KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
27 Nisan 2024 Cumartesi
°C
Yılmaz Ekinci
yekinci07@hotmail.com

Doğu ve Batı Toplumlarında Yönetim

20 HAZİRAN 2023 SALI 16:42
6
4352
1
AA aa

Yönetimle ilgili yazılmış literatürlere baktığımızda; Doğu literatürlerinin genelinde yöneticilerin kişisel nitelikleri menkıbeler eşliğinde- çeşitli kabusnamelerde- resmedildiğini görüyoruz.

 Oysa Batı literatürlerinde kişisel özelliklerden ziyade sistemin “ne” olacağı, “nasıl” işleyeceği ve “hangi” mekanizmalar ile denetleneceği üzerinde ciltler dolusu çalışmalar görürüz. Özellikle Montesquieu' nun “Kanunların Ruhu” kitabı bu alanda yazılmış bir şaheserdir.

 Ayrıca bugünkü kamu yönetimin normlarını ve iskeletini ortaya koyan ve analiz eden Mark Weber'e göre  “ kişi ölebilir, kişi düşünemez olabilir ve kişi menfaatini her şeyin üstüne koyabilir. Oysa idare “gayrişahsi “  bir varlık olarak sistematik bir yapı üzerinde var olmalıdır” notunu düşer.

Doğu ile batı toplumlarını birbirlerinde ayıran güç/otoritenin, beşerî ve idari sahadaki konumlandırılması ve denetim mekanizması arasındaki farklılıklardır. Doğu toplumlarında yöneticilerin denetlenmeleri ve azledilmeleriyle ilgili hiçbir kurumsal yapı yok gibidir. Oysa batıda bu alanla ilgili çok ciddi kurumsal yapılar ve normlar söz konusudur.

Doğu kültüründe bireylerin örgütlenip daha iyi bir yönetimin “nasıl” olacağına dair kurumsal bir sistem arayışları pek yoktur. Daha iyi bir sistemin nasıl inşa edileceğinden ziyade “ mevcut pastadan daha fazlası nasıl pay alırım” mücadelesinden ibaret bir “ iktidar” kavgası olduğunu görüyoruz.

Doğu kültüründe yönetici yanlış bir iş yapsa, onu denetleyecek, frenleyecek bağımsız bir mekanizma yok gibidir. Geriye tek ve acımasız bir yöntem kalıyor: o da İsyan! O da kaosa sebebiyet verdiği için makul çoğunluk tarafından pek kabul görülmez. Onun için Doğu kültüründe sistem arayışı pek yoktur.

Doğu kültüründe;

-Hep bir kurtarıcı Mehdi/Mesih aranır,

-Yönetim babadan oğula devredilen bir miras olarak görülür,

-Muhalefetin oluşmasına izin verilmez hatta bir nevi şirk olarak algılanır,

-Siyaseten katl nerde ise meşru görülür,

- Makbul olan şey yöneticiye -fasik bile olsa- tabibiyettir,

-Siyaset güden kişiler ve yöneticiler genelde kutsanır ve el üstünde tutulur,

 -Siyaset, “ itikadi” bir dava gibi görülür,

 -Yönetici eleştirilemez, denetilemez ve azledilemez,

- İstifa kültürü gelişmemiştir. Yönetici ya “azl” edilir veya “kellesi” vurulur,

 -Müsadere kültürü egemendir, kişinin emeğine saygı gösterilmez,

 -Bireysel özgürlükler (düşünce ve ifade ) ve mülkiyet hakkı fazla gelişmemiştir,

 -Sivil toplum kuruluşları gelişmemiştir, hizmette rekabete izin verilmez ve var olan STK'larda iktidarın güdümündedirler.

Bu ve benzeri argümanları çoğaltabiliriz.

Doğu ile batı kültürü arasında önemli ve ayırt edici bir unsur da Doğu kültüründe “kişi kültüegemen iken, Batı kültüründe “sistem kültü”nün ön planda olduğunu görürüz. Yine ilginç bir tarihsel nokta ise, bütün peygamberler doğu havzasından çıktıkları halde, burada yaşayanların adil ve işleyen bir sistem inşa etmekten başarısız kaldıklarını görüyoruz. Bunun sebebi “ciddi bir şekilde analiz edilmelidir” diye düşünüyorum.

Doğu toplumları lider endeksli toplumlardır.

Lider endeksli toplumlarda yönetim her an bozulmaya ve tiranlığa dönüşebilir. Aslında İslam literatüründe idare ve idareci ile ilgili geniş betimleyici sınırlamalar mevcuttur. Fakat ne yazık ki bunun nasıl olacağına dair ciddi bir içtihat hukukunun olmadığını görüyoruz. Örneğin alt yapısı meşru zeminde cereyan etmeyen zenginlik İslami literatürde karunluk, hukuka tabi olmayan idare biçimi firavunluk, stratejiden yoksun ve hakikati öngörmeyen jakoben tarzda örgütlenmiş molla/ softa yönetimi belamlık, doğmatik düşünceye ve mevcut kurulu sisteme körü körüne bağlılık Nemrudi sistem olarak isimlendirilirken ve bütün bu gerçeklikler bilindiği halde, kutsal kitabın öngörmediği tutum ve değerler Müslüman toplumlarda kolaylıkla meşru olarak görülmüştür.

Bu coğrafyada kutsal değerlerin üzerinde siyasetin üretilmesi ve yönlendirilmesi sonucu, yöneten ile yönetilen arasında ilişkiyi düzenleyen kamu hukukunun gelişmesini negatif yönde etkilemiştir. Sadece bazı bağımsız alimlerin hikâye edici tarzda, bazı kabusnameler yazdıklarını biliyoruz. Siffin, Cebel, Kerbela ve Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim arasında yapılan savaşların mahiyeti, sebepleri ve hangi mekanizmalarla önleneceğine dair içtihatlar üretilmediği/olmadığı için hep kutsal değerler üzerinde iktidar kavgaları kolaylıkla bu topraklarda icra edilebilmiştir. 

Doğu ile batı arasında en önemli ayırt edici şey; Doğu toplumlarında servet her zaman “ganimet” olarak görülmüş ve zenginlik emeğin bir sonucu olarak görülmemiştir. Servetin dağılımı, “el koyma” şeklinde tezahür etmiştir. İktidara ve servete el koyma normal olarak görülmüştür. Onun için bireysel yetenekler ve yaratıcı meslekler hor görülmüş ve sanat gelişmemiştir. Doğu toplumlarında fetih ve ganimet kültürü hep “siyaseten katl” ile birlikte varola gelmiştir.

Sanayi devrimi ile birlikte toprağın değer kaybetmesi, fethedilecek ve el konulacak ganimet getirilerinin düşük kalışı ile birlikte İslam ülkelerinde gerileme başlamıştır.

Doğu toplumlarında zenginleşme ve fakirleşme olgusu modernleşme ile birlikte değişime uğramış ve siyasi kurumlar aracılığıyla yeniden bir çehreye bürünmüştür. Dış sömürünün yanında (kolonizasypn) iç sömürünün de eklenerek katlanmaz bir boyuta ulaştığını bütçe transferlerinde görüyoruz. . Özellikle iç sömürüye dayalı iktidar aracılığıyla gerçekleşen mağdur ile mağrur arasında nöbetleşme iktidar biçimi buna örnektir.

Doğu toplumlarında kurumsal sistem yerleşik ve cari olmadığı için istikrar ve şahsiyetin görünürlüğünü de yok hükmünde sirayet ettiğini görüyoruz. 

 “Kişi” kültü ile “ sistem” kültü arasında en önemli ayırt edici unsur, şahsiyetin görünürlüğüdür. Kişi kültünün kutsandığı toplumlarda kişiye kutsallık atfetmek her zaman kabildir. Sistem kültürünün olduğu yerde ise bu pek mümkün değildir.

 Kişiye bağlı işleyen bir idarede bireyler özne oluşlarını kaybederler ve nesneleşirler. Her şeyi lidere bağlarlar ve ondan medet umarlar. Lidere küçük bir eleştiri bile hakaret olarak görülür. Zamanla şahsiyetin görünürlüğü ölür ve erdemli olmanın da bir hükmü kalmaz. Böylece bireyler lidere yakınlaşmak için her türlü takla atmayı marifet sanmaya başlarlar. Toplumda dalkavuklar çoğalmaya başlar, kişilik ve onur yerlerde sürünmeye başlar.  Geriye kalan yığınlar için tek ve önemli bir şey kalır; nimetlere ulaşma hedefi! Onun dışında her şey önemsizleşir ve zamanla beşeri hayatta erdemlilik diye bir şey kalmaz. 

İktidarın kişilere bağlı olduğu bir yerde kavga ve çekişme kaçınılmaz olur. Çünkü nimetlere yakınlaşma derecesi; emek ve ehliyete göre değil, iktidara yakınlık ve uzaklık kriterine göre dizayn edildiği için kaos da kaçınılmaz olur. Bu da toplumun çürümesine ve öznenin ölümüne neden olur.

Aslında bu tür idare ile yönetilen yerlerde idareyi elinde tutan kişiler içinde hayat çekilmez olur. Çünkü işleri idare eden kişi, her an çeşitli tehditlerle karşı karşıya olduğu hissine kapılabilir. Kendisini korumak için sadece sadakati önceleyen ve kendisinin bile öngöremediği bir güvenlik kapanına kapatabilir. Yönetici böylece kendisini toplumdan tecrit eder ve yalnızlaşabilir.

Yalnızlaşan insan, yaşamdan haz alamaz olur ve sadece “sahiplenme” duygusuna saplanıp kalır. Sahiplendikçe ondan bir şeyler dilenmeye çalışan bir mutlu azınlık oluşur. Hakikatle irtibatı kesilir ve ona ulaşmayan ve pay almayanlar ise ona karşı bilenirler. Böylece beşerî hayatta kaos kaçınılmaz olur ve toplumsal dayanışma ilişkisi de yok olur.  

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_102547)
22 Haziran 2023 Perşembe 11:21
ELİNİZE DİLİNİZE SAĞLIK
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın