KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
04 Mayıs 2024 Cumartesi
°C

Postmodern darbeciler de yargıya hesap vermelidir

28 Şubat darbesi ile ilgili Eğitim-Bir-Sen’den yapılan açıklamada, postmodern darbecilerinin de yargıya hesap vermeleri gerektiği belirtildi.

Postmodern darbeciler de yargıya hesap vermelidir
27 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ 19:15
0
1358
0
AA aa

Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şubesi, 28 Şubat kararları ile ilgili yazılı bir açıklama yapıldı.

“Yakın tarihi ile yüzleşip hesaplaşamayan, darbecilerden hesap soramayan, darbeleri doğru analiz edemeyen toplumlar, darbeye ve darbecilere tarih kısmı boş bırakılmış davetiye düzenlediklerini fark dahi edemezler” denilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

“Bu acı gerçek kendini, ülkemize ve toplumumuza farklı biçimlerde de olsa neredeyse her 10 yılda bir hatırlattı. Çok partili demokratik hayata geçişten bu yana 1960, 1971, 1980, 1997 ve 2007'de makûs talihimizmiş gibi bu gerçekle yüz yüze kaldık. Bir öncekinin hesabını dahi sormaya fırsat bulamadan yenisini yaşamanın şaşkınlığıyla rafa kaldırılmış demokrasi ve sindirilmiş millet iradesi dramını değiştirilmez bir senaryoymuş gibi oynamak zorunda bırakıldık. Darbe heveslisi ve milli irade düşmanı Ergenekon Terör Örgütü mensuplarının, millet adına karar veren yargı organlarında hesap vermeye devam ettiği ve 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü olan bugün, darbe riskinin ve darbeci zihniyetin bir daha palazlanmayacak şekilde tarihin çöp sepetine atılmasını sağlayacak topyekûn kararlılığı ifade etmek adına en anlamlı gündür. 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplantısı ve toplantı sonunda açıklanan bildiri, siyasi tarihimize ‘postmodern darbe' olarak geçmiştir. 28 Şubat ile aslında devlet yönetimine el konulmuş, mevcut hükümet istifaya zorlanmış ve sadece hükümet veya toplumun bazı kesimleri değil, tüm toplum denetim altına alınmak istenmiş, temel hak ve özgürlüklere aykırı birçok uygulama ve düzenlemeyle bu denetim elde edilmiştir. 28 Şubat süreci, sadece ülkenin ve milletin kaynaklarını talan eden bir sistemin kurulmasına zemin hazırlamamış, beraberinde milli iradeyi yok sayan, milletle hesaplaşmayı makul gören derin devlet yapılanmasına da çanak tutmuştur. Temel hak ve özgürlükler, demokrasi kültürü konusundaki kazanımların bütününde sadece içeride değil, uluslararası düzeyde de demokrasimizin olgunlaşmadığını ifşa eder mahiyette geriye gidişler yaşanmıştır. Geçmişte yaşanan 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül darbelerinin faillerinden ve destekçilerinden hesap sorulamadığı için, 28 Şubat'ı yaşadık. Siyasi tarihimizde birçok örneği olduğu üzere, darbeciler yargılanmadığı ve hesap sorulamadığı sürece, yeni darbelere kapı aralanacaktır. 28 Şubat süreci, Türkiye'deki asıl iktidar gücünün kimde olduğunu çok belirgin bir biçimde açığa çıkarmıştır. Böylece herkes, Türkiye'de hükümet olmanın muktedir olmak anlamına gelmediğine ve askeri vesayetin, egemen devlet anlayışının hayatımızın her alanına nasıl müdahale hakkını kendisinde görerek zalimleştiğine şahit olmuştur. Bu dönemde, devletin millet için var olduğu unutularak, milletin devlet için var olduğu düşüncesi, tektipleştirici ve farklı olana karşı hayat alanı tanımama sistemi sorunlara kaynaklık etmiştir. Sorunların giderek içselleşmesi, sindirme ve dönüştürme politikaları, halkı umutsuzlaştırarak hata ve yanlışlara karşı duyarsız hale getirmiştir. Oligarşik sistemin toplumu birbirine düşman kılması, imtiyazlı kesimin desteğini alıp diğer kesimlere zulmetmesi, halkın darbecilerden hesap sormasını engellemiştir. Darbeler karşısında bazı yapılar, yaşanan hukuksuzlukları görmezden gelmeye ve çifte standardı sürdürmeye devam etmiştir. 28 Şubat postmodern darbesi ve hesabı sorulmayan diğer darbeler nedeniyle elinde bazı yetkiler bulunan kişiler, halk iradesine dayalı bir düzenin sancılarını çeken ülkemizi kaos ortamına sürüklemek ve bu suretle kendi oligarşik düzenini kurmak maksadıyla Balyoz, Kafes, Eldiven, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve daha bilmediğimiz nice darbe ve eylem planını hazırlamak ve uygulamaya çalışmak cesaretini kendilerinde bulmuştur. Süreç ve devamında 8 yıllık kesintisiz eğitimle imam hatip liselerinin orta kısmı kapatılmış, katsayı uygulamasıyla tüm meslek lisesi öğrencileri mağdur edilmiş, Kur'an kursuna gitme yaşı yükseltilerek, velilerin çocuklarına erken yaşta dini eğitim verme hakkı engellenmişti. Yasal hiçbir dayanağı olmadığı halde başörtüsü yasağıyla binlerce kadının öğrenim hakkı, çalışma hakkı, din ve vicdan hürriyeti hakkı ihlal edilmiş; kadına karşı ayrımcılık oluşturan başörtüsü mağduriyeti, kampüslerden ehliyet sınavına ve öğretmenlerin sokaktaki giyimine, bazen de kişinin ailesinin giyimine kadar, hayatın birçok alanında müdahale alanı haline getirilmişti. Üniversitelerde özgürlükten yana olan öğretim üyeleri ihraç edilmiş, YAŞ kararları ile itiraz hakkı tanınmadan birçok rütbeli askerin görevine son verilmiş, muhalif düşünürler başta olmak üzere, düşünceye hapis cezaları verilerek ifade özgürlüğü ihlal edilmişti. Darbeye gerekçe yapmak için binlerce gencin ölümüne, kardeş kavgasına seyirci kalan, onlarca gencin idamına imza atan 12 Eylül'ün generalleri, bugün yargıya hesap vermektedir. Gencecik fidanları idam sehpasına çıkarmayı meziyet görenleri sanık kürsüsünde görmek ve millete hesap vermesini seyretmek elbette önemlidir ama yetmez. 28 Şubat'ı bizzat kendileri post modern darbe olarak ifade eden karanlık sürecin failleri de yargılanmalıdır. “27 Nisan e-muhtırasını ben yazdım” diyerek hava atmaktan geri durmayıp ellerini kollarını sallayarak millet içine çıkan cuntacılar da millet adına görev yapan yargıya hesap vermelidir. 28 Şubat ve 27 Nisan'ın karanlık güçlerinin ortalıkta dolaşması demokrasimiz açısından büyük bir ayıptır. ‘İrtica iktidarda' diyerek post modern darbe yapanlardan, yolsuzluğu, yoksulluğu, çeteleri, krizleri iktidara taşıyanlardan hesap sorma vakti gelmiştir. 28 Şubat ‘postmodern bir darbedir' diye itirafta bulunan generaller, YÖK'ü zulmün merkezine çevirenler, üniversitelerde ikna odaları kurarak genç kızlarımızın eğitim hakkını engelleyenler, dönemin puslu havasında bankaların içini boşaltanlar, binlerce kamu görevlisini meslekten ihraç edenler, sürgüne gönderenler, yargısız infazlar yapanlar ile faili meçhul cinayet işlemek için çete kuranların hepsi yargılanmalı; bunlara, yaptıklarının bedeli hukuk çerçevesinde ödetilmelidir. Ayrıca, mağdurların antidemokratik süreçlerde yoksun kaldıkları hakları devlet tarafından tazmin edilmelidir. Bu çerçevede, devlet; inancı gereği başını örttüğü için mesleğinden atılan kamu çalışanları, eğitim öğretim hakkı ellerinden alınan kız öğrenciler gibi bütün sosyal kesimlerden bedel ödeyenlerden özür borcunu yerine getirmeli, mağdurların açıkta geçirdikleri sürelere ilişkin hak kayıplarını telafi etmeli ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini onlar adına yerine getirmelidir. Hakları iade edilmeyen hiçbir mağdur kalmamalıdır.”

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
03.05.2024
18:21
Yangınları önlemek için ormandaki çöpler toplandı
Yangınları önlemek için ormandaki çöpler toplandı
Tarım ve Orman Bakanlığı'nca orman yangınlarının önlenmesi amacıyla başlatılan 'Orman Benim' kampanyası çerçevesinde Bingöl'de öğrencilerin de katılımıyla ormanlık alandaki çöpler toplandı.
02.05.2024
16:31
Bingöl`de bir ayda Bin 239 araç sürücüsüne ceza
Bingöl'de bir ayda Bin 239 araç sürücüsüne ceza
Bingöl Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü görevlilerince Nisan ayı içerisinde yapılan çalışmalar kapsamında toplam Bin 239 araç sürücüsüne 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun maddelerine uymamaktan ceza işlem uygulandığı belirtildi.
02.05.2024
15:27
Bingöl Umut Kervanı 612 aileye umut oldu
Bingöl Umut Kervanı 612 aileye umut oldu
İhtiyaç sahipleri ile hayırseverler arasında köprü vazifesi gören Bingöl Umut Kervanı Derneği, Nisan ayında 612 aileye 1 milyon 723 bin 431 TL değerinde ayni ve nakdi yardımında bulundu. Dernek, ayrıca Filistin için 1 milyon 202 bin TL nakdi yardım yaptı.
02.05.2024
15:03
Bakan Yardımcısı Eminoğlu`ndan Bingöl`e seçim tebriği
Bakan Yardımcısı Eminoğlu'ndan Bingöl'e seçim tebriği
AK Parti Bingöl İl Başkanlığı ziyaretindeki konuşmasında 'Bingöl, bölgede zafer ile çıkan nadir illerimizden oldu. Tebrik ederiz. Teşekkür ederiz' diyen Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Eminoğlu; 'Bingöl hak ettiğinin daha fazlasını nasıl alabilir hedefiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bingöl'ün en büyük şansı Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz'dır.'
02.05.2024
13:40
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 'Bingöl Deprem Çalıştayı'na katılacak
Bingöl'ün birinci derece deprem bölgesi gerçeğine dikkatin çekileceği ve alınması gereken önlemlerin masaya yatırılacağı çalıştayda, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Bingöl Üniversitesi akademisyenlerinin sunumlarının yanı sıra AFAD'dan daire başkanları da paylaşımda bulunacak.
02.05.2024
12:09
Yeni düzenleme: Otomobil bayilerine zam yasağı
Yeni düzenleme: Otomobil bayilerine zam yasağı
Ticaret Bakanlığı'nın yeni taslağına göre bayiler aracı aldıktan sonra zam yapamayacak ve ön ödeme yüzde 10'u geçemeyecek.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın