KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
20 Nisan 2024 Cumartesi
18 °C Güneşli
Abdurrahman Korkut
a.korkut.12@hotmail.com

Bingöl'den bir fatih bucak çıkamaz mı?

05 ARALIK 2016 PAZARTESİ 17:45
6
7947
2
AA aa

70'li yılların sonudur. PKK yeni yeni bölgede kendini hissettirmeye başlar. Aşiretlerin kimi örgüte destek verirken, destek vermeyen aşiret reisleri tehdit edilir...

Aşiret reisleri kendi menfaat, ağa, beylik ve hükümranlıklarına düşkün olduklarından, canları tatlıdır. Bu nedenle örgüte açıkça destek veren, gizliden destek veren, ya da ikili oynayan aşiret reisleri peyda olur…

Ancak Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki bazı aşiretler, canlarını hiçe sayarak, vatan ve bayrağa tam bir bağlılık içinde devletin yanında yer alır. Bu aşiretlerden biri de Zaza ırkına mensup olan Bucak Aşireti'dir…

Örgüt, ilk ses getiren eylemini Bucak Aşiret reisi olan M. Celal Bucak'ın bulunduğu eve baskın yaparak gerçekleştirir. Bu baskında evde bulunanlar da karşılık verir. Karşılıklı ölü ve yaralılar olur.

Baskında, küçücük bacağından yara alan 9/10 yaşlarında bir çocuk vardır. O kahraman çocuğun adı Fatih Bucak'tır…

Bucak aşireti ve yaşananlar kitapları dolduracak cinstendir ancak, biz bu gün, her ilde bir Fatih Bucak olmasının neden gerekli olduğuna ve Bingöl'ümüzden de bir Fatih Bucak çıkabileceğine işaret edeceğiz…

Fatih Bucak yoğun talep sonucunda siyasete soyunur. Ve bağımsız aday olur. Fakat ailesinden zaten bir isim aday gösterilmiştir. Hem de CHP Şanlıurfa 1. sıradan… Böyle bir durumda meşhur Bucak aşireti, mensup olduğu kalabalıklardan dolayı, CHP'nin de itici gücü sayesinde bir vekili kesin kazanacak gözü ile sandığa gedecektir. Dolayısı ile Fatih Bucak'ın herhangi bir parti, aşiret desteği olmadan, Urfa'nın o tutucu aşiret diktalarına rağmen, bir de bağımsız aday olması, doğrusu milletin tuhafına gider. İşi zordur yani…

Kısa seçim propagandaları neticesinde sandıklar açıldığında, Fatih Bucak seçim bölgesi olan Siverek bölgesinde, tek başına hem CHP'yi şoke edecek, hem de diğer bağımsız adayların hepsinin aldığı oyların toplamından fazla oy alarak müthiş bir zafer elde edecektir...

Kasımda seçimler yenilenince, seçmenlerin ve siyasilerin yoğun baskısı ile Ak Partiden aday olur, ama Davutoğlu yönetiminin o meşhur saçma-sapan aday profilleri ve sıralamasından dolayı, listede son sıralarda gösterildiğinden seçilemez. Ancak ne liste sonlarında olması, ne de seçilememesinden dolayı parti yönetimine tek sözü olmaz, istifa etmez ve “tükürdüğümüzü yalamayız” mantığı ile parti için çalışmaya devam eder…

Peki, neydi onca zorluğa rağmen Şanlıurfa halkının Fatih Bucak'a olan sevgisi... Neydi tehditler almalarına rağmen, o fakir hallerine, aşiret tarafından hor görülmelerine, dışlanmalarına rağmen Fatih Bucak'a olan muhabbetleri ve oy tercihlerinin nedeni…

Çünkü Fatih Bucak Ankara'da büyümesine, şirketleri, çevresi Ankara'da olmasına rağmen Siverek'te yaşardı. Seçimden önce sokaklarda fakir/fukarayla, genç/yaşlıyla, çoluk/çocukla, özürlü/muhtaçla sarmaş dolaş olduktan sonra, seçimden sonra bırakıp gitmedi memleketini. Yine aynı çamurlu yollarda, aynı taşlı sokaklarda, aynı sobası yanan mahalle kahvelerinde ve aynı fakir/fukara, genç/yaşlı insanlarla sarmaş dolaş olmaya devam etti.

Seçimden önceki taziyelerde nasıl gözleri dolduysa, seçimden sonra da her taziye de dert paylaştı. Seçimden önce nasıl Şanlıurfa Spor tribünlerinde gerekirse amigo olduysa, seçimden sonra da tribünlerde kaldığı yerden devam etti. Seçimden önce nasıl esnafları dolaşıp hal hatırlarını, isteklerini sordu ise, seçimden önce nasıl hastaları engellileri ziyaret etti ise, secimden önce nasıl garip/gureba ile sarmaş dolaş oldu ise, seçimden sonra da aynı sarmaş dolaşlığa, aynı ziyaretlere, aynı el öpmelere devam etti…

Yine Siverek'in bir kenar mahallesinde oturur, yine bir traktörün gölgesinde yere uzanıp dinlenir, yine puşisini sırtına atıp köy köy dolaşır ve yine kapısını halka kapatmaz, milletin derdi ile dertlenip, işi düşenin işine koşar adım gider…

Geçenlerde baktım il başkanı ile sürtüşme yaşamış. Konuyu araştırınca gördüm ki, İş-Kur alımlarında garibana haksızlık yapıldığına şahit olunca öfkesini gizleyememiş. Yani konu gariban olunca, muhatap kendi başkanı bile olsa zerre fark etmemiş Fatih Bucak için…

Yazımızın başında örgüt ile olan süreci dikkate aldığınızda, böyle birinin memlekette bu kadar göz önünde olması çok tehlikelidir değil mi. Ancak o elini kolunu sallaya sallaya, sıradan biri gibi korumaya gerek duymadan gezebiliyor. Neden peki bu öz güven... İki nedeni var; biri abdestsiz gezmemesi, bir diğeri de, karşısındaki hasmı bile olsa saygıda, hak ve adalette kusur etmemesindendir.

Duyduğuma göre, cezaevinde kaldığı dönemlerde Leyla Zana, Orhan Doğan'la aynı görüş yerlerinde karşılaşırlar. Gelen avukat görüşlerinde sırf onlar rahat görüşlerini yapsınlar diye kendi avukatını bekletir, “Orhan bey, buyurun sizler görüşmenizi yapın biz sonra da yapsak olur” diyerek müthiş bir saygı örneği sergiler. Aynı şekilde rahmetli Orhan Doğan'da “olur mu Fatih‘çiğim sen rahatsız olma” diye nezaketini gösterir... Biz olsak kavgaya bahane ararız değil mi?

Yani “muhalefet, rakip, hasımlık başka, saygı/hak/adalet/tevazu başkadır” demektedir… E böyle olunca da hasımlarının bile saygı duyduğu bir Fatih Bucak, meydanlarda gerekirse korumasız gezecek kadar alnı ak, yüreği rahat ve cesaret dolu olur…

Böyle bir insan tabi ki aşirete, tehditlere, siyasi ideolojilere, partilerin itici özgül ağırlıklarına rağmen halk tarafından başlara taç edilir. Ve alınan bu oyların her biri onun nezdinde bir namus kadar değerli olsa gerek. Böylece artık bir halk kahramanı olmuştur Fatih Bucak…

Gelelim bu yazdıklarımın Bingöl ile alakasına; Şimdi Bingöl halkı ve siyasilerine soruyorum; Bingöl'den bu güne kadar böyle halkının yanında olan, seçimlerden önce olduğu gibi, seçimlerden sonra da Bingöl'ün kahvelerinde, sokaklarında, köylerinde, taziyelerinde, düğünlerinde görünen, çoluk-çocukla, fakir/fukarayla, genç/yaşlıyla sarmaş dolaş resimler çektiren, Bingöl Spor 'un tribünlerinde avazı çıktığı kadar bağıran, garibana İş-Kur alımlarında haksızlık yapıldı diye il başkanına savaş açan, batıdaki şirketlerini, lüks evlerini, sosyetik ortamını bırakıp Bingöl'ün sobalı küçük evlerinde yaşamaya devam eden tek bir tane siyasimiz, tek bir tane delikanlı vekil adayımız görülmüş müdür...

Nerede o Bingöl'de fabrikalar, iş yerleri açacağım diyenler, nerede o seçim zamanlarında her akşam bir yerde yemek davetleri veren, nerede o oy için sıkmadık el bırakmayan aday adayları…

Feyzi Berdibek gibi halkın içinden birileri de çıkınca, adamı götürüp sıralamada son sıraya koyup birinci ve ikinci sıra adayına kurban ederler değil mi..?

İşte bunun içindir ki, Bingöl'de vekil olabilenler, sadece Erdoğan'ın hatırına seçiliyorlar. Kimi bir ve ikinci sıraya koysan seçiliyor Bingöl'de. Bu kokuşmuş sistem böyle adaletsizlikler doğuruyor maalesef…

İşte başkanlık sistemi bu adaletsizliği bıçak gibi kesecek bir fırsattır. Çünkü başkanlık sisteminde Fatih Bucak gibi halk kahramanları her zaman-her şartta seçileceklerdir. Ve böyle adamlar seçildikten sonra bırakın parti, il başkanları falan, kralına eyvallah etmeyeceklerdir. Halk için ne doğru ise onun için el kaldıracak, halk için ne yanlış ise onun için meydanlarda karşı çıkacaktır. Ne siyasi ideoloji, ne ırkı, ne zenginliği ve ne de kendine yakınlık/uzaklığı fark etmeyecektir böyleleri için...

Böylece, artık bunlar parti liderlerinin, il başkanlarının gözlerinin içine, kalemlerinin tercihlerine bakmayacak, parti liderleri, il başkanları, kendileri böyle halk kahramanlarının peşlerinden koşacaklardır.

Daha basit tabir ile, eskiden Feyzi Berdibek ve Fatih Bucak gibilerini listenin sonlarına atanlar son sırada, halkın sevdiği bu isimler ilk sırada olacaklardır…

Şanlıurfa-Siverek-Hilvan halkı Fatih Bucak'larına sahip çıkıyorlar. Ama çok daha fazla kıymeti bilinmeli. Bingöl'ümüzün de, Fatih Bucak profilinde bir halk adamı, Bingöl sevdalısı, Bingöl Spor aşığı, Zaza'ca konuşan, Zaza'ca yaşayan, Zaza'ca gülüp, Zaza'ca ağlamasını bilen bir yiğide ihtiyacı var. Bana inanın, böyle biri ilk fırsatta baş tacı olur Bingöl'de. Böyle bir karakter yok mu şu koca memlekette...

Hele şu başkanlık sistemi bir gelsin... Bakın ne Fatih Bucak'lar çıkacak güzel Bingöl'ümüzden…

Mevla Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyle   

Saygılarımla…

 

 

 

 

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_83886)
20 Haziran 2021 Pazar 17:36
Zaza ırkı mi dedin hahahhaahhahaha
emre görü (@Misafir_20112)
23 Aralık 2016 Cuma 09:58
Yazılacak çok şey var bu köşe yazısının üstüne ama muhtemelen yayınlanmaz...Irkçı ve aşiretçiliği/çeteciliği özendiren ifadeler...Bucak ailesinin ne olduğu belli...Ayrıca başkanlık sisteminin ne olduğunu bile bilmeden bunun yerel düzeydeki sözde olumlu etkisinden etmeler... Bir yazı ancak bu kadar hezeyanlarla dolu olur....
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın