son kararında ne diyor SON karar, Londra'da bir temizlik işletmesi kurmak istediğini söyleyerek İngiltere'ye girmek isteyen Veli Tüm ile bu ülkede bir pizzacı dükkanı sahibi olup iltica talebi reddedilince sınırdışı edilmesi gündeme gelen Mehmet Darı ile ilgili. İngiliz Kraliyet Yüce Divanı 2003'te, Ankara Anlaşması'nın 1973'te yürürlüğe giren Katma Protokolü'nün 41. maddesine göre Türklerin "AB'de iş kurma hakkı" bulunduğunu bildirerek davacıları haklı buldu. Temyiz Mahkemesi de Türkler lehine karar verince, Lordlar Kamarası, konuyu Avrupa Adalet Divanı'na götürdü. Adalet Divanı 20 Eylül'de, AB üyelerinin Türklerin iş kurmasını kısıtlayacak yeni yasal engeller koyamayacağına hükmetti. Abartmayalım ama konuyu Ortaklık Konseyi'ne götürelim Prof. Dr. Aysel Çelikel: Bu karar sadece "vasıflı" Türk vatandaşlarını kapsıyor ve uygulanması için mevzuat değişikliği gerekiyor. Türkiye olarak bunu altı ayda bir toplanan Ortaklık Konseyleri'ne götürmemiz, 1973'te tanınan hakların geri alınamayacağını belirten bu kararı hatırlatmamız lazım. Prof. Dr. Ahmet Ata Sakman: Abartılmaması gereken, önemli bir gelişme. Bir AB ülkesine ne şekilde olursa olsun girmiş bir Türk'ün burada iş kurma hakkını koruyor, onun sınırdışı edilmesini engelliyor. Tüm kapılar açıldı diye sevinmek için erken. Bu bir başlangıç sayılabilir, en azından işadamlarına ve gençlere muafiyetler tanınanabilir. Yrd. Doç. Dr. Galip Engin Şimşek: Karar, en azından AB ülkelerinde iş yeri açmak isteyen girişimciler açısından çok önemli. Her ülkenin gerekli düzenlemeleri yapması durumunda, mali güçlerini ispat eden veya AB'ye hizmet götüren Türkler vize ve çalışma izninden muaf tutulacak. Hürriyet YORUM YAZIN
|
|