İnsanın Kendi Olabilmesi ÜzerineSevgileri yarınlara bıraktınız, çekingen, tutuk, saygılı. Behçet Necatigil İnsan söz konusu ise orada kendi olabilme sorunsalı içerisinde kıvranan bir zihin veyahut henüz bu farkındalığı edinmemiş bir ‘'birey'' vardır. Düşüncelerine vurulmuş prangalarından kurtulamayan insanın kendisine yabancılaşması da kaçınılmazdır ve henüz farkındalığı oluşmamıştır. Kendisine yabancılaşan insan elbette ki ‘'kendi'' olmaktan oldukça uzaktır. Gün gelir her türlü yargılarından, tabularından zor da olsa inançlarından arınması, yüklerinden kurtulması gerekir ki bu da cesaret gerektirir. Daha aç kalınca ağlayacağı yaşlarda iken benzemeye korkutulduklarından korktuğu için insan, oldukça sınırlı bir zihin dünyasına sahiptir. İnsanın dört zindanı vardır, insanın ‘'kendi'' olması sorunsalı kapitalist üretim süreciyle ilişkilidir, insan ‘'kendi'' olması için kim olduğunu hiç mi hiç bilmemelidir şeklindeki aynı düzlem fakat farklı çözümlemeler herhalde yine insanın ‘'kendi'' olma mücadelesi üzerinedir. Kendi olamayan insanın varoluşsal öfkesi ailevi yaşantısında, insani ilişkilerinde tezahür eder. Peki ya bu öfkeyi dahi içerisinde çığ gibi büyütenler? Kendisine hiç hata yapma payı tanımayan insan düştüğü derin dehlizler de çırpınarak bazen bir çıkış yolu aramakta fakat çoğu zaman ise umudunu yitirmektedir. Bu umutsuzluk girdabı insanın kendisini başka bedenlerde ve başka zihinlerde var etmesinin yolunu açmaktadır. İnsanı ‘'kendi'' olmaktan uzaklaştıran; hayatı kendi cemaatinin, partisinin, grubunun içine gömülüp oradan izlemek, mutlak doğruyu bilme iddiası içerisinde olmak, anlaşmazlığa düştüğü insanları “saf kötü” olarak nitelendirmek ve herhangi bir mücadeleyi “vatan haini” ya da “din düşmanlarına'' karşı verilen bir kavga gibi hayal eden insanın karşı tarafı gözünde küçültmesi sonucu artık ona karşı ahlaklı olması gerekmediğine olan inancı taşımak gibi yaygın davranış tutumları insanın öyle zannediyorum ki yanılgısıdır. Kendi olamayan insan bu sayede belirli kalıp ve formlara aykırı düşmesinin karşılığı olarak yine kendisini karşıt aşırılıklar içerisinde konumlandırmasıyla bir nevi cezalandırmaktadır. Bu ceza aslında topluma verilmiş bir cezadır ve herkes üzerine alınmalıdır. Doğumuyla kendisini karşılayan ve seçimlik hakkı bulunmayan insanı bekleyen kurulu düzen onu belirli kalıplar ve formlar içerisine sokmaya çalışmaktadır. Üzerine yükletilmiş sorumluluk bilincinin vermiş olduğu acıyı tadan insanın bu kalıplar ve formlar dışına çıkmaya hiç niyeti yoktur. Zaten artık bu düzenin ötekisi olmaya mecali de kalmamıştır. Benzemeye korkutulduklarından korkan insan bu eşiği tırnaklarıyla kazıyarak biraz olsun geçmiş ve bu geçiş söz konusu insanın savrulmaları, özeleştirileri ile geçmektedir. Ve gün gelir; insan artık yorulmuştur. Zihin dünyası adeta bir ip yumağına dönüşmüş, çözülememektedir. Bu süreç bir zamanlar tırtıl iken kelebeğe dönüşen insanın serüvenini anlatır. Yeniden doğum sancılıdır, öfkelidir, zihinsel bunalımın doruk noktasıdır. Yeniden doğum gerçekliğe yakılan ağıttır, kimi zaman gözyaşı kimi zaman kahkahadır. Ve artık yeniden doğumunu tamamlamış insan, kelebek misalidir. Kanat çırpmaktan yorulmaz, tutsak yaşayamaz, aydınlığa doğru uçar ve umuda âşıktır.
Ahmet Rodi POLAT YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 18 Ocak 2021 KAYBOLMA TEHLİKESİNDE OLAN ZAZACA DİLİ TALİHSİZ Mİ, SAHİPSİZ Mİ?05 Ekim 2020 Osmanlı Döneminde Zazaların Köy Yaşantısına Bir Örnek: Sivas/Divriği Yağbasan Köyü Zaza Aşireti02 Eylül 2020 Osmanlı Döneminde Bingöl'de Hayvancılık ve Sanayi24 Ağustos 2020 Nedir Bu Vizontele?25 Haziran 2020 Osmanlı Döneminde Bingöl'de Tarım: Pamuk ve Fındık Üretimi12 Haziran 2020 Türkiye'nin İnsani Yardımları Türk Tarihinde Bir Gelenektir: 1890'lardaki Kolera Salgınında Sultan II. Abdülhamid'in İran'a Yaptığı Yardımlar27 Mayıs 2020 Osmanlı Dönemi Kudüs Muhafızlarından Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa01 Mayıs 2020 1866 Büyük Varto ve Kiğı Depremi18 Nisan 2020 1890'lı Yıllarda Dünyayı Kasıp Kavuran Kolera Salgını ve Büyük Devletlerin Osmanlıya Baskısı26 Mart 2020 Hayat Eve Sığar! Ama...08 Eylül 2019 KALİTELİ OKULLARIN ÖZELLİKLERİ10 Ağustos 2019 Kurbanın Gerçek Anlamı...08 Mart 2019 Sevgi Dili24 Ocak 2018 Tanrının Dili
|