![]() |
|
Osmanlı Döneminde Zazaların Köy Yaşantısına Bir Örnek: Sivas/Divriği Yağbasan Köyü Zaza Aşireti
Etrafı dağlarla çevrili ve içinden bir nehrin geçtiği Yağbasan Köyü hem hayvancılık hem de tarım için oldukça elverişli bir konuma sahiptir. Yağbasan Köyünde yerleşik Zaza Aşiretini konu edinen 1845 yılına ait Temettüat defteri, burada meskûn Zaza Aşiretinin, köyün bu avantajlı konumundan son derece istifade ettiğini göstermektedir. Yazımıza konu olan ilgili defterden, köyde yaşayan 51 haneli Zaza Aşiretinin her bir hanesinin, önemli sayılabilecek miktarda araziye sahip olduğu, bir iki hane dışında bütün aşiretin büyük ve küçükbaş hayvan beslediği anlaşılmaktadır. Buna göre köy dahilinde buğday, arpa ve yulaf gibi tarım ürünleri ekiliyor iken koyun, keçi, inek ve öküz gibi hayvanlar beslenmekteydi. Yağbasan Köyü Zaza Aşireti sakinleri taşıma işlerinde at, çift sürme işinde öküz kullanırlardı. Besledikleri yetişkin hayvanların cinsi ve ekili arazideki mahsule göre Osmanlı Devleti'ne muhtelif vergiler ödemekteydiler. Yağbasan Köyünde ikamet eden Zaza Aşiretine mensup hane reislerinin sahip oldukları malvarlıkları kalem kalem yazılmış ve her bir kalem başına onların ödeyecekleri bir senelik vergi miktarı da ilgili Temettüat defterinde belirtilmiştir. Yine buna göre köyün muhtarı olarak, köyün en zenginlerinden, Cafer oğlu Süleyman ve imamı da Ali Efendi idi. Defterin tamamı incelendiğinde, Yağbasan Köyünün tarım ve hayvancılık için münbit bir yer olduğu ve Zaza Aşiretinin ise mensup ahalinin ise çalışkanlığı ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki her hane en az dört dönüm araziye sahip olup bir hanenin dışındaki diğer 50 hanede birer çift öküzü, her hanede en az bir süt ineği, en az üç adet süt koyunu ve en az 6 süt keçisi beslenmekteydi. Bu da aynı köyde yaşayıp aralarında akrabalık bağı olmasına rağmen, aşiret üyelerinin birbirlerine muhtaç olmayacak kadar gururlu ve çalışkan olduklarını göstermektedir. Bunun yanı sıra günümüzde de Zazaların, yerleşik oldukları coğrafya göz önünde bulundurulduğunda, dağlara yakın yaşamayı tercih ettikleri ve bunun bir ispatı olarak dağ hayvanı olan ve genelde meşe yaprağı ile beslenen keçi besledikleri ve bu durumun Yağbasan'daki Zaza Aşireti için de geçerli olduğu, gözden kaçmayan önemli bir detaydır. Sonuç olarak, yazımıza konu olan Temettüat defterinde de görüldüğü üzere özverili ve çalışkan oldukları anlaşılan Yağbasan Köyündeki Zaza Aşireti, tarım ve hayvancılık faaliyetleri sonucunda sadece kendi geçimlerini yapmakla kalmamış aynı zamanda elde ettiği gelirin bir kısmını devlete vergi ödeyerek Osmanlı Devleti'nin iktisadi hayatına katkı sağlamışlardır. Not: Bu köşe yazısı “Bingöl Araştırmaları Dergisi''nin Haziran 2020 tarihli sayısında çıkan “13359 Numaralı Temettuat Defterine Göre XIX. Yüzyılın Ortalarında Sivas/Divriği Yağbasan Zaza Aşiretinin Sosyo-İktisadi Yapısı” başlıklı makalemizden derlenmiştir. Makalenin tamamı için bknz: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1178368 Doç.Dr. Muhammed KÖSE Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 18 Ocak 2021 KAYBOLMA TEHLİKESİNDE OLAN ZAZACA DİLİ TALİHSİZ Mİ, SAHİPSİZ Mİ?02 Eylül 2020 Osmanlı Döneminde Bingöl'de Hayvancılık ve Sanayi24 Ağustos 2020 Nedir Bu Vizontele?25 Haziran 2020 Osmanlı Döneminde Bingöl'de Tarım: Pamuk ve Fındık Üretimi12 Haziran 2020 Türkiye'nin İnsani Yardımları Türk Tarihinde Bir Gelenektir: 1890'lardaki Kolera Salgınında Sultan II. Abdülhamid'in İran'a Yaptığı Yardımlar27 Mayıs 2020 Osmanlı Dönemi Kudüs Muhafızlarından Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa01 Mayıs 2020 1866 Büyük Varto ve Kiğı Depremi18 Nisan 2020 1890'lı Yıllarda Dünyayı Kasıp Kavuran Kolera Salgını ve Büyük Devletlerin Osmanlıya Baskısı26 Mart 2020 Hayat Eve Sığar! Ama...08 Eylül 2019 KALİTELİ OKULLARIN ÖZELLİKLERİ10 Ağustos 2019 Kurbanın Gerçek Anlamı...08 Mart 2019 Sevgi Dili12 Şubat 2018 İnsanın Kendi Olabilmesi Üzerine24 Ocak 2018 Tanrının Dili
|