KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
13 Eylül 2025 Cumartesi
°C

'T.C. varlığını sürdürebilecek mi?'

Yazar Ahmet Altan, yurtsever her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının tüylerini diken diken edecek o korkunç soruyu sordu: Türkiye Cumhuriyeti varlığını sürdürebilecek mi?

`T.C. varlığını sürdürebilecek mi?`
29 MAYIS 2006 PAZARTESİ 16:37
0
1840
0
AA aa
Burası bir ülke mi?

İçinde bulunduğumuz durumu sonsuza kadar sürecek sanmak yanılgısına hepimiz sahibiz.
O anda durum neyse onun ilanihaye süreceğini sanıyoruz.

Bütün düşünce sistemimizi, hayattaki duruşumuzu, bu “sonsuzluk” anlayışı üzerine bina ediyoruz.

Yüz yıl önce, dünya haritasını basan matbaaların kullandıkları klişelerin arasında “Türkiye Cumhuriyeti” kalıbı bulunmuyordu.

Öyle bir ülke yoktu.

Yüz yıl sonra olacak mı peki?

Doğrusu bundan çok emin değilim.

Biz Türkiye Cumhuriyetini “dünya durdukça duracak” bir gerçeklik gibi algılıyoruz ama doğru mu algılıyoruz?

Türkiye Cumhuriyeti varlığını sürdürebilecek mi?

Yoksa “cumhuriyet, Osmanlı'nın yıkılışının son bölümüdür” diyen tez doğru mu?

2006 yılında ülkemize baktığımızda “yanlış giden” bir şeyler olduğunu görüyoruz.

Bir “ülke” görüntüsünden gittikçe uzaklaşıyoruz.

İkinci Dünya Savaşı felaketini yaşamış, yakılıp yıkılmış, tarumar olmuş Avrupa ülkeleri çoktan başlarını alıp gittiler.

Aramızdaki fark gittikçe açılıyor.

Daha on yıl önce, bizim en çok korktuğumuz “faciayı” yaşayıp parçalanmış olan Rusya kısa zamanda toparlanıp yeniden dünyanın en önemli ülkelerinden biri oldu.

Rejimleri yıkılan Doğu Bloku ülkeleri yeni rejimlerini oturtup birer birer AB'ye giriyorlar.

Biz ise dengemizi bir türlü bulamıyoruz.

Yeni bir çağın başında hala en büyük sorunumuz, “üniversiteye giden kızlar başını örtsün mü örtmesin mi” tartışması.

Bu, bize doğal gözükebilir.

Ama bir adım geri çekilip tabloya öyle bakın.

Genç kızların “saçlarını” rejim meselesi yapmanın bir ülkenin yapısı hakkında pek iyimser ipuçları vermediğini göreceksiniz.

Ülkenin her yanından “çeteler” çıkıyor.

Bu kadar çok “çetesi” olan herhangi bir ülke biliyor musunuz?

Bu çeteleri hangi yapı doğuruyor?

Ve, bence en korkuncu, liselerimizin birer cinayet mahalline dönmesi, “liseli katil” sayısının patlaması.

Böylesine korkunç bir gelişmeyi gerçekten sadece “Kurtlar Vadisi” dizisiyle açıklayabileceğinize inanıyor musunuz?

Hiç aklınıza “eğitim sisteminde bir hata mı var” sorusu gelmiyor mu?

“Din” ve “ırk” üzerinden hastalıklı bir böbürlenmeyle doldurulan çocukların, o eğitimle sahte biçimde şişirilmiş egolarının hayatın gerçekleriyle karşılaştıklarında delik deşik olmasının nasıl sonuçlar vermesini bekliyorsunuz?

Amerika'daki, İngiltere'deki, Almanya'daki yaşıtlarıyla rekabet edecek olan çocukları, bu rekabete hazırlayabiliyor muyuz?

Yoksa o ülkelerin gençlerinin bizim gençlerimizden daha iyi yetişmesini bir “doğa yasası” gibi kabul etmekten yana mıyız?

Toplumun, belki de en önemli sorunu karşısındaki sessizliği sizi bu ülkenin geleceği için ümitlendiriyor mu?

Cumhuriyeti kurarken “devleti” gerektiği biçimde oluşturamadık.

Atatürk'ü, bir devleti kuran bir lider konumunda tutmayı beceremeyip onu “kutsal bir tabu” haline getirmemiz elbette ülkemizin entelektüel derinliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Ama daha önemlisi, kurduğu devletin mayasına “demokrasiyi” katmayı başaramayan bir lideri kutsallaştırdığınızda “demokrasi dışı” bir yapıyı da kutsallaştırmış oluyorsunuz.

Ardarda kuşakları “demokrasi” bilincinden yoksun yetiştiriyorsunuz.

Demokrasiyi kendi “kutsalları” arasında görmeyen insanlar yetiştiren bir ülke demokrasiyi özümseyebilir mi?

Peki, siz hiç geleceği parlak “demokrasisiz” bir ülke gördünüz mü?

Gelişmiş bütün ülkelerin demokrasisi olması pek de aldırmamamız gereken bir tesadüf mü?

Yaşadığımız iç savaşta, faili meçhul cinayetlerde, her yandan fışkıran çetelerde, o çetelerin içinden her seferinde askerlerle polislerin çıkmasında, liseli gençlerin birbirlerini vurmasında, yetmiş milyonluk bir toplumun 2006 yılında en büyük sorununun “genç kızların saçı” olmasında siz “demokrasi” eksikliğinin hiçbir izini görmüyor musunuz?

Sakatlanmış bir imparatorluktan “sağlam” bir cumhuriyet yaratma mucizesini ne yazık ki gerçekleştiremedik.

Bu mucizeyi bundan sonra gerçekleştirebilir miyiz?

Televizyon programlarında bir tek özgün cümle söylemeden yalnızca ezberlenmiş cümleleri tekrarlayan, hamasetten ihtiyarlamış üniversite gençlerine, her yanından silah fışkıran liselere baktığınızda bu mucizenin işaretlerini görebiliyor musunuz?

Türkiye Cumhuriyeti iyi bir yere gidiyor gibi gözükmüyor.

Ne olacağını bilemem ama kesinlikle söyleyebileceğim tek şey, yola böyle devam etmemizin mümkün olmayacağı.

Toplum ve devlet kendini değiştirmek için gerekli iradeyi gösteremezse bizi hayat değiştirecek.

Geleceği kişisel olarak pek de umursamayacak bir yaştayım artık.

Ama gönlüm genç çocukların gelişmiş ülkelerdeki çocuklar gibi huzurlu ve zengin yaşamasını istiyor.

Ama bugünkü tabloya baktığımda, aklım gönlüme acıyor.

Ahmet Altan / Gazetem.net / 29.05.2006

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
12.09.2025
20:05
12Bingölspor Efrayim Bebek için tek yürek!
12Bingölspor Efrayim Bebek için tek yürek!
Karaköprü Belediyespor maçı bilet gelirlerinin tamamını SMA Tip-1 hastası 6 aylık Efrayim Gökalp'in tedavisi için bağışladığını duyuran ve toplam bağış miktarını 455 Bin 256 TL olarak açıklayan TFF 3. Lig temsilcimiz 12Bingölspor; '12 Bingölspor olarak söz veriyoruz: Bu mücadele, Efrayim bebeğimiz sağlığına kavuşana kadar devam edecek!' açıklamasında bulundu.
12.09.2025
19:46
Bingöl Kent Konseyi`nden Aile ve Sağlık Eğitimleri
Bingöl Kent Konseyi'nden Aile ve Sağlık Eğitimleri
Kent Konseyi Başkanlığı; 'Daha güçlü aileler, daha sağlıklı bireyler ve daha bilinçli bir toplum için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Şehrimize hep birlikte dokunmaya devam edeceğiz' açıklamasında bulundu.
12.09.2025
15:42
Bingöl Konteyner Kent`te sona doğru
Bingöl Konteyner Kent'te sona doğru
Konteyner Kentin altyapı yatırımını üstlenen Bingöl Belediyesi, sahadaki çalışmalarını yüzde 90 oranında tamamladı. Konteyner kentin donanımları Bingöl Valiliği ve AFAD tarafından karşılanacak.
12.09.2025
15:17
Bingöl`de
Bingöl'de 'Gazze için Dua' programı
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Alpaya, katılımcılara teşekkür ederek, 'Sadece burada değil, gece ve seher vakitlerinde de ellerimizi Rabbimize açmaya devam edelim' çağrısında bulundu.
12.09.2025
15:02
Zıktê Sürkap`ta Atalay dönemi
Zıktê Sürkap'ta Atalay dönemi
Yeni Başkan Mehmet Atalay'ın, Zıktê aşiretinin birlik ve beraberliğini güçlendirmek, bölgesel kalkınmaya yönelik çalışmalar yürütmek ve gençlere yönelik projelere ağırlık vereceği belirtildi.
12.09.2025
14:55
‘Acaba` diye düşünürken denemeyi tercih etti, meyveyi su altında yedi
'Acaba' diye düşünürken denemeyi tercih etti, meyveyi su altında yedi
Bingöl'ün Genç ilçesinde Murat Nehri'nde farklı bir etkinliğe imza atan doğa tutkunu Vedat Avar, nehirde su altına dalarak meyve yedi.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın