Saldırıların şifreleri kırılıyorDanıştay'a saldırganlarının Cumhuriyet gazetesine bomba atanlar olduğu kesinleşti. Polis cinayetin ilk şifrelerini ele geçirdi. Sıra şimdi şifreleri çözmeye geldi.![]() Türkiye'yi sarsan cinayetin şifrelerini polis çözdü. Tetikçi Alparslan Arslan ve kendisine yardım edenlerden Osman Yıldırım yakalandı. Eylemin üçüncü ismi İsmail Sağır ise aranıyor.. Üçlünün, geçen hafta İstanbul'da Cumhuriyet gazetesine bomba atan kişiler olduğu belirlendi. 1- ALPARSLAN ARSLAN Ülkücü kökenli. Üniversite satırlı eylemleriyle tanınıyor. Tam bir eylemci. 2- OSMAN YILDIRIM Sahte evrak düzenlemek, adam öldürmekten sabıkalı. Kamu yasaklısı. 3- İSMAİL SAĞIR Aranıyor. Hırsızlıktan sabıkalı. Mafyavari olaylarıyla polisin tanıdığı bir isim. Türk İntikam Tugayı Sanıkların Akın Birdal suikastini düzenleyen TİT'le bağlantısı üzerinde de duruluyor. Cumhuriyet bombacısı çıktı Danıştay'ı basarak bir hâkimi öldürüp 4'ünü yaralayan Alparslan Arslan'ın geçen hafta Cumhuriyet gazetesine yapılan bombalı saldırının da faili olduğu ortaya çıktı. Danıştay'daki kanlı saldırıda tetiği çeken Alparslan Arslan'ın geçen hafta Cumhuriyet gazetesine yapılan bombalı saldırıyı düzenleyen ekipte "gözcü" olduğu ortaya çıktı. Görgü tanıkları ve polis ifadeleri, katil zanlısı Arslan ve beraberinde Ankara'ya gelen Osman Yıldırım ve İsmail Sağır'ın Cumhuriyet gazetesine bomba atan 3 kişi olduğunu doğruladı. Söz konusu kişilerin bu saldırıdan sonra Ankara'ya gelerek Danıştay'daki kanlı eylemi gerçekleştirdikleri anlaşıldı. DOSYALAR KABARIK Emniyet ve istihbarat birimleri, Alparslan Arslan'ı "tam bir eylem adamı" diye tanımlıyor. Arslan'la birlikte Ankara'ya gelen ama Danıştay'ın içine girmeyen Yıldırım'ın polisteki dosyası kabarık: Ruhsatsız silah bulundurmak, sahte kimlik düzenlemek ve hırsızlık dahil 6 sabıkası var. Ekibin hırsızlıktan sabıkalı diğer üyesi İsmail Sağır ise aranıyor. Eylemi tek başına yaptığını söyleyen Arslan, Ankara'ya Sağır ve Yıldırım ile birlikte geldiğini ![]() TİT BAĞLANTISI Alparslan Arslan ve beraberinde gözaltına alınan Osman Yıldırım ve Saim Özmen'in telefon görüşmeleri, bir diğer ilginç tesadüfü daha ortaya çıkardı. Arslan ve beraberindekilerin, 1998'de İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal'a suikast düzenleyen Türk İntikam Tugayı (TİT) isimli karanlık örgütle ilişkide bulunduğu öğrenildi. Saldırgan ile birlikte Ankara'ya gelen Saim Özmen'in telefon kayıtlarından Akın Birdal suikastında azmettirmekten hüküm giyen Semih Tufan Günaltay ile saldırıdan "önce ve sonra" görüştüğü saptandı. Arslan'ın da Günaltay'la temasta olduğu sanılıyor. Günaltay, Birdal suikastı davasında, kendisini TİT yöneticisi olarak tanıtmış, azmettiricisi olarak hüküm giydikten sonra "Rahşan affı"yla cezaevinden çıkmıştı. Birdal suikastı dışında şu ana kadar pek bir varlık göstermeyen TİT'in gerçek örgüt şeması ve misyonu hiçbir zaman tam çözülememişti. Günaltay, geçen yıla kadar Ulusal Birlik Partisi'nin Genel Başkanlığı'nı yapmıştı. VATANSEVER GÜÇLER Arslan'da bulunan kartvizitten yola çıkan Ankara Emniyeti, bir başka ilginç bağlantıyı çıkardı. Arslan'ın, 1980'li yılların başında TSK'dan atılan Muzaffer Tekin'le irtibatlı olduğu öğrenildi. Tekin'in hem Arslan hem de Vatansever Güçler Birliği isimli ulusalcı örgütün üst düzey yöneticileriyle telefon irtibatları olduğunu saptadı. Emniyet bu bağı sormak için Tekin'i de arıyor. DOKUZ KİŞİ GÖZALTINDA ANKARA'DA 5 Danıştay 2. Daire Başkanı ve üyelerine yönelik silahlı saldırının ardından gözaltına alınanların sayısı dokuza yükseldi. Ankara'da gözaltında bulunanlar Nevşehir'den getirilen Nusret A. ile birlikte 5'e yükseldi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Osman Yıldırım Adli Tıp'ta sağlık kontrolünden geçirildi. Arslan'ın cep kayıtları ve telefon rehberlerini incelemeye alan polis daha önce de Mehmet Atmaca (22), Sinan Berberoğlu (50) ve Saim Özmen'i (38) gözaltına almıştı. İSTANBUL'DA 4 Arslan'ın İstanbul Üsküdar Tabakçılar Mahallesi'ndeki bekar evinde kaldığı ikisi öğrenci biri avukat 3 arkadaşı da dün gözaltına alındı. Saldırının ardından abluka altında tutulan ve kimsenin bulunmadığı eve dün öğle saatlerinde Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Fethullah Kaya'nın sınıf arkadaşı Yusuf Yılmaz geldi. Polis, Arslan'ın arkadaşının arkadaşı olan bu kişiyi de üst apartmana giren öğrenciyi kimlik kontrolü ile üst araması yaptıktan sonra gözaltına aldı. SABAHA KADAR SORGULANDI Saldırgan Alparslan Arslan Ankara'daki Terörle Mücadele Şubesi'nde sabaha kadar sorgulandı. Arslan'ın gözaltı süresinin hakim kararıyla 4 gün olarak kullanılacağı öğrenildi. Arslan'ın, bir örgüt bağlantısının olmadığını belirterek, Mehmet Ali Ağca gibi eylemi tek başına gerçekleştirdiğini söylediği öğrenildi. Arslan'ın salıyı çarşambaya bağlayan gece herhangi bir otel ya da evde kalmadığı geceyi arabada geçirdiğini söylediği bildirildi. AVUKAT İSTEMEDİ Arslan, yasa gereğince Ankara Barosu'nun görevlendirdiği avukatı da kabul etmedi. Avukat Aktan Durduran önceki gün Terörle Mücadele'ye giderek Arslan ile kısa bir görüşme yaptı. Arslan, Baro'nun avukatı Aktan Durduran'a, "Avukat istemiyorum" dedi ve başka hiçbir şey söylemedi. Avukat Aktaran, "Oldukça soğuk kanlı görünüyordu, suratı asıktı. Emniyet'te kalış sürem 3 dakika oldu" diye konuştu. SATIRLI KAVGALARA GİRERDİ Arslan'ın üniversite yıllarındaki ülkücülük döneminden sonra son bir yıl içinde içine kapalı yaşadığı bildirildi. Okula gidiş gelişte türban takılamayacağı' yönünde karar veren Danıştay 2. Ceza Dairesi'nde bir hakimi öldürüp, 4 hakimi yaralayan avukat Alparslan Arslan, 4 çocuklu bir ailenin tek oğlu olarak dünyaya geldi. Lisede vasat bir öğrenci olmasına rağmen üniversite sınavındaki başarısıyla Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. LİSEDE SESSİZDİ AMA Liseli yıllarında sessiz ve sakin kişiliğiyle tanınan Arslan, üniversite sıralarına geçmesiyle birlikte koyu bir Türk milliyetçisi oldu. O yıllardan sırdaşı bir arkadaşının verdiği bilgiye göre, tek başına 15-20 kişilik sol görüşlü gruplara satırla saldıracak kadar gözü karaydı. 1990'lı yıllarda üniversitede yaşanan sağ-sol çatışmalarında hep ön sırada yer aldı. Defalarca taşlı sopalı çatışmalara girdi. Cesareti, gözü karalığı ve saldırganlığıyla üniversitedeki sağ görüşlü öğrencilerin önde gelenleri arasına girdi. Saldırganlığı nedeniyle hakkında defalarca üniversite yönetimine şikayet dilekçesi verildi. Ancak, Arslan yine kavgalara karıştı. Bu dönemde 'Üsküdar Ülkü Ocakları'na gittiği de ileri sürülen Arslan, yine iddiaya göre ülkücülerin finanse ettiği bir yurtta kaldı. Lise yıllarına oranla derslerinde de büyük değişim yaşayan Arslan, 'zeki ve fevri' olarak tanındığı Hukuk Fakültesi'nden 16 Ekim 1998 tarihinde mezun oldu. Eray Yazıcıoğlu'nun yanında stajını tamamlayarak, 2001 yılında İstanbul Barosu'na üye oldu. Sedat Peker'in avukatı Hakkı Kurtuluş'un yanında da kısa bir süre çalışan Arslan üniversitedeki Türk milliyetçisi söylemlerini, mesleğinin ilk yıllarında da sürdürdü. SON BİR YILI SIR Hızlı ülkücü Arslan'ın milliyetçilik duyguları son yıllarda yerini dini duygulara bıraktı. Beş vakit namaz kılıp, dini görevlerinin tamamını yerine getirmeye başlayan Arslan, son bir yılda ise yakın çevresinin anlatımlarına göre 'içine kapanık' bir hayat yaşamaya başladı. SİLAHI AKSARAY'DAN ALMIŞ Arslan'ın arabasında ele geçirilen 2 adet Glock marka tabanca ile bir adet 14 mm Çapında tabanca ve olayda kullanılan Glock marka tabanca inceleniyor. Arslan'ın Saldırıda kullandığı ve aracında ele geçirilen silahları İstanbul Aksaray'da kendisinin tanımadığı bir kişiden aldığını ileri sürdüğü öğrenildi HER ÜYEYE BİR KURŞUN Olay yerinde yapılan araştırmada, müzakere salonunda 5 boş kovan bulundu. Görgü tanıkları da saldırganın her üyeye bir kurşun sıktığını söyledi. Saldırgan Arslan'ın, kendisini yakalamak isteyen polise de bir kurşun sıktığı Danıştay'ın içinde toplam 6 kurşun sıktığını belirledi. Arslan yakalandığında, olayda kullandığı Glock marka silahın şarjöründe 4 mermi daha kaldığı belirlendi. Arslan'ın otomobilinde ele geçirilen diğer Glock marka tabanca ile 14'lü tabancanın şarjörlerinde ise mermi olmadığı belirlendi. Bütün belgeleri neden orta yerde bıraktı? Saldırgan Arslan, önceki gece sabaha kadar sorgulandı. Polise göre Aslan'ın sözleri, üzerinde, arabasında ve evinde bulunan belge ve silahlar, "yakalanmayacağını" düşündüğünü ortaya koyuyor. ![]() ATEŞ EDERKEN KONUŞMADIM Olayın soruşturmasını sürdüren terörden sorumlu Başsavcı Vekili Hamza Keleş başkanlığındaki 3 kişilik heyet önceki akşam saatlerinde Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek, "aynalı oda" olarak bilinen sorgu odasında Alparslan Arslan'ı sabah saatlerine kadar özel olarak sorguladı. Arslan'ın, "olayla ilgili herhangi bir örgüt bağlantısının olmadığını" yinelediği belirtildi. Emniyet yetkilileri, Arslan'ın "herhangi bir söz sarfetmeden" silahını ateşlediğini de belirttiler. Emniyet yetkilileri, Arslan'ın kaçarken yakalandığı bağlantı tünelinde de bir kez daha ateş ettiğini belirterek, Arslan'ın burada, "Biz Osmanlının torunlarıyız..." şeklinde devamı anlaşılamayan sözler söylediğini kaydettiler. Arslan'ın ayrıca, "saldırıdan önceki geceyi arabasında geçirdiğini" söylediği de öğrenildi. SİLAHLAR NEDEN ARABADA Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, gözaltına alınanlardan Osman Y'nin, Arslan'ın Danıştay'ın 5. katında saldırıyı gerçekleştirmesinden sonra, halen aranmakta olan İsmail S. ile birlikte 34 BE 0164 plakalı otomobilde beklediklerini, Arslan dönmeyince, "biri Glock, diğeri 14'lü iki silahı arabada bırakarak" kaçtıklarını söylediği öğrenildi. Zanlıların arabayı Danıştay yakınında park ettikleri yerde bırakması ve silahları da yanlarına almaması, "alel acele kaçtıkları" şeklinde değerlendiriliyor. CUMHURİYET HABERLERİ SEHPADA Bu arada, Arslan'ın evinde, Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasıyla ilgili haberlerinin yer aldığı gazeteler bulunurken, bunların salondaki sehpanın üzerine yerleştirilmiş olması dikkat çekti. Yine sehpanın üzerinde, Arapça not kağıtları konulmuş olması da dikkat çekti. Emniyet kaynakları, Alparslan Arslan'ın Vakit Gazetesi'ne de 5 ay önce abone olduğunu belirttiler. ÜLKÜCÜ/ULUSALCI KİMLİKLER Arslan'ın, saldırıdan sonra herkesin aklına gelebilecek Vakit gazetesinin Danıştay üyelerinin resimlerini bastığı sayısını arabada bırakması, üzerinde de, ülkücü-ulusalcı çizgideki "Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği"nin kartviziti ile "Ulusal Haber" kimliği taşıması da dikkat çekmişti. Polis, bu kimliklerin sağladığı bağlantılarla ilgili araştırmayı da sürdürüyor. HİZBULLAH BAĞLANTISI YOK Arslan'ın, Hizbullah bağlantısı suçlamalarını kabul etmediği öğrenilirken, Bingöl'de bulunan kız kardeşi Ayşe Arslan da, "Bazı gazetelerde ağabeyimin Hizbulllah bağlantısı olduğu haberleri var. Bunlar tamamen asılsızdır. Ağabeyim dindar ve ülkücüdür, asla radikal biri değildir" dedi. Emniyet yetkilileri, "Akın Birdal olayında karşımıza çıkan 'Türk İntikam Tugayı' (TİT) benzeri bir örgütlenme ile karşı karşıyayız" dediler. BASINDAN YORUM YAZIN ![]()
|
|