KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
27 Ekim 2025 Pazartesi
°C
Ozan Şinasi
Belirtilmemiş

Bingöl'de Tokluk Masalı

21 EKİM 2025 SALI 15:14
9
750
5
AA aa

Bingöl'de “doymak” denince akla genelde iki şey gelir: ekmek ve sabır. Ekmek bol, sabır sonsuz… ama yemek? İşte o, çoğu zaman fotoğraflarda kalır.

Misafiriniz geldi, yemeğe götürmek istediniz. “Şöyle yöresel bir şeyler yiyelim,” diyorsunuz ama bir bakıyorsunuz, seçenek iki: kavurma ya da tepsi yemeği. O da şanslıysanız.

Nihayet bir mekâna oturuyorsunuz. Masaya bir tabak geliyor: azıcık kavurma, yanında soğan ve iki dilim domates. O kadar. Bu tabloya bakınca insan “Yemek mi yiyorum, sanat eseri mi izliyorum?” diye düşünmeden edemiyor.

Bir de fiyat meselesi var tabii. Dürüm en ucuz yemek olarak geçiyor ama fiyatına bakınca insan dönerken fiş yerine taksit planı istiyor. Oysa aynı parayla Genç İlçesi'nde sac kavurma yiyebiliyorsunuz; hem de yanında salatası, ayranı ve güler yüzlü bir hizmetle. Genç'te yediğiniz bir tabak yemeğin tadı, Bingöl merkezde bir dürümün fiyatına sığmıyor. Aradaki fark sadece yemek değil, anlayış farkı.

Burada ise yüksek fiyatın bahanesi hep hazır:

“Paranın kıymeti kalmadı, bu paraya ne gelir?”

Bu cümle neredeyse menüde yazacak artık. Oysa mesele paranın değerinde değil; emeğin, hizmetin, müşteri memnuniyetinin değerinde. Çünkü aynı şehirde, aynı ürünle biri doyurmayı görev bilirken diğeri sadece günü kurtarmayı yeterli görüyor.

Bazı işletmelerde bu fark daha da belirgin. Malzemeyi 1 lira fazla aldığında, bunu 10 lira fazlasına satmayı “normal” sayan bir anlayış yerleşmiş. Oysa iyi esnaflık, kârı büyütmekten çok, müşterinin gönlünü kazanmakla ölçülür. İnsan kendini değerli hissetti mi, hem memnun ayrılır hem de bir sonraki sefer yine o kapıdan içeri girer.

Hizmet sektöründeki tecrübesizlik de bu tabloyu tamamlıyor. Siparişi verirken garsonun bakışında “yine mi acıktınız?” ifadesini görmek mümkün. Güler yüz, neredeyse ekstra hizmet kategorisine girmiş durumda. Müşteriye ilgi göstermek, siparişi doğru almak, yemeği zamanında getirmek… bunlar artık lüks davranışlar.

Oysa bir Diyarbakır'a, bir Muş'a gidin; masaya oturmadan çay gelir, daha sipariş vermeden salata, ezme, yoğurt… Ana yemeğe sıra gelince masada yer kalmaz. Bingöl'de ise ana yemek gelir ama masa hâlâ kiralanmamış bir daire gibi boş durur.

Garip olan, bu durumun artık normalleşmiş olması. Bingöl'de bir tabak yemeğin azlığı konuşulmaz, aksine “ekmek fazla gitti” diye gülünür. Çorbayla fazla ekmek yiyene “aç mı bu?” diye takılırız ama kimse neden bu kadar ekmek yenmek zorunda kalındığını sormaz. Çünkü doymak artık fiziksel değil, kültürel bir meseledir burada.

Şehrin her yanı dürümcü ve kafe dolu. Kahve çeşitleri sonsuz, yemek çeşitleri yok denecek kadar az. Ailece çıkıp “güzel bir akşam yemeği” yemek, neredeyse ütopya. Çocuklar oyun salonunda oynarken, anne-baba iki lokma yemek eşliğinde sohbet etsin. Bu, Bingöl'de lüks sayılır.

Aslında mesele basit: Bingöl'de yemek kültürü, tok tutmakla değil, idare etmekle ilgilidir. “Yeter ki karın guruldamasın” mantığıyla yürür. Oysa şehir, insanına sadece karın değil, gönül tokluğu da borçludur.

Belki de artık şu soruyu sormalıyız:

Bir şehirde doyurucu olan sadece yemek midir, yoksa insanların sofrada hissettiği değer mi?

Bingöl'de ikincisinin eksik olduğu çok açık. Ama güzel olan şu ki, bunu fark etmek bile bir başlangıçtır. Belki bir gün, masalarımızda sadece ekmek değil, emek de bol olur.

Ve belki bir gün biri çıkar, “Fiyatıyla, çeşitliliğiyle, hizmetiyle, ferahlığıyla bu şehrin hak ettiği bir restoranı ben açarım,” der.

İnanın, sadece karnımız değil, umudumuz da doyar o gün.

Ozan Şinasi der ki:

"Bir şehir, sofralarında sunduğu değer kadar, insanına verdiği özeni gösterir; eksik olanı fark edip geliştirmek hem müşteriyi hem şehri büyütür."

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_116479)
22 Ekim 2025 Çarşamba 08:26
Ağzınıza kaleminize sağlık... Gerçekten de bazı esnafların çivisi çıkmış durumda.. Bir merkezli olarak Genç ilçesinde bir iki esnaf lokantasına gitmişliğim var, oralarda hem karın hem de gönül doyurucu hizmete de şahit olduk.. Bizde bir an önce yesinler kalkıp gitsinler mantığı mevcut.. Ne yazık ki hepimizde kabullendik...
Misafir Kullanıcı (@Misafir_116478)
22 Ekim 2025 Çarşamba 08:02
Sadece yemek sektörü mü maalesef birçok sektör aynı.... Esnaflık kültürü yok bu memlekette, farklı örnekler mümkün, yakın illerden alışverişin sebebi ne olabilir acaba?
Misafir Kullanıcı (@Misafir_116477)
21 Ekim 2025 Salı 23:48
Yine de 40 yıldır hizmet eden bir iki esnaf lokantasına haksızlık yapmayın. O adamlar resmen direniyor. Ancak tüm bingölllüer de kazık yediklerini bilmelerine rağmen tava ve kavurmaya gidiyorlar.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_116472)
21 Ekim 2025 Salı 21:14
Gerçekten Bingöl'ün en büyük sorunu.soğuk çeşme tamamen .....yeri hizmet sıfır zaten tavada bozulmuş önceden pişiriliyor ısıtılıp masaya getiriliyor. Biraz biraz ali dayıyı öneriyorum oda yaz aylarında. Umarım bir esnaf çıkar
Misafir Kullanıcı (@Misafir_116470)
21 Ekim 2025 Salı 19:27
Bingöl'ü bir sofra olarak düşünürsek, sofraya değerin verilmediğini görmek pek mümkün olduğu gibi insana da değer verilmediğini görebiliriz.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın