KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
15 Mayıs 2025 Perşembe
°C

Fatih sultan mehmet son roma imparatoru mu?

Sabah Gazetesi yazarı Murat Bardakçı: Fatih'i önce kokuttuk, sonra da Konstantin'in mezarına gömdük

Fatih sultan mehmet son roma imparatoru mu?
16 OCAK 2007 SALI 09:31
0
1260
0
AA aa
BUGÜNKÜ Fatih Camisi'nin altında I. Konstantin'in mezarı vardı. Fatih, "Roma İmparatoru" hayali ile burayı istiyordu, cenazesini kokuttuk.

Fatih'i önce kokuttuk, sonra da Konstantin'in mezarına gömdük

Bugün, Fatih Sultan Mehmed'in türbesinin de bulunduğu Fatih Camii'nin yerinde fetihten önce İstanbul'un ilk Hristiyan mâbedi olan "Havariyun Kilisesi" vardı ve İstanbul'un kurucusu olan Roma İmparatoru Birinci Konstantin'in mezarı da bu kilisedeydi. Fatih, ismini taşıyan caminin bu kilisenin yerine inşa edilmesini ve öldüğünde de aynı caminin avlusuna defnedilmeyi istemiş; böylelikle Konstantin ile aynı mekânda yatarak çocukluğundan beri taşıdığı "Roma İmparatoru" hayalini hakikat yapmaya çalışmıştı..

Nisan yağmurları İstanbul'a 1800'lerin sonunda her zamankinden fazla yağmış, şehri seller götürmüş, Fatih tarafları göle dönmüş ve her tarafı su basmıştı. Selin hemen ertesi günü, Fatih semtinin sakinleri arasında bir dedikodu çıkar: Fatih Sultan Mehmed gece halkın ruyasına girmiş, "Boğuluyorum, beni kurtarın" demiştir. Tahtta, İkinci Abdülhamid vardır ve hükümdar dedikodulardan ânında haberdar olmuştur. Abdülhamid, amcası Sultan Abdülâziz'in damadı Şerif Paşa ile Fatih ve Aksaray taraflarının itfaiye kumandanı Mehmed Paşa'yı huzuruna çağırır. Türbeye giderek mezarı açıp cenazeyi kontrol edecek, halkın gördüğü ruyanın doğru olup olmadığını araştıracak ve saraya dönüp rapor vereceklerdir. Hükümdar, paşaları türbeye göndermeden önce göreceklerini hiçbir yerde söylemeyeceklerine dair sıkı sıkı yemin ettirir. Mehmed ve Şerif Paşalar, Fatih Camii'nin yanıbaşındaki türbeye gider ve sandukayı kaldırıp mezarı kazarlar. Derken, önlerine demir bir kapak çıkar. Kapağı açtıklarında taş bir merdiven görürler. Ellerinde lambalarıyla merdivenden iner ve daha derine uzanan bir dehlizle karşılaşırlar. Dehlize dalar, metrelerce yürür ve ufak bir salonu andıran başka bir mekâna gelirler. Ortada musalla taşına benzeyen bir mermer, mermerin üzerinde de bir işlemeli ağaçtan bir tabut vardır. Bir hayli zorlanarak tabutu açar ve içinde bozulmamış bir mumya bulurlar: Fatih'in mumyasını. Yüzü aynen, yaşadığı devirde çizilmiş resimlerindeki gibidir.

PAŞA, YEMİNİNİ TUTMADI
Mumyanın başında dua eden paşalar tabutu kapayıp hayattaki bir hükümdarın huzurundan ayrılırcasına adımlarını geriye doğru atarak uzaklaşırlar. Yukarıya çıkar, sandukayı yerleştirir ve saraya gidip gördüklerini Abdülhamid'e anlatırlar. Padişah sellerin Fatih'in cenazesine zarar vermemiş olmasından memnuniyet duyar ve Paşalar'a yeminlerini hatırlatıp "Gördüklerinizi unutunuz!"der. Ama, Damad Şerif Paşa yeminini seneler sonra bir tarafa bırakır, hadiseyi 1940'lı senelerde o zamanın meşhur kalem erbabından İbnülemin Mahmud Kemal İnal'ın Mercan'daki konağında yapılan musikili bir sohbet meclisinde anlatır ve söyledikleri, o günlerde çıkan bir tarih dergisinde de kısa bir biçimde yayınlanır. Ben, Şerif Paşa'nın bu mumya macerasını, İbnülemin'in konağında o gece yapılan sohbete şahit olanlardan bundan senelerce önce bizzat dinlemiştim. Hükümdarları ve önemli devlet adamlarını mumyalamak, Türkler'de İslamiyet öncesi zamanlardan kalma bir âdetti, birçok Selçuklu sultanının yanısıra Fatih'in oğlu İkinci Bayezid'e kadar bütün Osmanlı hükümdarları mumyalanmıştı. Hükümdarın başkentten uzakta, savaş meydanında can vermesi hâlinde, mumyalama zaten kaçınılmazdı. Fatih Sultan Mehmed de başkentinden uzakta ölmüştü. Yeni bir sefere çıkmak için 1481'in 27 Nisan'ında 300 bin kişilik ordusuyla İstanbul'dan ayrılmış, 3 Mayıs günü Maltepe civarındaki Hünkâr Çayırı'nda hayata veda etmişti.

CENAZE BİR KÖŞEYE ATILDI
Cenaze gizlice Topkapı Sarayı'na nakledilirken vezirleri, hükümdarın Anadolu'da valilik yapan iki oğluna, Şehzade Bayezid ile Cem'e babalarının vefatını haber verdiler ve hemen İstanbul'a gelmelerini istediler. Hükümdarın vefatının duyulması bütün çabalara rağmen önlenemedi ve İstanbul'da tam bir anarşi yaşandı. Askerler şehri yağma ediyor, sevmedikleri devlet adamlarını sokak ortasında parçalıyor, devletin büyükleri ise tahta geçecek şehzade konusunda birbirleriyle mücadele ediyorlardı. Devletin üst düzeyi iktidar için birbirlerinin gözünü oyarlarken Fatih'in cenazesinin tahnid edilmesi unutuldu, hatta naaşın başında mum yakılması âdeti bile kimsenin hatırına gelmedi ve cesed koktu. Saray görevlileri, cenazenin vaziyetini ortalığı dayanılmaz bir kokunun sarması üzerine hatırladılar. Fatih bir tabip ve hükümdarın baltacılarının kethüdası, yani o zamanın bir çeşid saray muhafızı olan Kasım adındaki bir zat tarafından mumyalandı. Tahta birkaç gün sonra İkinci Bayezid'in geçmesinden sonra, sabık hükümdar için çok büyük bir cenaze merasimi yapıldı ve hükümdarın naaşı, kendi yaptırmış olduğu camiin avlusundaki türbeye defnedildi.

FATİH, ROMA İMPARATORU'DUR
Ancak, Fatih Camii'nin ve türbenin inşa edildiği alanın çok önemli bir başka özelliği vardı: İstanbul'un kurucusu olduğuna ve şehre ismini verdiğine inanılan İmparator Konstantin de, 337'deki ölümünden sonra aynı yere defnedilmişti. İstanbul'da inşa edilmiş ilk Hristiyan mâbedi olan "Havariyun" yani Havariler Kilisesi, bugün Fatih Camii'nin olduğu alanda bulunuyordu. Asırlar boyunca harap hale gelen ve 13. yüzyıldaki Latin işgali sırasında yağmalanan kilise fetih sırasında bir hayalet binayı halindeydi ve Fatih, kendi ismini taşıyacak olan caminin, kilisenin yerine inşa edilmesini, öldüğünde de camiin avlusuna defnedilmeyi istedi. Hükümdarın arzusunun sebebi hâlâ tartışılıyor ve en kuvvetli görüş, Fatih'in kendisini "Osmanlı hükümdarı" değil, "Roma İmparatoru" olarak görmesi ve "Yeni Roma" olan Bizans'ın kurucusu Konstantin ile aynı yerde yatma arzusu. O devirdeki ismi "Diyâr-ı Rum" yani "Roma ülkesi" olan Anadolu ile "Yeni Roma"nın mutlak hâkimi bu sayede fethine meşruiyet kazandırırken, bir yerde de kendisinin "Roma'nın son imparatoru" olduğunu ilân ediyordu. Fatih, ebedi uykusunu bugün bir zamanlar İmparator Konstantin'in defnedildiği mekânda uyuyor. Konstantin'in kemiklerinin kaybolmasının üzerinden asırlar geçti ama Fatih'in mumyalı cesedinin bugün bilinen türbesinde mi, yoksa Abdülhamid'in paşalarının girdikleri dehlizin ucundaki tabutta mı bulunduğu konusu ise hâlâ bir muamma.


MURAT BARDAKÇI-SABAH

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
15.05.2025
17:39
Bingöl`de yabancı uyruklu hırsız deport edildi
Bingöl'de yabancı uyruklu hırsız deport edildi
Bingöl'de bir bank üzerinde unutulan telefonu çalan yabancı uyruklu şahıs, polis tarafından tespit edilerek yakalandı. Vatandaşın zararı karşılatılırken, şahıs, İl Göç Müdürlüğü tarafından alınan karar ile ülkeden deport edildi.
15.05.2025
16:37
Bingöl Engelliler Platformu Kuruldu
Bingöl Engelliler Platformu Kuruldu
Bingöl'de farklı kategorilerde çalışma sürdüren engelli dernekleri bir araya gelerek platform oluşturdu. Platform başkanlığına Bingöl Engelliler Spor Kulübü Başkanı Mücahid Korkutata getirildi.
15.05.2025
14:25
Liselere yeni ders geldi: Not verilmeyecek…
Liselere yeni ders geldi: Not verilmeyecek…
Millî Eğitim Bakanlığı 12 yıllık zorunlu eğitim tartışmaları sürerken liselerle ilgili dikkat çeken bir karara daha imza attı. Lise son sınıf öğrencilerinin akademik başarısını artırmak ve üniversiteye hazırlık sürecini desteklemek için müfredata yeni bir ders daha ekliyor. İşte liselerdeki yeni ders ile ilgili detaylar…
15.05.2025
14:17
Memura Haciz Şoku! Ödemeyen yandı!
Memura Haciz Şoku! Ödemeyen yandı!
Memurlara 2012 yılından beri yapılan 'giyim yardımı'nın Sayıştay'a takıldığı öğrenildi. Sayıştay'ın 2021 yılında ödenen giyim paralarını faiziyle geri istediği, ödemeyene haciz gönderileceği aktarıldı. İlk uygulamanın ise DSİ çalışanlarına yönelik olduğu belirtildi.
15.05.2025
13:56
HüDAPAR, kanun teklifi için toplumsal destek turuna çıktı!
HüDAPAR, kanun teklifi için toplumsal destek turuna çıktı!
Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Bingöl İl Başkanı ve beraberindeki heyet, Meclis'e sunulan 'Ailenin Korunması, Sapkınlığın Suç Sayılmasına Dair Kanun Teklifi'ne yönelik toplumsal desteğin sağlanması kapsamında sivil toplum örgütlerini ziyaret edip destek istediler.
15.05.2025
13:33
Bingöl Umut Kervanı`nda Deprem Semineri
Bingöl Umut Kervanı'nda Deprem Semineri
Umut Kervanı Vakfı Genel Başkan Yardımcısı ve Afet Yönetimi Başkanı Cafer Ökmen, Bingöl Umut Kervanı Arama ve Kurtarma Birimine deprem semineri verdi. Afet anı ve sonrasında yapılacaklarla ilgili bilgi veren Ökmen, yürütülecek hazırlıklar için de bilgiler paylaştı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın