KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
09 Kasım 2025 Pazar
°C
Yılmaz Ekinci
yekinci07@hotmail.com

Yeni dünya düzeni ve New York'taki seçimin dip akıntısı bize neyi anlatıyor?

08 KASIM 2025 CUMARTESİ 18:01
6
544
0
AA aa

2006 yılından beri mevcut dünyanın gidişatı üzerinde çeşitli araştırmalar yapan, okuyan ve bu gidişatı köşesine taşıyan birisi olarak ben de “eskinin yıkılmak üzere olduğunu ve yeninin neler getireceği” belirsizliği üzerinde görüşlerimi bu köşede sizlere arz etmeye çalışıyorum.

Bugün dünyada yaşayan değişimi ve bu değişimin siyaset tipolojisi öncülerinin “nasıl” bir sistem tahsis edecekleri merak konusudur.

Aslında bugün dünyada ne yaşanıyorsa, biz Türkiye bağlamında 2000'li yılların başında gördük ve yaşadık. Bizim hikayemiz de ayrı bir yazı konusu olsun.

Ülke ve dünya bazında konuyu irdelediğimizde; eski müesses nizamın temsilcileri yaşlı ve otoriterdiler. Yerleşik ideolojik/resmi paraigmanın ön kabullere dayalı bir anlayışa sahiptiler. Çevreye karşı ketum ve sınıfsal olarak ekonomik ayrıcalıklara sahiptiler. Ayrıcalıkları kaybetmek istemiyorlardı. Dışlayıcı ve ötekileştirici bir dile sahiptiler. 19.yüzyılın kutsallarını topluma terennüm etmekten zevk alıyorlardı. Dünyanın değiştiği ve yeni bir paradigmanın ufukta ışıldadığına bir türlü akıl erdiremiyorlardı. Yaşlı ve yorgundular.

Müesses nizamın kutsallarını topluma zorla dayatmaya çalışıyorlardı.

Yeni büyüyen çocuğa eski elbiselerin dar geldiğini anlamıyorlardı veya anlamak istemiyorlardı.

Toplumun değiştiğini, sorunların farklılaştığını göremiyorlardı. Yeni sorunlara karşı yeni çözüm üretenleri veya dillendirmeye çalışanları hiç haz etmiyorlardı ve hemen “hain” damgasını vuruyorlardı.

Oysa dünyanın gidişatı değişmişti.

Yeni politik aktörler ortaya çıkmıştı ve onlar, bunları görmek istemiyorlardı.

Bu yeni sahneye çıkan aktörlerin özelliklerine baktığımızda; genç olmaları, göçmen olmaları, mevcut düzenin değerlerinin dışından gelmeleri, müesses nizamın kültürü içinde değil başka kültürel havzalarda yetişmeleri ve kurulu düzen dışında kalan dışlanmış kesimlere hitap etmeleri, her türlü ayrımcı politikalara karşı meydan okumaları ve kapitalist metropollerde çığlığı duyulmayan yığınlara alternatif bir yaşamın mümkün olduğunu dillendirmeleriydi.

Antikapitalist oluşları, çevreye karşı duyarlı olmaları, kadın haklarını savunmaları, muhafazakâr politikalara karşı meydan okumaları, oligark şirketlere ve liberal politikalara karşı sosyal politikaları öncelemeleri; azınlıkların, ötekilerin ve dışlanmış kesimlerin haklarını savunmaları ve ulusal pastadan pay almayan alt tabakanın sorunlarını politik arenada dillendirmeleri onlara yeni kanallar açıyordu.

Küresel sistemin sadece kazanma dürtüsüne dayanması, zengin ve şımarık sınıfların devlete dayalı sömürü ağı ile büyümeleri, geniş kesimleri ister istemez rahatsız ediyordu.

Sosyal politikalardan uzak ve her türlü insani değerlerden yoksun politikalara karşı meydan okuyan bu yeni dünyanın "ümit var” çocukları, önce yerelde yeni bir yaşamın mümkün olduğunu geniş kesimleri ikna ederek siyaset sahnesine çıktılar.

Aslında dipten gelen bu ses, önce batının başkentlerinde değil batının değerlerine dayalı toplumsal yapılarını inşa etmeye çalışan modernleşme yanlısı ülkelerden geldi. Toplumsal mühendislik uğraşının yoğun olduğu iktisadi, siyasi ve askeri yapıların konsolide ettiği ilk kırılma bu ülkelerde hissedildi.

Batının periferisinde kurulan bu eski sistemin iki ayırt edici özelliği vardı; Birincisi modernizme dayalı kalkınma politikalarıyla kendi halkını iç kolonyalizm ile soyan bir yönetim anlayışına dayalı olması ve ikincisi ise ülkenin kaynaklarını dış kolonyalizm ile birlikte sömüren, paylaşan bir sistem üzerinde uluslararası ilişki ağına sahip oluşu bunalımları kaçınılmaz kılıyordu. Batı ülkelerinde iç kolonyalizm olgusu söz konusu değilken dış kolonyalizm bir ahtapot gibi tüm dünyayı sarmış bir haldeydi.

Bu yapı sayesinde elitist ve militarist idari anlayış batının periferisindeki ülkelerde varlık buldu. Zamanla bütün dünyaya sirayet etti.

Refah devletinin çöküşü ile birlikte önce bu yapı 1979 yılında İran'da (İran İslam Devrimi), 1987 yılında Rusya'da (Perestroyka ), 2011 yılında Arap ülkelerinde (Arap baharı ) ve 2020'li yıllarda ise pandemi süreciyle birlikte bütün dünyada ve özellikle batı başkentlerinde duyulmaya başladı.

Refah devletinin çöküşü, şirketlerin devletleşmesi ve devletin kurumsal yapılarının neoliberal politikalar tarafından devre dışı bırakılması bu sarsıntıyı derinleştirdi.

Eski dünyada problemler genelde lokal ve bölgesel iken, günümüzde sorunlar evrensel ve küresel boyutlara evrilmiş bir hale geldi.

Eski dünyanın yıkılmakta olduğu, fakat yeni dünyanın değerlerden yoksun bir şekilde muğlaklığa doğru yuvarlandığını toplumlar görmeye başladı.

İlginç olan bir paradoks da eskinin pek makul ve makbul olmadığını fakat yenisinin de “ne olacağı”nın hala meçhul kalmasıdır.

Sorun, sadece ekonomik pasta değil tüm insanlığın topyekûn çürümesidir. Değerlerden arınmış bir dünyanın çığlığıdır bu !..

Bildiğimiz tek şey tekno oligarklar şirketlerin doymaz bilmez iştahlarıdır. Büyüme ve sahip olma katsayısında başka bir değere sahip olmayan bu şirketlerin insanlığı çöküşe götürdükleridir.

Batıda ve dünyanın diğer yerlerinde mevcut kurumsal yapıların şirketlerin ve kurulu düzenin aparatına dönüşmesi sonucu problemlerin çoğalmasına ve insanları sistem dışı arayışlara sevk etti. Batı metropollerinde farklı sesler duyulmaya başladı. Göçmen karşıtı, ırkçı, ayrımcılığı tetikleyen yeni nefret söylemine sahip ulusalcı politikacılar ön plana çıktı.

Bunun yanında mevcut dünyanın gidişatını okuyan ve başka alternatiflerin de mümkün olduğunu dillendiren nefret söylemine sahip ulusalcılara karşı yeni sosyal demokrat aktörler ortaya çıktı. Bu aktörlerin ortaya çıkışı sevindirici olmakla birlikte “nasıl” bir sistem tahsis edecekleri -genel pastadan pay almayanların nasıl bir pasta üretecekleri ve dağıtacakları- merak konusu oldu.

İnsanlık ilk defa müşterek sorunlara karşı müşterek fedakarlıklarla bir çıkışın mümkün olduğunu veya karşılık verebileceğini gördü. Çünkü sorunlar çetrefilleşmiş çözümlerde küreselleşmişti. Ya insanlık topyekûn kurtuluşa erecekti ya da yok olup gidecekti. Bu altıncı yok oluşun hikayesi insanın eliyle olacağını kehanet ilmi değil bilim söylüyordu.

Özellikle New York gibi bir şehrin kozmopolit yapısı, farklı insanların, ırkların, renklerin, dillerin, dinlerin, sınıfların ve değişik yaşam pratiklerinin yaşandığı bir yerde Müslüman, sosyalist ve demokrat kimliğine sahip bir adayın kazanması önemliydi. Zohran Mamdani'nin bu başarısı ve uygulama pratiğinin seyri insanlık için öğretici bir ışık olacağı açıktır.

Londra Belediye Başkanlığı seçimlerini üç dönem kazanan Müslüman, sosyal demokrat ve Pakistan asıllı Sadiq Khan hikayesi ve 2023'de İskoçya'da Başbakanlık seçimlerini kazanan ve Başbakan olan genç, Müslüman ve sosyal değerlerin savunucusu Hamza Harun Yusuf'un başarısı ve yine yakın zamanda Almanya Köln şehrinde tüm parti ittifaklarına karşı az bir oy ile (%47) belediye seçimini kaybeden sosyal demokrat, Müslüman ve Kürt kimliğine sahip olan Berivan Aymaz'ın başarısı bu hareketlere örnektir.

Batının metropollerinde yaşayan bu yeni hikayelerin başarısının nereye doğru evrileceği bugün merak konusudur.

Ufukta yeni bir bayrağın dalgalandığını görüyoruz.

Umarım insanlık için hayırlara vesile olur.

Yoksa, kapitalizm bütün dünyanın iliğini kurutan bir haşere gibi her tarafa musallat olur !

İnsanlığın yeni bir hikâyeye ihtiyacı vardır…

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın