KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
02 Mayıs 2025 Cuma
°C
Remzi Hansu
remzihansu12@hotmail.com

Haya / utanma duygusu

17 KASIM 2014 PAZARTESİ 06:06
0
1745
0
AA aa

Sözlükte, “utanma, çekinme, âr, edep, namus, iffet,  Allah korkusuyla günahtan kaçınma gibi anlamlara gelen[1] hayâ kelimesi, bir ahlâk terimi olarak, nefsin çirkin davranışlardan rahatsız olup onları terk etmesi[2] kötü bir işin yapılmasından veya iyi bir işin terk edilmesinden dolayı kişinin yüzünü kızartan sıkıntı hâli[3] gibi farklı şekillerde tanımlanmaktadır.

Türkçe'de hayâ, insanı her türlü çirkinlikten uzak durmaya yönelten duygu ve bunu yansıtan tutumu ifade etmektedir.[4]  

İslâm ahlâk bilginleri, kelimenin çeşitli kullanımlarını da dikkate alarak hayâyı çeşitli kategorilere ayırmışlardır. Mâverdî, hayâyı;

a) Allah'a karşı hayâ,   

b) İnsanlara karşı hayâ, c) Kişinin kendine karşı hayâsı, olmak üzere üç kısma ayırmakta ve bunları şöyle açıklamaktadır:

Allah'a karşı hayâ, O'nun emir ve yasaklarına uymakla olur. 

İnsanlara karşı hayâ, onlara eziyet etmemek ve yanlarında çirkin işler yapmaktan ve çirkin sözler söylemekten kaçınmakla olur.

Kişinin kendine karşı hayâsı ise, edepli olması demektir[5]

Bediüzzaman Hazretleri hayâyı şöyle tarif eder; “Hayâ, nefsin sıkılmasıyla yüzde peyda olan kızartıdan ibaret'tir[6]

Kur'an-ı Kerim'de haya kelimesinin türevleri geçmektedir.

1- Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez[7] 

2- Hz. Şuayb'ın kızlarından birinin Hz. Musa ile utanarak konuştuğu Kur'an'da şöyle ifade edilir.

Nihayet kızlardan biri utana utana yürüyerek ona gelip, "Bizim için koyunlarımızı sulamanın ücretini vermek üzere babam seni çağırıyor" dedi. Musa onun (Şuayb'ın) yanına gelip başından geçenleri ona anlatınca Şuayb, "Korkma o zalim kavimden kurtuldun"[8] dedi

 Maalesef bu günün bayanları haya duygusu ile kızartamadığı yanağını boya ile kızartmakta.

 Hz. Peygamber (s.a.s.), hayâ ile iman arasında önemli bir ilişki bulunduğuna dikkat çekmekte ve hayâyı imanın bir şubesi olarak nitelendirmektedir: İman yetmiş/altmış küsur şubedir. En üst derecesi ‘lâ ilâhe illallah' demek, en alt derecesi de geçenlere zarar verecek şeyleri yoldan gidermektir. Hayâ da imandan bir şubedir[9] hadisi, bu ilişkinin anlamlı bir ifadesidir. 

Yunus Emre de edebin önemini şu sözlerle ifade etmiştir:

“Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep,

Dediler ilim geride, illa edep illa edep.”

Birçok değer ve kıymet hükmünün alt üst olduğu, kalbî ve ruhî hayatın iflas ettiği, Muhammedî bir havanın bizden uzaklaştığı günümüzde, İslamın bu türlü güzel esaslarına her zamandan çok insanlığın ihtiyacı vardır.

Gerek fert ve gerekse toplum açısından ele alındığında edep ve haya kişilik gelişimi, ruh sağlığı ve insanlar arası ilişkilerin sağlıklı yürümesi için önemli bir yere sahiptir.

Açılıp saçılmayı, utanma duygusunu bir yana atmayı çağdaş olmanın bir gereği gibi gösterenler, ne pahasına olursa olsun vazifesini lâyıkıyla yapmayı bir nevi aptallık sayanlar, kaytarmayı ve gününü gün etmeyi işbilirlik kabul edenler insana en büyük fenalığı yapıyorlar. Onun fıtratındaki utanma duygusunu ve vazife aşkını tahrip etmek suretiyle, kendini mükemmelleştirmesine engel oluyorlar[10]

Öncelikle haya duygusunu kaybeden ve ar perdesi yırtılan insanın kaybedecek başka bir şeyi kalmamıştır. Kısaca bunlara kötülüklerin yuvası olarak bakılabilir.

Başta büyük günahlar olan zina, kumar, haksızlık, gasp, içki, adam öldürme, zayıfları ezme, kaba hareketler, saygısızlık, başkalarının haklarına riayetsizlik, anne ve babaya itaatsizlik vb. diğer her türlü kötü fiili bunlardan bekleyebiliriz.

Bir defa utanç damarı çatladıktan sonra insanın yapamayacağı hiçbir kötülük yoktur. Cemiyetin düzeninin bozulması, ahlaksızlığın alıp yürümesi, yeni yetişmekte olan nesle bol bol fuhuş örneği verilmesi gibi hesaba gelmeyen mahzurlar, utanç duygusunun ortadan kalkması sonunda meydana gelir.

Haya perdesini kaldıranlar, ar damarını çatlatanlar, iffet örtüsünü yırtanlar insanlardan utanmazlar.

Nitekim Merhum Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, günümüz insanlığının içine düştüğü durumu şu beyitlerinde ne kadar güzel ifade etmektedir:

Hayâ sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde…

Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!

Sonuç olarak diyebiliriz ki

1-Haya birey ve toplum için bir süzgeç ve kontrol mekanizması mahiyetindedir.

2-Haya, toplumun manevi savunma sistemidir.

3-Haya, imanın en mükemmel derecesi, insanlığın zirvesi, hayatın süsü ve ziynetidir.

4- Haya duygusu erdemlilik ve fıtratın bir gereğidir.

5-Haya duygusunu kaybeden ve ar perdesi yırtılan bir insanın kaybedeceği bir şeyi kalmamıştır.

6-Ar damarı çatlamış insan freni patlamış araba gibidir. Her an kaza yapmak üzeredir.

7-Haya duygusu kaybolan insanlık canavarlaşır, Utanmayı kaldıran toplum soysuzlaşır.

8- Hayasız kişi kişiliksiz, Hayasız toplum kimliksiz toplumdur.

9-Haya hayattır. İnsani değerlerin korunmasında manevi bir sigortadır.

10- Haya kötülüklere karşı aksiyondur.

11- Haya duygusu sağlam olan toplum manevi zelzelelere karşı mukavemetli olur.

 

 



[1] Sami, Şemsettin, Kâmûsu Türkî,  I, 194.  Dersaâdet, 1317; Devellioğlu, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, s. 411. Ankara, 1970.) 

[2] Cürcânî, Şerif et-Ta'rîfât,  s. 94. Baskı yeri ve tarihi yok. 

[3] Kadı İyâz, eş-Şifâ, I, 118, Beyrut, tarihsiz, I, 118.

[4] Devellioğlu, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, s. 411. Ankara 1970.

[5] Mâverdî, Ebu'l-Hasen Ali b. Muhammed b. Habîb el-Basrî,  Edebü'd-Dünya ve'd-Dîn, s. 392–393. İkinci baskı, Daru İbn-i Kesîr, 1990

[6] Nursî, B.S İşârât-ül İ'caz

[7] Ahzap, 33/53

[8] Kasas 28/25

[9] Müslim, İman, 58, I, 63.

[10] Riyazü's-Salihin, Terc. ve Şerhi, Komisyon, C.4, s. 79 Erkam yay.

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın