Alevilerden ahmet hakan'a mektupAhmet Hakan'ın 'Alevilere Sorular' başlıklı yazısına yanıt, eski Tunceli Milletvekili Musa Ateş dededen geldi. İşte, Ahmet Hakan'ın yayınlamadığı iddia edilen mektup:![]() Güneş Gazetesi yazarı Rıza Zelyut, köşesinde kendisine gönderilen ve Ahmet Hakan'ın Hürriyet'te yayınlamadığı iddia edilen cevabi mektubu yayınladı. Rıza Zelyut'un köşe yazısı: Ahmet Hakan'a mektup var ![]() Sorularında haklı Musa Dede'nin bize verdiği görev, Ahmet Hakan'ın ağzının payını vermek... Gel gör ki Ahmet Hakan sorularının çoğunda haklı bir kuşkuyu dile getiriyor. Sorarken yaptığı eleştiriler de aslında Alevilik alanında yaratılan kargaşadan-karanlıktan duyulan rahatsızlığı yansıtıyor. Bugün Alevilikle ilgili değerlendirmelerde at izi it izine karışmış bulunuyor. Ya bana Alevilikle ilgili olarak gönderilen şu sorulara ne dersiniz: 'Hazreti Ali saz mı çalıyordu da siz saz çalıyorsunuz? Hazreti Ali de semah etti mi? Semah adıyla yaptığınız dansın dinde yeri var mı? Cem töreninde türkü söylüyorsunuz; böyle ibadet olur mu?' Bu sorularda hem cahillik var hem kasıt... İyi ki Ahmet Hakan bu tarzda sorular sormamış... Bir soruya cevap Ben Ahmet Hakan'ın bir takıntısını aydınlatmak istiyorum: Cemevi... Evet; Anadolu Aleviliğinde cemevi yüzlerce yıldır vardır. 13. Yüzyıl'ın başlarında pir (büyük öğretmen) olan Dede Kargın'ın yoldaşları ile 40 gece cem yaptığı Menakıbül Kudsiyye'de yazılıdır. O cem, camide değil, bir talibin evinde yapılmıştır ki işte orası cemevidir. Gerek Selçuklu Devleti gerek Osmanlı Devleti zamanında Alevilerin ibadet ettikleri evlere cemevleri denilmiştir ve bu mekanlar tarihsel mekanlardır. Baskı ve kıyım yüzünden buralar sabit hale getirilemedi diye yok oldukları, meşru olmadıkları iddia edilemez. Muaviye zamanında; cuma namazlarında bütün camilerde Hazreti Ali ve ailesine küfredilmeye başlanıldığı zaman; Ali yandaşları (Aleviler) bu mekanlara gitmekten vazgeçtiler... Ayrıntılı bilgi için tarafımızdan yazılan Öz Kaynaklarına Göre Alevilik kitabının son baskısına (Karaca Ahmet Derneği Yayınları/Üsküdar) bakılabilir. Ayrıca ibadet için cami hiç de şart değildir. Tarihi hatırlayalım: Kuran 610 yılında inmeye başaldı. Peygamberimiz bu tarihten itibaren kendisine inananlarla birlikte evlerde gizli gizli ibadet ediyordu. İşte o evler de cemevleriydi. İlk mescit 623 yılında Medine'de yapıldığına göre, Müslümanların bu tarihten önceki ibadetleri sakat mıdır, yanlış mıdır? 'Peygamber camide ibadet etmediği için yanlış yapmıştır, günaha girmiştir, ibadeti ibadet sayılmaz.' diyebilir misiniz? Öyleyse ibadet için illa da camiye gitmek gerekir görüşü, tarihi ve dini temellerden yoksundur. İslam da birilerinin sandığı gibi sadece Sünnilik değildir. Mezhepleri yarıştırmak da inanca saygı kavramıyla uyuşmaz... Musa Dede'ye de Ahmet Hakan'a da selamlar... YORUM YAZIN ![]()
|
|