|
Patronlardan iki mesajTÜSİAD, Ankara'yı uyardı: Seçimler zamanında yapılsın. Cumhurbaşkanı uzlaşmayla seçilsin![]() TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı genel seçimlerin zamanında yapılmasını istedi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de 'toplumsal uzlaşma' içinde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. TÜSİAD'ın, Ankara Sheraton Otelinde yapılan, 2006 yılı Üçüncü Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısının açılışında konuşan Sabancı, 2007 yılında ekonomik ve siyasal istikrar içinde reformlar kararlılıkla sürdürüldüğü ve açık müzakere başlıklarında hızlı uyum perspektifiyle hareket edildiği takdirde, 2008 ve sonrasında Türkiye'nin önünün dikkate değer biçimde açılacağını'' söyledi. Bunun için ilgili tüm kesimlerin sorumluluk içinde hareket etmeleri gerekeceğine vurgu yapan Sabancı, genel seçimlerin zamanında yapılması gerektiğini ifade etti. Bunun yalnızca ekonomik istikrar açısından yaklaştıkları bir konu olmadığını belirten Sabancı, Türkiye'nin, önüne çıkan her dönemsel sorunu, erken seçime başvurarak çözme alışkanlığından kurtulması gerektiğini söyledi. TOPLUMSAL UZLAŞMA Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 'toplumsal uzlaşma' içinde gerçekleştirilmesi gereğine de işaret eden Sabancı, cumhurbaşkanlığı makamının; sosyal ve tarihsel kökleri itibariyle ve bugünkü işlevleri itibariyle bir uzlaşma ve uzlaştırma makamı olduğunu kaydetti. Sabancı, ''Bu yalnızca devlet organlarının sağlıklı çalışması açısından değil, toplumsal huzur açısından da önemli bir noktadır'' dedi. Hükümetin, gerek reformlar gerekse AB uyumu bakımından aktif bir icraat sergileyerek genel seçimlerin zamanında yapılmasını ülke yararına kullanması gerektiğini ifade eden Sabancı, Türkiye'nin 2007 yılında yılların gündemi olan vergi, sosyal güvenlik, sağlık ve yargı sistemine ilişkin reformları mutlaka tamamlaması gerektiğini söyledi. Sabancı, müzakere başlıklarının da fiilen kapanmaya hazır düzeye getirilmesi gerektiğini kaydetti. Sabancı, ''mali disiplinden taviz verilmemesi, özerk kurumların ekonominin makro hedeflerini gerçekleştirme konusundaki çabalarına destek verilmesi'' gerektiğini anlatırken, gerek bütçe disiplinin korunması gerekse enflasyon hedeflerinin tutturulmasının, 2007 yılında hayati önem taşıyan konular olarak görülmesi gerektiğini söyledi. MUHALEFETE ÇAĞRI Sabancı bu arada, hükümetin ülkede zaman zaman tedirginlik yaratan konuların gündemi işgal etmesine izin vermemesi gerektiğini ifade ederken, şöyle konuştu: ''Toplumun geniş kesimlerinde laiklik konusunda kaygı uyandıran kimi çıkışların yarattığı atmosfere, bir de kamu yönetiminde liyakat ve becerinin ikinci plana atıldığı görünümünü veren kadro seçimleri eklendiğinde ortaya sıkıntı verici bir tablo çıkmaktadır. Kısa vadeli bakış açılarıyla yürütülen muhalefetin, orta ve uzun dönemde Türkiye'nin ulusal çıkarlarına zarar verdiği gözden kaçırılmamalı. Ülkeyi hedeflerine ulaştıracak somut programlarla toplumun önüne çıkan çağdaş vizyona sahip ve etkili bir muhalefete Türkiye her zaman büyük ihtiyaç duymaktadır.. AB ile ilişkilerde tüm kesimler duygusallıktan uzak, uzun vade ve soğukkanlı bir bakış açısıyla konuya yaklaşmalı. Türkiye tam üyelik perspektifini muhafaza ettiği sürece, hedefine adım adım yaklaşacak ve kendisinden yana tavır alan cepheyi genişletecektir. Orta vadeli bir perspektif içinde Avrupa'ya egemen olmuş gibi görünen bugünkü dar bakışlı, kısa vadeli politikaların devreden çıkmasının sağlanması için elimize daha çok fırsat geçecektir.'' KOÇ: 2007 ZOR YIL OLACAK TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç da “2007'nin zor bir yıl olacağını” söyledi. Eldeki imkanların ve stratejilerin dikkatle gözden geçirilmesi gereken yeni bir döneme girildiğini ifade eden Koç, 2007 yılını politik sağduyu, ekonomik disiplin ve istikrar içinde geçirmenin zorunluğu olduğunun altını çizmek istediğini bildirdi. ''Bunun için seçimler zamanında yapılmalı, cumhurbaşkanlığı seçimleri uzlaşma içinde gerçekleşmeli ve genel seçimlere bağlı olarak mali disiplinin zedelenmesine izin verilmemelidir'' diyen Koç, hükümetin reform sürecine ara vermemesini, eksikleri hızla tamamlamasını, bu reformların uygulanmasını ve tabana yayılmasını başarması gerektiğine işaret etti. Koç, ülke yönetimine uyum manzarasının egemen kılınması için tüm kesimlerin çaba sarf etmesini de isteyerek, Türkiye'nin gelişmişliği, demokrasiye bağlılığı, modern toplumsal değerleri kucaklayışı ile bölgenin diğer ülkelerinden ayrışabildiği ölçüde, önüne koyduğu hedefleri gerçekleştirebileceğine dikkat çekti. AB İLE İLİŞKİLER AB Konseyi'nin Türkiye hakkındaki son kararının, ülke içinde bazı kesimlerce, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini bir fırsat olarak değerlendirdiklerine işaret eden Koç, kararı Türkiye'nin tam üyelik hakkının teslim edilmemesi yönünde, kesin bir irade beyanı olarak yorumladıklarını aktardı. Koç, şunları söyledi: ''Elbette AB içinde konjonktürel olarak bir kaç ülkeden oluşan bir cephenin önümüze teknik olmaktan çok, siyasi bir yaklaşım ile engel koymaya çalıştığını, Türkiye'yi yavaşlatmak ya da tam üyelik dışındaki bazı seçenekleri zorlamak istediğini görmüyor değiliz. Ama gördüğümüz başka şeyler de var. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, orta vadeli bir perspektif içinde değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bazı Avrupa ülkelerinde bugün gördüğümüz siyasi tavırlar, tamamen kısa vadeli ihtiyaçların ürünüdür. Türkiye kararlılığını koruyup anlatabildikçe, son Kıbrıs açılımında olduğu gibi inisiyatifi elinde tuttukça, AB ülkeleri içinde taraftar cephesini genişletmektedir. AB'nin uluslararası politikada etkili olmaya çalışırken, göz önünde tuttuğu coğrafyaya baktığınızda, Türkiye olmaksızın bir gelecek tasarımı yapmasının mümkün olmadığını söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır. Aksi taktirde AB'nin de yavaş yavaş desteklemeye başladığı, NATO'nun etki alanını Karadeniz, Kafkaslar ve Büyük Orta Doğu'yu genişletme yaklaşımı ile son derece çelişen bir durum ortaya çıkacaktır. Ayrıca AB'nin kendi analizlerine göre, enerji alanında Rusya'ya olan bağımlığını azaltacak bir alternatif ararken, Türkiye'yi bir köprü olarak kullanmak dışında bir seçeneği de bulunmamaktadır. Yaşlı Avrupa'ya yapacağımız gençlik aşısının kültürler ve medeniyetler arası diyalog ihtiyacını sağlayacağımız katkıdan, geniş pazar olanaklarımızdan söz etmiyorum bile.'' ANKA YORUM YAZIN ![]()
|
|