Ihd: kayıplar bulunsunİHD Bingöl Şubesi, Kayıplar Haftası dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Gözaltında kaybedilenlerin bulunması ve faillerinin yargılanması gerektiği kaydedilen açıklamada, 940 civarında kişinin 1980 darbesi döneminde gözaltında kaybolduğunu ifade edildi.![]() İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi, ‘Kayıplar Haftası' nedeniyle Cumartesi günü Dörtyol Saat Kulesi önünde basın açıklaması ve oturma eylemi yaptı. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartının açıldığı basın açıklamasında açıklamayı yapan Metin Kılıç, kayıplar için yapılan oturma eylemlerinin 20. yılını geride bıraktığını hatırlattı. 940 KİŞİ GÖZALTINDA KAYBEDİLDİ İHD verilerine göre 940 civarında kişinin, 12 Eylül 1980 darbe sürecinden bu yana gözaltında kaybedildiğini ileri süren Kılıç, şunları söyledi: “Türkiye'de 2004 tarihinden sonra gözaltında kayıp vakalarına rastlanmamaktadır. Ancak siyasal iktidar gözaltında kayıpların akıbetinin bulunabilmesi amacı ile bugüne kadar sembolik bir iki girişim dışında esaslı hiçbir adım atmamıştır. 2009 yılında Başbakanın kayıp yakını anneler ve İHD İstanbul Şube yöneticileri ile yaptığı toplantıda vermiş olduğu sözler yerine getirilmemiştir. Sadece Cemil Kırbayır ve Tolga Baykal Ceylan'ın akıbetlerinin bulunabilmesi amacı ile TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde 2 ayrı alt komisyon oluşturulmuş, bu komisyonların hazırlamış olduğu raporlara uygun olarak hala Cemil Kırbayır ve Tolga Baykal Ceylan'ın akıbetleri ortaya çıkarılamamıştır. Özellikle Cemil Kırbayır dosyasında Kars Cumhuriyet Savcılığı'nın görevini yapmaması ve bu duruma Adalet Bakanlığının seyirci kalması Türkiye'de uygulanan cezasızlığın tipik bir örneğini oluşturmuştur. Bunun dışında Başbakanın söz vermiş olmasına rağmen BM Kayıplar Sözleşmesinin hala imzalanıp onaylanmamış olması siyasal iktidarın en büyük ayıpları arasında sayılabilir.” “253 TOPLU MEZARDA 3248 KİŞİNİN GÖMÜLÜ OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR” İHD verilerine göre tespit edilebilen 253 toplu mezarda, 3 Bin 248 kişinin gömülü olduğu tahmin edildiğini kaydeden Kılıç, “Bu sayının daha da büyüyeceğinden de endişe edilmektedir. Türkiye'de toplu mezar gerçeği ortaya çıkarılmasına rağmen ilgili savcılıklar toplu mezarların açılmasında BM Minesota Protokolünü ve Kızılhaç'ın ilgili rehberini uygulamakta direnç göstermektedirler. Türkiye'deki en önemli sorunların başında gelen toplu mezarların açılması ve delillerin tespit edilerek faillerin ortaya çıkarılması sorunu bütün yakıcılığı ile devam etmektedir” dedi. “YASAL ÇIKARILMALI” Türkiye'nin zorla kaybetmeler konusunda geçmişle yüzleşmeyi yaşaması gerektiğini belirten Kılıç, şunları söyledi: “Bunun için bir yasa çıkarılmalıdır. Yasayla hakikatleri araştıracak, geniş yetkilerle donatılmış bir komisyon kurulmalıdır. Türkiye, Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına dair Uluslararası Sözleşme'nin tarafı olmalıdır. Türkiye, ceza kanununda Sözleşmede de belirtildiği gibi zorla kaybetmeyi yasaklayan ve bu suçu bir insanlık suçu olarak niteleyen hükme yer vermelidir. Böylelikle zorla kaybetme bakımından zamanaşımının işlemeyeceği garanti altına alınmalıdır. Türkiye, kapsamlı bir şekilde kayıplar ve toplu mezarlar konusunda insan hakları ve diğer ilgili sivil toplum örgütleriyle işbirliği ile toplu mezarları ulusal üstü insan hakları belgelerine uygun şekilde ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 86 ve 87.maddelerine uygun şekilde açmalı ve süreç Jordan Prensiplerinde öngörüldüğü gibi işlemelidir. Türkiye hızla DNA bankasını oluşturmalıdır. Savcılar resen harekete geçmeli ve kayıp vakalarının yaşandığı dönemlerdeki emniyet ve jandarma birimlerinin sorumlularını tespit etmelidir. Benzer olayların tekrarının önlenmesi bakımından gözaltına alınan kişilerin avukatları ile görüşmesini engelleyen ve kamuoyunda “ iç güvenlik yasası” olarak bilinen yasa ve diğer düzenlemeler yürürlükten ve uygulamadan kaldırılmalıdır. Adli kolluk kurulmalı ve doğrudan doğruya cumhuriyet savcılarına bağlanmalıdır. Soruşturma ve kovuşturma makamları kamu görevlilerinin karıştığı olaylar bakımından uyguladıkları cezasızlık politikasından vazgeçmelidir. Hak savunucuları olarak tüm siyasal partilere ve demokratik kamuoyuna sesleniyoruz; Türkiye'deki gözaltında kayıpların akıbetinin bulunması ve faillerinin ortaya çıkarılması mücadelemizde bizimle birlikte olun. Unutmayın ki adalet iyileştirir. Adalet arayışımız sonuç alıncaya kadar devam edecektir.”
YORUM YAZIN ![]()
|
|