Diyarbakır'ın en fakir semtlerinden Sur beldesinde eski bir evin, misyonerler tarafından yasalara aykırı olduğu halde nasıl kilise haline getirildiği, bizzat yine misyonerler tarafından dalga geçer gibi internet sitelerinde yer aldı. Evangelical Kilisesi'nin konut adı altında nasıl kilise yapıldığı, devletin nasıl uyutulduğu “öykümüz” başlıklı bölümde şöyle anlatıldı:
“Açıkça tapınmak ve devlet tarafından tanınmak için bir yere ihtiyaç duyuldu. 1999'da şehrin çok fakir ve tarihi semtinde uygun bir yer bulundu. Meryem Ana Ortodoks Kilisesi karşısında olduğu için uygun görüldü ve çok ucuz bir fiyata alındı. 2001'de birçok kilise tarafından destek toplandıktan sonra mevcut yerde inşaata başlandı. O tarihte kilise yapmak için yasada yer olmadığından dolayı konut adı altında yaptırılmak üzere izin alındı. (...)
KONUT ADI ALTINDA!
İnşaat 2003 yılı başında tamamlanırken Nisan ayından itibaren topluluk yeni binada ibadet etmeye başladı. Fakat kilise binası ‘konut' adı altında bitirildiği için birkaç ay sonra Diyarbakır Valiliği, ‘Bu binada ibadet etmeniz suçtur' tebligatını yaptı. Bu sefer kilisenin önderine karşı ‘izinsiz kilise açma' nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. 2004 yılının 12 mayısında ilk duruşmada savcının tavsiyesi üzerine mucizevi bir şekilde kilise önderi beraat etti ve onunla birlikte kilisenin önü açıldı. Birkaç gün sonra, 5 ay önce sunulan kilisenin imar durumu değişikliği müracaatı görüldü ve ilk seferinde reddedilmesine rağmen ikinci seferinde kabul edildi ve yakında tamamlandı.”
DİYARBAKIRLI GENÇLERİ VAFTİZ ETMİŞLER
Sitede, sonradan Hıristiyan olan Diyarbakırlılar'ın nasıl vaftiz edildiği, ayinlerin nasıl yapıldığıyla ilgili detaylı fotoğraflar da yer aldı. Bazı fotoğraflarda yetişkin erkeklerin kilise önderi ve yardımcıları tarafından güçlükle vaftiz havuzuna sokulup çıkarıldığı dikkat çekti.
Vatan