KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
19 Haziran 2025 Perşembe
°C

Yazarlardan şampiyonluk yorumu

Dün gece Trabzonspor'la berabere kalarak şampiyonluğunu ilan eden Fenerbahçe'nin zaferine yazarların yorumu nasıldı?

Yazarlardan şampiyonluk yorumu
14 MAYIS 2007 PAZARTESİ 12:52
0
925
0
AA aa
Aziz Yıldırım'ın gözyaşları...
TRABZONSPOR'un 2., Fenerbahçe'nin 4. dakikada attığı gollerle başlayan maç, daha en başından çok zor geçeceğini belli etti.
İlk yarıda bu gollerden sonra her iki takım da daha kontrollü oynasalar da Fenerbahçe, seyircisinin de etkisiyle daha üstündü. Ama yine bir savunma hatasından Trabzonspor ikinci golünü buldu. Öte yandan Bursaspor-Beşiktaş karşılaşmasının skoru da an be an taraftarı harekete geçirdi. Bursaspor tabii ki, kendisi için oynadı ama Fenerbahçe'yi de ilgilendiren bu karşılaşma biraz olsun taraftarını ve sarı lacivertli futbolcuları rahatlattı. İkinci yarıda da buna benzer tablo vardı.

Beklenen gol Deivid'ten

Zico, bu tabloyu değiştirmek için Semih'i de oyuna aldı. Hakemin verdiği bir penaltı ancak göstermediği ikinci sarı kart, ikinci yarının en önemli notlarıydı. Alex'in penaltıyı dağlara taşlara atması ise, Bursaspor, Beşiktaş'ı yenmeseydi affedilebilir miydi bilinmez. Artık durum öyle bir hal almıştı ki, bitse de kurtulsak sesleri, tüm Fenerbahçeliler'in kalp atışlarıyla birleşmişti. Ve beklenen gol Deivid'den gelince, dünyanın her yanındaki Fenerbahçeliler kocaman bir oh çekti. Böylece Fenerbahçe için yazılmış tüm senaryolar da, ortaya atılan kehanetler de çöpe gitti. Artık ne saatini gösterecek bir yönetici, ne de "Kupalar bizim olacak" diyen bir başkan vardı, şampiyon Fenerbahçe'ye gözdağı verebilecek. Tüm bunlara Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın cevabı çok anlamlıydı. Başkan sadece gözyaşı döktü. Ama içi sevinç dolu, birçok sorunun cevabı dolu, öfke dolu, başarı dolu...

İki cumhuriyet İzmir'e sığmadı

DÜN İzmir'de hem Cumhuriyet mitinginin hem de Fenerbahçe maçının oluşu bu güzel şehri adeta kilitledi. Yollarda yürüyecek yer, kafelerde, restoranlarda oturacak sandalye dahi yoktu. İki cumhuriyet İzmir'de buluşunca izdiham oldu desek yeridir. Tabii ki bunlardan biri gerçek bir cumhuriyet değil. Ama içinde milyonlarca insanın sevgisini barındıran, aşkla kurulmuş çok büyük manevi bir cumhuriyet. Dalga dalga aşkla, hayranlıkla, anlatılamayacak bir düşkünlükle büyüyerek bu günlere gelen Fenerbahçe Cumhuriyeti İzmir'e de sığmadı. Bir anlamda federasyonun verdiği ceza da Fenerbahçe'ye, Fenerbahçe'liye sökmedi. Hatta iyi bile oldu.

Tuncay Şanlı takımdan gitmez

FENERBAHÇELİLER ve Tuncay hayranları, böyle bir transfer mümkün mü, doğru mu diye soruyorlar. Haklılar, çünkü günlerdir bu tip dedikodu haberleriyle kafaları karışmış durumda. Merak etmesinler, Tuncay Olympiakos'a gitmeyecek. Tuncay'ın Fenerbahçe'den gitmesi için ancak çok büyük bir kulüp devreye girip Fenerbahçe'ye de para kazandırması gerek. Yani Olympiakos gibi Fenerbahçe'nin büyüklüğünün ve gücünün yarısı bile etmeyen bir takıma ne Tuncay gider ne de bu takım Tuncay'ı alabilir.

MAÇIN PANKARTI

 Efsaneler geri döndü, hikayeler sona erdi...

MAÇIN 3 ADAMI:

1-Tuncay, 2-Appiah, 3-12 Numara

--------------------------------------------------------------------------------------

Altan Tanrıkulu - HÜRRİYET

Lyon örnek alınmalı

ŞAMPİYONLUK maçlarında genellikle teknik-taktik konuşulmaz.. 90 dakika değildir çünkü masaya yatırılan.. Bütün bir sezondur.. Yapılacak bir hata bütün sezonu alıp götürebilir.. Atılacak bir gol şampiyonluğu getirebilir..

Fenerbahçe, belli ki şampiyonluğu İzmir'de istiyordu.. Ne Galatasaray ne Ankaragücü maçlarına işi bırakmak amacında değildi.. Geçen yıldan ağzı yanmıştı bir kere.. Bu amaçla çıktılar Trabzonspor karşısına.. Ama karşısındaki takım da son derece yürekli, temiz ve cesur bir futbol oynayarak Fenerbahçe'nin karşısında dimdik durdu.. İki kez öne geçti.. Stattaki 50 bin, televizyonları başındaki milyonlarca Fenerbahçeli'nin yüreğini ağzına getirdiler.. Sonuçta sarı-lacivertli takımı yenemediler ama iyi futbollarıyla alkışlandılar..

* * *

Artık bir adım sonrasını görmek gerek.. Bu takım için bir sezon boyu kötümser bakış açısıyla yaklaşanların.. "Deivid'den santrfor olmaz.. Zico, teknik direktör değil.. Tuncay, top kontrol edemiyor.. Tümer, ilk onbir oynamaz" diyenlere karşın bu takım şampiyon..

F.Bahçe'nin eksikleri yok mu, elbette var.. Ama 4 yabancısı sezon ortası transfer edilen, Avrupa Kupalarında tarihinin en başarılı sezonlarından birini geçiren sarı-lacivertli ekibin en büyük hatası her puan kaybında kendine düşman arayışında bulunması ve bütün rakiplerinin kendine karşı birleşmesine bir zemin hazırlamasıydı..

Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne kalabilmesi için işi bu kez daha kolay.. Çünkü kura çekimine seri başı olarak katılacak.. Eğer eldeki kadro 3-4 iyi oyuncuyla takviye edilirse, Fenerbahçe önümüzdeki yıl çok başarılı sonuçlar alabilir. Sarı-lacivertli takımın Fransa'da son 6 yılın şampiyonu Lyon'u örnek alması gerek.. Artık dünya futbolunda en önemli unsurun istikrar olduğu unutulmadan Şampiyonlar Ligi'nde adımlar atılmalı.. Tabii Zico'yla ilgili eleştirilere kulak asılmamalı ve Brezilyalı çalıştırıcıya sonuna kadar güvenilmeli.

--------------------------------------------------------------------------------------

RIDVAN DİLMEN - MİLLİYET

Tebrikler şampiyon

Fenerbahçe taraftarını hasta eder. Rakibin maçın başında 2-0 geriye düşmüş. Kazandığın an bitiriyorsun işi. Hadi maçın başında önce konsantrasyon hatası, ardından kaleci hatasıyla bir gol yedin. Hemen atarak oyuna ortak oluyorsun. Tekrar güveninin geri gelmesi lazım. Ama Edu, Lugano, Tuncay, Önder gibi oyuncuların varken, Yattara'dan kafa golü yiyorsun.

Ofansif güç düştü
Ondan sonra uğraş dur beraberliği yakalayacağım diye. Zico ikinci yarıda riske girdi, ikinci forveti soktu. Trabzonspor etkili kontrataklar yapabilirdi ama son paslarda etkili olamadılar. Üzerine bir fırsat daha yakalıyorsun. Penaltı... Ama atamıyorsun.
Fenerbahçe tempoyu düşük tutarak, çok yavaş oynayarak rakibininin sürekli toparlanmasına sebep oldu. Oyunun sonunda hep duran toplarla pozisyon üretmeye çalıştılar. Ancak Alex'in geçmiş sezonlardaki duran top becerisinden uzak oluşu Fenerbahçe'nin etkili olmasını engelledi. Alex'e ayrıca dönüşümlü olarak Hasan ve Ayman'ın sert markajı da devreye girince, Brezilyalı hiçbir varlık gösteremedi. Tuncay Şanlı istekli ama etkili değildi.
Hem de attığı şahane gole rağmen. Ümit Özat, Yattara yüzünden hiç ileri çıkmadı. Bu da takımın ofansif gücünü bir hayli etkiledi.

Deivid sahne aldı
İşte her şey kötü giderken, daha 10. dakikadan itibaren ıslıklanmaya başlanan Deivid sahneye çıktı. Bu sezon Vestel deplasmanında Fenerbahçe'nin ayağa kalmasını sağlayan, Frankfurt maçında takımın Avrupa'da ilerlemesinde büyük rolü olan Brezilyalı, şampiyonluğu getiren golü attı.
Trabzonspor iyi oyunculardan kurulu bir takım. İddiası bulunmamasına rağmen her şeyden önce prestij mücedelesi verdi. Bunda da başarılı oldu.
Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu çok iyi götürdüğü maçı penaltı pozisyonunda Hüseyin'e ikinci sarıyı göstermediği için kötü bitirdi.

--------------------------------------------------------------------------------------

MEHMET DEMİRKOL - MİLLİYET

Lige övgü
Dün kırkbeşinci dakikalar bittiğinde sevinç ve umut içinde olanlar Galatasaraylılar'dı. Dört hafta önce lige havlu attığı bizzat yöneticileri tarafından söylenen umutsuzluğa kapılmış lig üçüncüsü, şampiyonluk için bile ümitlenebiliyordu. Sivas'ta doksanıncı dakika geldiğinde Gürhan'ın golü, Deivid'in sayısından hemen sonra geldi. Bir anda herşey tersine dönüverdi. Fenerbahçe, sezon başında hiç planlamadığı bir yerde, İzmir'de şampiyon oldu. Ligde takımı olmayan İzmir, dört gün içinde iki şampiyon gördü. Önce Kupa'da Beşiktaş, sonra ligde Fenerbahçe...

Bu lig, iyi lig
Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç, son dört haftaya dokuz puan önde girmezsek bizi şampiyon yapmazlar demişti. Ben, Deivid bu takımın santrforu değil demiştim. Ama hiçbirimizin dedikleri, hiçbirimizin düşündükleri olmadı. Çünkü bu lig şaşırtıcı, her an sürprizlere gebe, mücadeleci ve sıkı bir lig oldu. Bu son doksan dakikaları Bundesliga'da, Premiership'te izlemiş olsak haftalarca övgü yağdırırdık. Halbuki bakmasını bilene bu lig iyi lig...

Fazlasıyla hak ettiler
Fenerbahçe dün, kendi klasiği ve kapasitesi içinde çok iyi bir futbol ortaya koydu. Tabii ki savunma - orta saha bağlantıları zayıftı. Tabii ki orta sahası yumuşak kalıyordu. Tabii ki Van Hooijdonk gibi bir liderleri yoktu. Ve tabii ki çok gerginlerdi. (Bunu görmek için Alex'in penaltı anındaki ve vuruşundaki haline bakalım). Ancak tüm bunlara rağmen, birinci dakikada yenik duruma düşmelerine rağmen son saniyeye kadar rakibi ısırdılar. Sezon boyunca hiç denemediklerini Trabzon'u yenmek için denediler.
Her ne kadar teknik direktöründen yöneticisine en çok eleştirdiğimiz takım olsalar da mücadeleden hiç vazgeçmediler. Tüm şampiyonluklar hakedilmiştir. Ve bu şampiyonluk Fenerbahçe'nin en çok hak ettiklerinden biridir.

--------------------------------------------------------------------------------------

AHMET ÇAKAR - SABAH

Alkışlar stajyer Zico'ya!
Maçlar oynandı, Fenerbahçe kazanamasa da, Galatasaray ve Beşiktaş'ın aldığı sonuçlarla şampiyon oldu. Artık bugün yazımızda şu iyi oynadı, bu iyi oynadı veya hakem şunu yaptı, bunu yaptı diye yazmanın pek manası yok. Ligin tümüne baktığımızda üç büyük de kötüydü. Kötünün iyisi ya da daha az hata yapanı şampiyon oldu.

Ya da diğer bir deyimle Fenerbahçe kazanması gereken maçları kazandı ve kaybetmemesi gereken maçları kaybetmeyerek mutlu sona ulaştı.
Sezonun başından beri tüm futbol kamuoyumuz Zico'yu yerden yere vuruyordu. Ama ben ona inanmıştım. Belki dünyanın en iyi teknik adamı değildi ama, kişiliğiyle, karizma ve vizyonuyla Fenerbahçe takımını ayakta tuttu. Kötü giden haftalarda hiçbir zaman oyuncularını camiaya ve basına satmadı. Adamı yerden yere vurdular, ama kibarlığını, adamlığını bir gün olsun bozmadı. Belki Fenerbahçe ve Fenerbahçeli oyuncular ondan teknik ve taktik anlamda fazla birşey öğrenmediklerini iddia etseler bile, Fenerbahçe'de özellikle yıllardır eksikliği duyulan teknik adamın kişilik kalitesini ortaya koydu. Alkışların en büyüğü prensiplerinden hiçbir zaman ödün vermeyen Zico'ya.
Görünen o ki, Fenerbahçe onu gönderecek. Ama şu bilinmeli ki, Zico, Fenerbahçe tarihinde tıpkı Didi ve tıpkı Parreira gibi hoş bir sada olarak kalacaktır .
Kolay değildi bu takımı ayakta tutabilmek. Zengin oyuncuları bol, general edasıyla oynamak isteyen futbolcu çoktu. Ama o, yeri geldi generallere general payesi verdi, yeri geldi asker gibi oynattı. Kaleci büyük problemdi, dün gece hatalı bir gol yemesine rağmen Türk futboluna Serdar'ı kazandırdı .

ÇAKAR SENİ UNUTMAYACAK
Selçuk Dereli faciası dışında hakemler hakkında hemen hiç konuşmadı.
Tebrikler Zico. Bu takım senin eserin, şampiyonlukta aslan payı da senin. Belki kovulacaksın, belki ülkende veya dünyada başka bir takım çalıştıracaksın ama, bu satırların yazarı seni hiçbir zaman unutmayacak. Futbol oynadığın yıllarda 'Beyaz Pele' idin. Şimdi de Türkiye'ye şeffaf, berrak, beyaz ruhlu bir insanın nasıl olması gerektiğini öğrettin. Tebrikler tombalacı Zico, tebrikler stajyer Zico.

--------------------------------------------------------------------------------------

GÜRCAN BİLGİÇ - SABAH

Rağmenlere rağmen
Dört dörtlük bir 'Gavur eziyeti' ydi. Hem de bazılarının deyimiyle, 'Gavur İzmir' de. İzmir'in günü önce Ata'mız ve bayrağımız ile başladı. Kırmızılara bürünmüş sokaklardaki heyecan Atatürk Stadı'na kayarken renk değişti, sarı-laciverte döndü.

Bir hafta önce İnönü Stadı'nda şampiyonluk sevinci ile dudaklarını ıslatanlar, için bu büyük keyfin tadına varmaya sadece bir 90 dakika kalmıştı. Beraberliğin bile başlarına taç konduracağı bir sonuç için oynayacaklardı.
Ama sezon boyunca çekilen dertlerin, bitecek gibi görünmediği maç yaşadılar. Her dakikasını sindirirken, kazanılan kupayı büyüten, meşrulaştıran, tadını arttıran bir karşılaşmaydı. Bursa'dan gol haberleri geldikçe, Fenerbahçe'nin yerine Trabzon'a şans gülüyor, gavur eziyetinin dozu artıyordu. Umut ile umutsuzluk kol kola geçmiş, çıldırma katsayısını tetikleyerek dakikaları kovalıyorlardı.

Zico yine yapacağını yapmış, Deivid'i oynatmayı başarmıştı. Semih girene kadar takımın saldıracak hali yoktu. Zico'ya rağmen bir şeyler yapıyorlardı. Aranan bir mucizeydi. Beşiktaş mağlup, Galatasaray berabere ve sadece bir gol gerekiyordu. 100. yılı taçlandıracak, 'rağmenler' arasında Fenerbahçe'yi zirveye taşıyacak bir gol.

ÜÇÜNCÜ MUCİZE DEİVİD'İN GOLÜ
İlk mucize hakem Abitoğlu'nun penaltıyı çalmasıydı. F.Bahçe'ye sezonun ilk penaltısını çaalan da yine aynı hakem. Alex'in bunu kaçırması ikinci mucizeydi. Şampiyonluk golünün Deivid'den gelmesi ise üçüncü oldu.
İlahi güçlerin idaresinde, komutlarında, iyi ve kötü kol kola yürüyordu. Böylesine gariplik arasından sıyrılıp çıkan Fenerbahçe, sezonun en çok hak edilmişine kavuştu. Koşamadı, yürüdü. Gidemedi, ittirdi. Saldıramadı, koparamadı ama almayı başardı.

Bu şampiyonluğun nedeni çok tartışılır. Fenerbahçe'nin aldığı puan mı, rakiplerinin kaybettiği mi?
Ama gerçekleri ve matematiği değiştirmek, tartışmak artık mümkün değil.
Birincisi; saat 20.45. Son şampiyon Fenerbahçe.
İkincisi; Zico'ya ve bütün rağmenlere rağmen son şampiyon Fenerbahçe.
Üçüncüsü; Bitime iki hafta var ve tertemiz şampiyon olan son takım Fenerbahçe
Bugünün keyfini herkes çıkarsın. Böyle bir sezonu bir daha yaşayamazlar. Tabii Zico kalırsa, sorumluluk kabul etmeyiz.

--------------------------------------------------------------------------------------

ALAATTİN METİN - AKŞAM

Söke söke kazanılan şampiyonluk  
15 bin kombine kart, bir o kadar da İzmir dışından gelen Fenerbahçeliler, sabah formalarıyla Cumhuriyet mitingine katıldılar.

Maç öncesi hava şöyleydi...

Milyonlara ulaşan miting alanı ve İzmir'in sokakları Fenerbahçe forması ile dolaşan insanlarla doluydu.. Hepsi de iki bayramı birlikte yaşamak istiyordu.

Yani taraftar, “Şampiyonluk turu için İzmir'e gelmişti.”

Futbolculara gelince, hepsi olabildiğince rahattı... Maçtan bir gece önce Mentor “takımdaşlık, arkadaşlık” üzerine küçük bir “hırs yükleyen slayt gösterisi” yaptı. Seansın sonunda futbolculara şöyle dedi:

“Hepiniz kahramansınız ama şampiyon değilsiniz...”

Bu duygu yükü ile takım sahaya çıktı.

Fenerbahçe'de bu sezon Deivid'in yerine, uzun boylu Kayserisporlu Gökhan ve Trabzonsporlu Ersen Martin olsaydı, bu kadar çok puan kaybetmez, şampiyonluğu da on hafta önce ilan ederdi. Deivid koşuyor, didiniyor, bir şeyler yapmak istiyor ama Fenerbahçe'ye yakışan santrfor değil... Nobre geçen sene son üç maç sakattı. Denizli maçında “sağlamım, oynarım” deyip Daum'u kandırdığı için gönderildi... Ama onun yerine alınan Deivid'de ne son vuruş var, ne de gol şansı. Attığı gol de kimseyi kandırmasın. Tuncay santrfor oynasa daha iyi. En azından kanatta bir arkadaşına yer açılır...

Ziya Doğan'ın “yedi defans oyuncusu ile önce kapanma, sonra da kontrataklarda Gökdeniz ve Yattara'nın becerisi ile gol arama” taktiği karşısında “Fenerbahçe koşan adam sayısı az olduğu için bocaladı.” Serdar'ın yediği hatalı golden sonra biraz canlandı, Tuncay'ın golü ile tam oyunun kontrolünü eline geçirme havasını yakaladığı an, Bursa'dan gelen gol haberi Fenerbahçeli futbolcuları bir anda maç bitmiş havasına soktu.

Bu sene “Fenerbahçe'de müzminleşen yan toptan gol yeme hastalığı” Trabzon maçında da vardı. Buna karşılık “geçen sene duran toplardan çok atan Fenerbahçe” bu sene Alex'in tutukluğundan onu da beceremiyor. Üstelik çok duran top kazanmasına rağmen. Penaltıyı bile atamayan Alex'in Deivid'den ne farkı var.

Kanat ortalarında uzun boylu santrforun olmazsa, frikiklerde de koşmayan, markaja girdiği vakit kilitlenen Alex becerisini kullanamazsa o vakit çok koşan Tuncay'ına veya uzaktan kaleye şut atma özelliği olan Appiah ile Tümer'in kişisel becerilerine işi bırakırsın.

Sonuç, koşmayan Alex, ne yaptığı belli olmayan Deivid yüzünden sahada dokuz kişi ile mücadele eden Fenerbahçe, son dakikada kötü Deivid'in attığı golle Trabzon ile berabere kaldı. Beşiktaş yenilip Galatasaray da berabere kalınca şampiyonluğunu İzmir'de ilan etti.
 
--------------------------------------------------------------------------------------

DENİZ GÖKÇE - AKŞAM

Kontenjan senatörleri  
Bu yıl Türkiye liglerinde futbol yok. Ama her takımda bazı kontenjan senatörleri var. Mesela Fenerbahçe'de Alex, Tümer ve Deivid. Düşünün bir kere. Fenerbahçe Trabzon'u geçtiği anda Beşiktaş da yenildiğine göre kutlamalar başlayacak. Oyuncuların maça konsantre olmalarını, mücadele etmelerini ve katkı yapmalarını beklersiniz değil mi? Ne gezer. Kontenjan senatörlerinin hepsi sahada gezinip duruyorlar. Alex, Hasan'ın yaptığı yarım adam savunmasında erimiş gitmiş, koca ilk devre neredeyse topa hiç değmiyor. Tümer ise oyunda yok. Deivid amatör sanrtforun atacağı bir gol pozisyonunu kalecinin göbeğine nişanlamış. Ortada bir tek Tuncay'ın bireysel becerisi ile attığı gol var. Alex'in penaltıyı atarken Manisa'da cam kırdığını da ekleyelim.

Fenerlahçe'nin orta alanında oynayan Appiah ve Deniz de maçta yok gibiler ve forvete adamakıllı bir pas atamıyorlar ama esas fecaat geride. Maçın ikinci dakikasında sağdan bir ortada Hüseyin kale sahası içinden kafayı vuruyor, şampiyon adayı 1-0 mağlup. Fenerbahçe'nin yediği ikinci gol ise duran toptan olduğu için daha da büyük bir fecaat. Yattara'nın kafası yenilir yutulur gibi değil. Fenerbahçe'nin, savunmasının göbeğindeki zayıflığı bu maçta açık seçik ortaya çıktı. Koca stattaki en iyi seyirci ise Semih'i oyuna sokmak için 65 dakika bekleyen Zico.

Trabzonspor'da ise bazı olumlu şeyler vardı. Son birkaç haftada Ziya Hoca Hüseyin'i geri dörtlüde kullanmayı denedi. Bu yaklaşım başarılı oldu. Ancak Hüseyin ile beraber oynayan Çağdaş, 4. dakikada Tuncay'dan yediği çalımı ve gole fırsat vermesini bir kere de videodan seyretmeli ve kendisine ağır diyenlere neden kızmaması gerektiğini görmeli.

Trabzon'un iki tane ciddi pozisyonu da vardı. Birinde Ümit, Umut'u düşürdü, diğerinde ise Yattara 4 kişiyle hücum ederken iki savunmaya karşı gol vuruşunu yapamadı.

Deivid'in 85. dakikada Appiah'ın al da at dercesine verdiği pasta vurduğu kafa ile attığı gol ise kimseyi kandırmasın.

Trabzon'da ise Ceyhun'a kontenjan senatörü diyebiliriz.

Netice olarak Fenerbahçe şampiyonluk ihtimaliyle geldiği İzmir'den futbolsuz oyunu ile kazandığı bir puan ve Rakipleri Beşiktaş'ın da mağlup olmasıyla mutlu sona ulaşmış olarak döndü.


haberturk

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
18.06.2025
21:26
Bingöl Basın Konseyi`nden Vali Usta ile Başkan Arıkan`a Ziyaret
Bingöl Basın Konseyi'nden Vali Usta ile Başkan Arıkan'a Ziyaret
Yaklaşık 15 gün öne kurulan Bingöl Basın Konseyi, ilk ziyaretlerini Bingöl Valisi Dr. Ahmet Usta ve Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan'a yaptı. Konsey Başkanı Hakim Bayraktar ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı ziyaretlerde, konseyi amacı, hedefleri ve yürütülmesi planlanan çalışmalarla ilgili bilgi verdi.
18.06.2025
20:06
Hibe desteği alacaklar dikkat! Son başvuru 23 Temmuz
Hibe desteği alacaklar dikkat! Son başvuru 23 Temmuz
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP)2025 Yılı 16. Etap Başvuru Sonuçları Askı İlanı yayımlandı.
18.06.2025
19:50
Hülakü, su sorunu için yanıt istedi
Hülakü, su sorunu için yanıt istedi
Bakan Kurum'un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na yazılı soru önergesi veren DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, soruları sıraladı ve 'Bingöl Merkez'deki içme suyu sorununun kalıcı biçimde çözülebilmesi için önümüzdeki dönemde hangi adımlar atılacaktır?' diye ekledi!
18.06.2025
19:20
Okan Alay`dan yeni eser!
Okan Alay'dan yeni eser! 'Sesin Değdiği Yerden'
Bingöl temalı şiir ve hikâyeleri ile de adından söz ettiren ve kuşağının özgün kalemleri arasında yer alan Alay, 'Sesin Değdiği Yerden' adlı yeni eserinde bireyin iç dünyasında yankılanan seslerin peşine düşüyor.
18.06.2025
13:47
Bingöl`de 15 bin kök kenevir ele geçirildi
Bingöl'de 15 bin kök kenevir ele geçirildi
Bingöl'ün Genç ilçesinde jandarma ekiplerince yapılan çalışmada, 15 bin 300 kök kenevir bitkisi ele geçirildi.
18.06.2025
13:40
12Bingölspor ismini ve logosunu değişti!
12Bingölspor ismini ve logosunu değişti!
Daha önce çeşitli sebeplerle isim değişikliğine uğrayan ve son olarak '12Bingölspor' adıyla faaliyet gösterirken M.Engin Özturan öncülüğündeki yönetim tarafından alınarak 3. Lig'e çıkarılan yeşil beyazlı temsilcimiz, kurumsal kimliğini yenileyip ismini ve logosunu değiştirdi. Yeni ismi Bingölspor FK olarak tescillendi, logosunda ise Bingöl'ün folklorik sembolü olan kartal ile güneş ve dağ figürleri yer aldı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın