Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı ve Türk Sağlık-Sen Bingöl Şube Başkanı Kızılboğa, 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
“Türkiye Kamu-Sen ailesi olarak bizler, hak aramanın, haksızlığa karşı mücadele etmenin, ekmek kavgasının kutsallığına inanırız. Helal kazanç sağlarken hayatını kaybedenlerin şehitlik mertebesinde değerlendirilmesi de emeğin mübarek bir değer olduğunu ortaya koyar. Bu nedenle, alın terini akıtıp, evine ekmek götürme telaşında olan çalışanlarımızın, hak ettiği saygıyı görmesi ve emeğinin karşılığını alması da bir gerekliliktir” diyen Kızılboğa, 1 Mayıs'ın kendileri için taşıdığı anlamın ve değerin son derece büyük olduğunu ifade etti.
Kızılboğa: “Mal veya hizmet üretiminde ortaya çıkan toplam gelirden, herkesin adil miktarda pay alamaması, paylaşım sırasında belli grup ya da kişilerin kollanması, gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye neden olmaktadır. Haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda; açlık ve yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve emeğinin karşılığında geçimini sağlamakta güçlük çeken bir toplum ortaya çıkar. Hiç birimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz. Kimsenin emeğinin sömürülmesine göz yumamayız. Bu noktada ortak çıkarlarımızı korumak için bir araya gelerek, güç birliği yapmamız zorunlu hale gelir. Biz; sendikacılığı maaş pazarlığından çok, haksızlığa karşı verilen mücadelenin bir aracı olarak görürüz. Bu nedenledir ki 1 Mayıs'ın; emeğinden başka sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve ev hanımlarının bir araya gelerek, haksızlıklar karşısında seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğine inanırız” diye konuştu.
Sendikacılığı kutsal bir görev olarak gördüklerini vurgulayan Kızılboğa: “Bizler, üyemiz olsun olmasın, kimse için ayrıcalık yapmıyor, tüm çalışanların ortak çıkarları için faaliyet yürütüyoruz. Gördüğümüz yanlış uygulamaları örtbas etmenin, haksızlık karşısında susmanın inançlarımızla örtüşen bir davranış olmadığını da biliyoruz. İşte bu nedenle kimseye karşı susmuyoruz. Susamayız! Türkiye Kamu-Sen olarak, 1 Mayıs'ta bizler, Memurlarımız adına, huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz. Yıllardır ihmal edilmiş, haksızlığa uğramış memurlarımıza, haklarının iade edilmesini istiyoruz. Nimette de külfette de adalet istiyoruz. Büyümeden pay istiyoruz. Adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Memurun da vatandaş olduğunun; demokratik, siyasi ve ekonomik hakları olduğunun unutulmamasını istiyoruz. Artık, memurlarımızın yüzünün gülmesini, geleceğe umutla bakmasını istiyoruz. Güçlünün haklı olduğu değil; haklının güçlü olduğu bir ülke istiyoruz. Cumhuriyetimizin bizlere kazandırdığı değerlere saygı duyulan bir ülke istiyoruz. Özgürlükler alanının genişletildiği, kamu görevlileri ile birlikte tüm çalışanların örgütlenme, toplu sözleşme ve grev haklarını özgürce kullanabildiği bir ülke istiyoruz. Değerlerimize saygılı, dünya standartlarında bir yaşam tarzı istiyoruz. Kendisi ve ailesinin, insanca yaşamasına yetecek düzeyde ücret alan kamu çalışanı görmek istiyoruz. Şeffaf ve adil bir yönetim istiyoruz. Baskılardan kurtulmuş, çalışma barışını sağlamış, yönetime katılma hakkı olan çalışanlar görmek istiyoruz. Geleceğe güvenle bakan, birbirine saygılı, mutlu, müreffeh bir toplum istiyoruz. Bilinmelidir ki dünya durdukça; insanlık var oldukça; haklının haksıza karşı verdiği mücadele de sürecektir. Bu davada mutlaka, er ya da geç, Hakk'ı hak bilip, hakkı savunanların ve dik duranların galip geleceği inancıyla, geleceğe umutla bakıyoruz. Bu duygular içinde, tüm çalışanlarımızın güç birliği yaptığı, çalışanların tüm haklarını elde ettiği, ayrılıkların bir tarafa bırakıldığı, adalet, dostluk, kardeşlik ve barışın tesis esildiği 1 Mayıslarda buluşmak dileğiyle, tüm çalışanlarımızın Emek ve Dayanışma Günü'nü kutluyoruz” şeklinde konuştu.