Yazıda, Türkiye'nin AB'ye ilişkin birkaç yıl önceki yaklaşımı ”şekerci dükkanını gören bir çocuğa” benzetilirken, “son zamanlarda AB üyeliğine verilen halk desteğinin ise yüzde 70'lerden yüzde 43'e kadar gerilediği” kaydedildi.
Haber yorumda, bu duruma en önemli siyasi neden olarak, Türklerin Kıbrıs konusunda AB'nin tutumundan duyduğu hayal kırıklığı gösterildi.
Ancak giderek artan önemli bir etken olarak, Türkiye'de GSYH'nın yüzde 55'ini, istihdamın da yüzde 70'ini karşılayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin, “AB üyeliğine hissettikleri hevesin azalması” gösterildi.
Dergi, “80 bin sayfayı aşan AB yönetmeliğinin, üye ülkelerde hava ve suyun kalitesinden, satılan muzların şekline kadar her şeye standart getirdiğini, ancak bu standartlara uymanın Türk ekonomisi için çok büyük yük oluşturduğunu, örneğin sadece tarım sektörünün reformu için 10 yılda 76 milyar dolara ihtiyaç bulunduğunu” yazdı.
Derginin görüştüğü küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticileri, AB standartlarına tamamen uymaya çalışmaları durumunda olağanüstü masraf yapmak zorunda olduklarını ve rekabet gücünü kaybedeceklerini dile getirdiler.
Ancak uzmanlar, bütün sıkıntılara karşın AB üyeliği sürecinin devamının, ekonomide şokların yaşanmaması ve son yıllarda yapılan benzeri görülmemiş reformların sürmesi açısından gerekli olduğunu vurguladılar.
HABER7
