Bingöl Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Kalkınma Derneği (BİN-DER) Başkanı Doğan Karasu, yaptığı açıklamayla Bingöl Üniversitesi'ne yönelik sert eleştirilerde bulundu.
“TÜRKİYE'NİN HER RENGİNDEN BİR ÜNİVERSİTE OLMALIYDI”
Bingöl Üniversitesi'ndeki akraba bağlarına vurgu yapan BİN-Der Başkanı Karasu: “Bingöl Üniversitesi ülkenin üniversitesidir. Bingöl'de kurulmuş olması aile, akraba, ideolojik akraba vb. üniversitesi olmasını gerektirmez. Türkiye'nin her renginden, inanç bileşeninden, etnisitesinden, fikir çevresinden ehil insanların objektif ölçülerle yarıştıkları ve çalışmaya hak kazandıkları bir üniversite olmalıydı. Farklılıkların barınamadığı, çoğulcu fikir ortamının sağlanamadığı bir üniversite, üniversite olamaz, yüksek lise olur. Bingöl Üniversitesi'nde amca-yeğen karışımı 6 Baydaş var. Teyze, hala, dayı çocukları ve bunların akrabalarını, referans olduklarını, aynı fikir ekseninde gerçekleştirilmiş olan kadrolaşmayı düşündüğümüzde Bingöl Üniversitesi Elazığlı Elazığlılar ile Bingöllü Elazığlıların milliyetçi, devletçi, tek tipli koalisyonudur. Ankara Güvenlik Bürokrasisi kadar çeşitli ve özgürlükçü bir yapıya sahip değildir. Bilinmelidir ki sosyolojiyle kavga eden, bilim kurallarına ve ahlakına uymayan unvanların, makamların, maddi gücün toplumsal karşılığı, itibarı yoktur” dedi.
“İDDİASINI DESTEKLEYEN BİLİMSEL BİR VERİ SUNAMIYOR”
Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş'ın Zazaca ile ilgili açıklamalarına tepki gösteren Karasu: “Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, Zazaca'nın ayrı bir dil olduğunu söylüyor, iddiasını destekleyen bilimsel bir veri sunamıyor. Kürt karşıtlığı düşüncesini, ideolojik tutumunu, uygulanmaya konulan siyasi projeyi bilimsel bir gerçekmiş gibi topluma sunuyor. Ben profesörüm, ne desem halk inanır inancında; sahip olduğu unvanın, makamın, ekonomik gücün halkta bir karşılığının olmadığını bilmiyor. Sayın Baydaş ile aynı paradigmaya omuz vermiş dava arkadaşları15 sözcüğü karşılaştırmalı vererek bu lehçenin ayrı bir dil olduğunu ileri sürüyor. Lehçe olamamanın ölçüsü ‘konuşan iki kişinin bir birini anlamıyor olmasıdır' diyor ekibindeki ulema! Harranlı bir Arap ile Mısırlı bir Arap konuşunca bir birini anlamıyor. Harranlı Arap ile Mısırlı Arap ayrı milletten deme saçmalığına da inanıyor olmalılar. Bir dilin etnik, linguistik, coğrafi, tarihi, sosyal ve kültürel faktörlerle bir arada değerlendirilerek dil-lehçe ayırımına karar verileceğinden haberleri yok. Her gün bir harf bulan ve alfabe harf sayısını 40'ın üstüne çıkaran profesör hoca dağıttığı 71 sayfalık çalışmasının kapağındaki Kırdıkî/ Dımılî çelişkisini gözden kaçırmış” ifadelerini kullandı.
“DOKTORA TEZLERİNİBİNGÖL KAMUOYUNUN İSTİFADESİNE SUNMALARINI BEKLİYORUZ”
Karasu: “Yaşayan Diller Enstitüsü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, ‘Ülkemizde yaşayan Zaza soydaşlarımız da tarihin çok eski asırlarından beri Zazaca konuşmaktadırlar' diyor. (s. 501) Bu mantığa göre Sayın Bolelli Rum ise Zazalar Rum'dur, Ermeni ise Zazalar Ermeni'dir, Türk ise Zazalar Türk'tür, Kürt ise Zazalar Kürt'tür, Arap ise Zazalar Arap'tır. Sayın Bolelli milliyetini söylese Zazalar ve Zazaca konusundaki görüşlerini hemen anlarız. Demediğine göre mantık yürütmemiz gerekiyor. Sayın Bolelli Kurmancdır, kendisini Kurmanc olarak görüyor ve Zazalar soydaşımızdır diyorsa ‘Zazalar Kürt, Zazaca Kürtçenin lehçesidir' demeye getiriyor. Zazaların ayrı bir millet, Zazacanın ayrı bir dil olduğunu kabul etmiyor demektir. Sayın Bolelli ve Bingöl Üniversitesine göre Zazalar Kürt değildir, bunu daha önce beyan ettiler. Geriye Rum, Ermeni, Arap ve Türk seçeneği kalıyor. Aslında Sayın Bolelli ve Üniversitesi Zazaları Türk olarak görüyor, bunu söyleyemedikleri için Zazaların ayrı bir millet, Zazaca'nın ayrı bir dil olduğunu iddia ediyorlar. Ellerinde Kürtlerin Türk olduğunu ispat (!) eden kendi hocalarının doktora tezleri var, tezi Bingöl kamuoyunun istifadesine sunmalarını bekliyoruz. Bingöl halkı uyanık olmalı, sahneye konulmuş paradigmanın kendi hayırlarına olmadığının farkında olmalı” şeklinde konuştu.