|
Fitne ateşine su olArap baharı denen olgunun dünyaya yansıma şeklinden esinlenerek bunu Türkiye'ye uyarlamaya çalışan bir kısım odaklar vazifelerine hırsla sarılmış durumdalar. Ancak göremedikleri bir gerçek var. Bu topraklarda yaşayanlar, geçmişinden çokça tecrübe almış, çok acılar çekmiş ve çok bedeller ödemiştir. Kendisini esaret altına alan tabuları aşmayı bilmiş ve demir perdeleri ortadan kaldırmayı da başarabilmiştir. Zaten bundan dolayıdır ki; 30 yıldan fazladır devam eden amaçsız ve lüzumsuz bir kavga da yavaş yavaş sona ermek üzere. Ekonomide, dış politikada ve devletler muvazenesinde önemli bir yer edinmiş olan bu millet, bunu kendisiyle buluşmayı ve kaybettiklerini bulmayı bilmekle başarabilmiştir. Dar ve sığ dünyalarında rap rap diye sesler çıkaran postal sesleriyle cumhuriyet marşları eşliğinde kendinden geçen ulusalcı gruplar ve türevleri ise dünyadan habersiz bir şekilde cam fanuslarında hala aynı besteleri çalmaya devam ediyorlar. Daha önce millete acı bir şekilde izlettikleri korku filmlerini şimdi tekrar izletmek istiyorlar. Oysa onlar postallarıyla yerlerinde sayarken dünyanın ne kadar ileriye gittiklerini fark edememişler. O yüzden bu numaraları yutturabileceklerini sanma gafletine düştüklerinin farkında değiller. Okyanusta bir damla kadar vicdanı ve mantığı olan bir insanın, ülkenin her tarafına yayılmaya çalışılan bu fitne ateşinin birkaç ağaca olan kara sevda yüzünden çıkarıldığı tezine hak verecek kadar aklını yitirmiş bir ruh haline sahip olması beklenemez. Esas mesele darbe dönemi özlemiyle yanıp tutuşanların milletin inancının, değerlerinin, özgürlüklerin ve refahın ön planda olduğu, bu haliyle istikrar kazanan bir idareye ve sosyal ortama olan tahammülsüzlük meselesidir. Ey ulusalcılar, ey kemalistler, ey marjinal sol çeteler; protesto adı altında binaları yakmayı, günahsız insanların arabalarını, işyerlerini, ekmek teknelerini yakıp yıkmayı, ambulansları, polis araçlarını yakmayı meşru görecek kadar insan olmaya fersah fersah uzak olduğunuzu zaten ispat etmiş durumdasınız. Bunu da sineye çekeriz. Ancak pis ayaklarınızla camilere girip hayvan misali içki içerek şişeleri camide yerlere atacak cesur olduğunuzu da gördük! Şunu biliniz ki; bu milletin susması korkmasından veya cehaletinden değil, asaletinden ve ferasetindendir. Bu millet sokaklara dökülürse size nefes alacak bir santimetrekare yer dahi kalmayacağını siz de biliyorsunuz. Ama bu millet sizi kale alıp sokağa çıkmayacak kadar da akıllı ve şereflidir. Der ki Mevlana; Âlim edebinden susar, cahil ise onu susturduğunu zanneder. Her şeye rağmen itidal, ihtiyat ve sabır gerekiyor. Cahile cahilce değil, âlimce mukabele etmek lazımdır. Zira ateş bir başka ateşle değil, suyla söner. Sabır ve metanetle geçen her bir gün, birçok noktada yayılmak istenen fitne ateşinin hararetini söndüren bir kova sudur. Bunu yapabilirsek fitnecilerin, sahiplerinin kendilerine vereceği bir başka emri beklemek üzere doğal ortamlarına, yani modern mağaralarına geri döneceklerini göreceğiz. Hak ve batıl mücadelesi her zaman var olmuş ve olacaktır da. Şeytanın ve arkadaşlarının işi her zaman daha kolaydır. Çünkü onlar kalbe, akla ve ruha hitap edemezler. Onların silahı insanın hayvani yönleridir. İnsanın hırs, öfke, saldırganlık v.s kısacası nefsi yönüne hitap ederler. İşte zor olan buna karşı hakikat silahlarıyla savaşmaktır. Bundan dolayıdır ki; bizim medeniyet geçmişimizde sürekli fitnelere, şer ittifaklarına, sınır ve ölçü tanımaya taarruzlara karşı mücadeleler söz konusudur. Mesela hiçbir İslam ülkesinin gayrimüslim bir ülkede mezhep, ırk v.s gibi hususlarda bir takım planlar kurmak suretiyle insanları birbirine kırdığı ve kaos ortamı üretmeye çalıştığı görülmemiştir. Ancak tarih ve günümüzdeki ortam bunun tersinin örnekleriyle doludur. O yüzden hem işimiz hem de imtihanımız çok daha zor ve meşakkatlidir. Hakikat ehli ise her zaman zoru kuşanandır. YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 18 Eylül 2022 Fay Hatları Arasında Yürüyüş!14 Mayıs 2022 Kimlik Sorunumuz18 Mart 2022 O Kuşak Kim?22 Ekim 2020 Görülenler Ve Görünmeyenler
|