Bugün 61 yaşında olan Bingöllü sürgün imamlardan Sahip Korkutata, darbe günlerinde çektiklerini, "Bize yapılan zulümler geceden daha karanlık." sözleriyle özetliyor. 12 Eylül'de ülkeye giydirilen dar gömleği çıkartmanın zamanı geldiğini belirten Korkutata, "O zaman bize giydirilen dar hatta üstümüzde parça parça olan gömleği çıkartmak için o darbecileri kaldırmak için referandumda 'evet' diyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Bingöl, 12 Eylül Anayasası'na "Hayır" dediği için imamları sürgün edilen bir kent. Reddin sorumlusu olarak görülen imamlar günah keçisi seçilmiş. 12 Eylül darbesinin ardından Milli Güvenlik Konseyi'nin hazırladığı ve 7 Kasım 1982'de yapılan referandumda âdeta darbe yönetimine kırmızı kart gösteren Bingöl'ün imamları da 12 Eylül'de en çok zarar gören ve işkence gibi sürgünlere gönderilerek hakarete uğramış. 12 Eylül'de Bingöl'ün Karlıova ilçesinde imam olan Sahip Korkutata şimdi 61 yaşında. O zaman kendisine ve imam arkadaşlarına yapılanları unutmadığını söyleyen Korkutata, dönemin Valisinin ve ilçe kaymakamının kendilerine yaptıklarını anlattı.
Bingöl'deki bütün imamların o günlerde zor günler geçirdiğini söyleyen Korkutata, "Karlıova Karlıca Köyü'nde imamlık görevimi sürdürüyordum. Biz imamlar o zaman köylerde olsun, şehirde olsun Bingöl halkının takdir edebileceği görevimizi dürüst yaptık. Sadece imamlık yapmıyorduk. Köylerimizin sorunları ile ilgileniyorduk. Sosyal ilişkilere bakardık. Olumsuz olayları defetmek için çalışır hatta köylere yol yapılması için bile uğraş verirdik. İşler çok düzgündü. Eylül darbesi ve 82 anayasasından sonra olumsuzluklar ve düzensizlik başladı. Anayasa iki kartlı bir şekilde millete sunuldu" dedi.
KENAN PAŞANIN DAR ELBİSESİ GİYDİRİLDİ
Kendilerine zorla bir şeyler dayatıldığını dile getiren Kokutata, "Anayasanın içeriği belliydi. Kenan Paşa'nın (Kenan Evren) da dediği gibi halkın giyemeyeceği dar bir elbise giydirildi. Benim görev yaptığım köyde hep hayır oyu çıktığı için beni sürgün ettiler. O zaman Bingöl'deki bütün imamları sürgün etmişlerdi. Bingöl'ün her yerinde hayır oyu çıktığı için o günün darbecileri tepemize binmeye başladı. Bir taraftan halkı bize karşı kışkırtıyorlardı. Diğer taraftan şunu belirteyim o günün Karlıova Kaymakamı Kenan Evren'in ağzından konuşarak, gündüz saat 1'de bizi toplantıya alır ertesi gün sabaha kadar bizi tutardı. Bu toplantıların sonucu da onların istediği sonucu vermedi ve o kışın ortasında beni Bingöl'deki bütün imamlara sürgün kararı verdiler. Bingöl'ün en ücra köşelerine gönderdiler. Hatırlıyorum o zaman İl Müftüsü bizatihi dönemin Valisi İsmet Metin'e 'Paşam el insaf. Kışın ortasında bu karda kışta nereye gidecekler. Bari biraz bekleyin ilkbaharda bunları sürgün edin' demişti. Vali İsmet Metin dinlemedi ve bütün imamları sürgün etti. Ben Karlıova'dan Genç'in Yazıkonağı Köyü'ne sürgün edildim. O gün durumu anlamayanlar, bize saldıranlar bugün o günün dar elbiseli anayasasına evet diyerek bizim doğrumuzu kabul ediyorlar. Bingöl o zaman hatayı fark etmişti" diye konuştu.
O ZAMAN DA SAĞCI-SOLCU DİYE KIŞKIRTMALAR VARDI
12 Eylül'de halkın ayrıştırıldığını ve bunun için üstün bir çaba sarf edildiğini söyleyen Korkutata, "İyi hatırlıyorum. Darbeden önce darbeciler halkı sağcı ve solcu yapıp birbirine düşürdüler. Halkı kışkırttılar. Darbeciler halka bu sıkıntıyı vererek, halka tepeden bakarak Türkiye'de halkı polise ve orduya saldırttılar. Şimdi o gün nasıl tepeden bakıp zarar ettilerse bu gün de edecekler. Topluluklar ve cemaatleri birbirlerine düşürdüler. Bugün cemaatler ve topluluklar birbirlerine tepeden bakmamalılar. Çünkü Kuranı Kerim Hazreti Lokman'ı anlatırken şöyle buyurur, "Lokman oğluna, oğlum yolda yürürken kibirlenme. Çünkü sen ne yeri yırtabilirsin ne de uzunlukta dallara erişebilirsin" der" diye ifade etti.
BİZE GİYDİRİLEN BU DAR GÖMLEĞİ ÇIKARALIM
12 Eylül'de ülkeye giydirilen dar gömleği çıkartmanın zamanı geldiğini belirten Korkutata, "O zaman bize giydirilen dar hatta üstümüzde parça parça olan gömleği çıkartmak için o darbecileri kaldırmak için 'evet' diyeceğiz. Bize yapılan zulümler geceden daha karanlık" şeklinde konuştu.