Ilmin kapısı: hz. ali (r.a)Okuma yazma bilen, Peygamber (s) henüz hayatta iken Kur'an-ı Kerim'i tamamen ezberleyen ve Efendimizin (s) vahiy kâtipleri içerisinde yer alan Hz. Ali, Allah'ın kitabını yazma, öğrenme, anlama ve amel etme hususunda ashabın önde gelenlerindendi.
Peygamber efendimizin (s) “Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır. İlmi isteyen bu kapıdan girsin” [1] diye övdüğü Hz. Ali, tefsir, hadis ve fıkıhta sahabenin ileri gelenlerinden olup ashabın âlimlerinden idi. O, her daim ilim şehrinin kapısı olarak bilinirdi.
Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde: “Rasûlullah'ın (s) ashabından Hz. Ali'ye verilen ilim kadar, kimseye ilim verilmemiştir.”[3] ifade edilmiştir.
Hz. Ali olayı derinlemesine araştıran iyi bir yargıçtı. Hüküm verince her iki tarafı mutlaka dinlerdi. Acele hüküm vermezdi. Hz. Ali'nin İslami ilimlere hâkim, iyi bir yargıç ve danışman oluşu kendisinden önceki halifelerin başarılı olmasında da önemli rol oynamıştır. Ancak kendisinin halifeliği döneminde donanımlı sahabelerin azlığı yalnız kalmasına neden olmuştur.
3- “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.” 4- “Başkalarını ıslah etmek istiyor isen önce kendini ıslah etmelisin. Kendin fasit olduğun halde başkalarını ıslah etmeye kalkışman en büyük ayıplardandır.” 5- “İnsanlarla öyle geçinin ki öldüğünüzde ağlasınlar. Sağ kaldığınızda da sevgiyle sizi çağırsınlar.”
Hz. Ali, Cabir b. Abdullah'a şöyle demiştir: “Dünya dört şey ile ayakta durmaktadır:
Âlim ilmi ile amel etmediğinde, cahil öğrenmekten kaçınır. Zengin meşru malında cimrilik ettiğinde, fakir dünyasına karşılık ahiretini satar. Onlara yetmiş kere yazıklar olsun, “[7]
Peygamber efendimiz (s), kendisi ile amel edilmeyen faydasız ilimden Allah'a sığındığı gibi Hz. Ali de sahip olunan ilimle amel etmeye büyük önem vermiştir.
Unutulmamalı ki! Hz. Ali'yi örnek bir şahsiyet yapan en önemli amil: Sekiz yaşından itibaren Hz. Peygamber'in (s) rihle-i tedrisinde bulunması ve ölümüne kadar da yanından ayrılmamasıdır.
[1] Tirmizi, Menâkıb, 20; Hakim, Müstedrek, H.No: 4612, 4613, 4614; Taberânî,el-Mu'cemü'l-Kebîr,H.No:10898 [2] Süyûtî, el-İtkan, II, 1227 [3] İbnü'l-Esîr,el-Kâmilfi't-târîh,II,406 [4] Muhammed b. Ebû Bekr, Şerhu Hadis-i Erbeîn, s.5-6 [5] İbn Abdi'l-Berr, el-İstîâb [6] İbn Sa'd, Tabakât, II, 340 [7] Fahreddin Râzî, Mefâtihu'l-Gayb, trc. Suat Yıldırım ve dğr . II, 283 YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 24 Şubat 2015 Öfkeyi yutmak12 Şubat 2015 Allah'a iman etmenin bireye faydaları29 Ocak 2015 Bir kahramanlık abidesi: hz. ali (r.a)18 Ocak 2015 Çocuk ve namaz
|