Allah'a iman etmenin bireye faydalarıÇağımız insanının mutlu olduğu, maddenin ve batıl ideolojilerin onu mesut ve bahtiyar ettiği söylenemez. Bunun en önemli göstergesi, ruhsal bunalımların ve intihar vakalarının yoğun biçimde yaşanmasıdır. Ruhsal hastalıkların gün geçtikçe artması ve bu tür hastaların hastaneleri doldurmalarının nedenlerinden biri de iman, fikir ve duygu terbiyesinin eksikliğidir. Herkes kendi iç dünyasında bir kavgaya ve çekişmeye duçardır. O, Nefsinin isteklerine mukavemet eder ve sonuna kadar direnmeye çalışır. Çünkü nefisle mücadele, tabiatla ve bireylerle mücadeleden daha zordur. İşte iman bu tür zorlukları aşmada en önemli yoldaştır. Sözlükte inanmak ve tasdik etmek gibi anlamlara gelen iman; terim olarak da Allah'tan ve Peygamber (s)'den gelen her şeyi benimsemek ve onların doğruluğuna inanmak demektir. Yaratandan yaratılana gönderilen her emir, bazı kazanımlar içindir. En büyük emir iman ise kazanımları en büyük olan da imandır. Hakiki bir imanın bazı kazanımlarını şöyle sıralamak mümkündür: Allah'a iman, Allah'a karşı sorumluluğu ifade eder. Güven, sığınma ve bağlanma onunla olur. Çünkü O'na güvenmek ve bağlanmak, ondan sakınıp çekinmek insan hayatını olumlu yönde etkileyen en güçlü dinamiktir. İmanla kişi yalnızlıktan kurtulur, hareketlerini kontrol altında tutar, kötülüklerden uzaklaşır, daima iyiye, doğruya ve mükemmele aday olur. Allah'a bağlanmak, insanı gerçek hürriyetine kavuşturur. Zira her şeyin Allah tarafından yaratıldığını bilen insan, yaratıklara değil, yaratana kul olur. Mahlûkattan değil, Hâlık'tan korkar. Hiçbir şeye boyun eğmez, kimseye de minnet etmez. Allah'a iman, insanları mutlu bir yaşama iletir. Çünkü mutluluk hissini veren de Allah'tır. Allah bu hissi yalnızca razı olduğu kullarına verir. Müminlerin kalbinde, Allah'ın rızasını kazanma umudu ve bu yolda çaba harcamanın verdiği bir sevinç ve huzur vardır. Bu sevinç ve huzur, iman etmeyen insanların ulaşamayacakları ve taklit edemeyecekleri bir sevinçtir. Çünkü bu, Allah'ın yalnızca mü'minlere hissettirdiği bir duygudur. İçimizi dolduran Allah sevgisi, bizi daima güzel işler yapmaya yöneltir. Çünkü kalb nurlanır, vicdan itminan duyar, aklı, irade ve mantık da o sevgi ile gelişir ve olgunlaşır. Ayrıca gözlerde iman nuru, sözlerde hakikat, davranışlarda ahenk, sağlamlık ve isabet göze çarpar. O, kendi dışındaki müminleri din de kardeşi, diğer insanları da yaratılışta eşi olarak bilir. Her dem onlara saygı ve merhametle bakar. İman, toplumun birliği, dirliği ve asayişi açısından da önemlidir. İşinde ve sözünde ölçülü olmayı, aşırılıklardan sakınmayı, çevresine karşı şefkat ve merhamet göstermeyi, mala ve ırza göz dikmemeyi ve hak sahibine hakkını vermeyi imandan alır insan İmanlı insanın ruhu güvende, gönlü huzur ve esenlikte olur. Kişi güçlü bir sağlığa, stressiz bir hayata sahip olur. İmanlı bireyde mide ve bağırsak ülseri, kalp krizi, kanser ve hiper tansiyon gibi sağlık sorunları daha az görülür. İman, Bela ve musibetlere karşı sabrı öğretir. Allah'a inanan bir insan aynı zamanda hayatın bir imtihan, karşılaştığı sıkıntıların da bu imtihanın bir parçası olduğuna inanır ve bu noktada sıkıntılara göğüs germeyi, acı veren durumlara karşı sabretmeyi, hayatın zorluklarına karşı mücadele etmeyi temel karakteri haline getirir. İman, Kader ve kazaya rıza ve teslimiyet göstermeyi sağlar. Allah'ın rızasını, bütün menfaat ve faydaların membaı ve kaynağı olarak görür. Zira menfaat de zarar da onun iradesi ile olur. Öyle ise insanın en büyük menfaat ve faydası, Allah'ın rızasını kazanmaktır ki, bunun tek yolu da iman ve ibadettir. İman, insana yüksek bir kanaat duygusu verir ve onun, dünya metaı ile mesafeli bir ilişki kurmasını sağlar. İmanın insanda kanaat etme duygusunu geliştirmesi, onu azla yetinmeye motive eder. İman sahibi ölümden korkmaz. Zira ölümü bir hiçlik ve yokluk kuyusu değil, hakikî hayatın ve ebedî saadetin başlangıç kapısı olarak kabul eder. Dünyada kendini misafir bilir. Misafirhane sahibi olan Allah'ın rızası ve izni dairesinde yer, içer ve rahatla yaşar. Misafirlik müddeti bitince de bu misafirhaneden huzurla ayrılıp ebedî mekânına gider. Allah'a inanan ve sevgiyle bağlanan kimse, inançsızlığın verdiği korkunç ölüm ızdırabından kurtulur. Allah'a inanan kişi kendisini sürekli görüp gözeten bir yüce yaratıcının bulunduğunu düşünür. Dünyada yaptıklarının melekler tarafından kaydedilip ahiret'te bütün gizli yönleriyle ortaya konacağına, iyi ya da kötü, bunların karşılıklarını göreceğine inanır. Allah'a ve insanlara hatta diğer canlılara karşı olan görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışır. YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 24 Şubat 2015 Öfkeyi yutmak03 Şubat 2015 Ilmin kapısı: hz. ali (r.a)29 Ocak 2015 Bir kahramanlık abidesi: hz. ali (r.a)18 Ocak 2015 Çocuk ve namaz
|