KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
02 Aralık 2024 Pazartesi
°C
Yılmaz Ekinci
yekinci07@hotmail.com

Tarihte Düşenler ve Tarihe Işık Tutanlar/1

14 MART 2023 SALI 13:46
8
4133
4
AA aa

Bir toplum hakkında bir yargıya varabilmemiz için, o toplumun neyi önemsediği ve neye göre hareket ettiğine bakmamız gerekiyor.

Bir toplumun neyi hedeflediğini çözdüğümüzde, o toplumun nereye doğru evrileceğini de kestirebiliriz.

İnsanlık tarihinde uzun sürmüş yönetimlerin yapısına baktığımızda, sistematik bir yapıya sahip olan toplumların gelişip zenginleştiklerini ve sahip olamayanların ise yeryüzünde iz bırakmadan silinip gittiklerini görüyoruz. İz bırakanlara baktığımızda, Roma İmparatorluğu yakinen 2000 yıl hüküm sürmüş, Osmanlı 600 yüzyıl ve ABD 200 yüzyıldır dünyaya hükmediyor.

İnsanlık tarihinde iz bırakmış bu üç devletin idari sistemini analiz ettiğimizde; iyi işleyen bir adalet sistemi, disiplinli bir askeri teşkilat, yerel ahaliyi sisteme entegre eden iyi bir eyalet sistemi, ulaşımı etkin kılan bir haberleşme ağı, devleti yöneten ehliyetli ve liyakatli bir bürokrasi, bağımsızlığına ve özgürlüğüne düşkün entelektüel bir sınıf, üretim ve vergi sistemini etkin kılan bir iktisadi yaşam ve kişisel özgürlüklere müdahil olmayan bir devlet yapısını görüyoruz.

Ülkelerin gelişmesinde ekonomik kalkınma; istikrar ve refah üzerinde, beşerî hayat; düşünce ve özel girişim hürriyeti üzerinde yükselirken bu ikisinin kümülatif birleşiminin zemini oluşturan ise her zaman adalet/hukuk olmuştur. Türkiye hem uluslararası ülkeler arasında hem de kendi tarihinde bunu deneyimlemiş bir ülkedir.

Örneğin Türkiye, 1960'lı ve 1970'li yıllarda Güney Kore, İtalya, İspanya, Fransa, Endonezya, Portekiz gibi ülkeler ile aynı ligde iken- hatta bu ülkelerin çoğundan daha ileri bir seviyelerde iken- bugün Mısır, Meksika, Brezilya, Nijerya, Pakistan gibi ülkeler ile aynı ligde anılıyor. Örneğin Türkiye ile Güney Kore'yi karşılaştırdığımızda bir zamanlar tüm verilerde ülkemiz daha iyi bir konumda iken, 1980'li yıllardan sonra hızla gerileyerek Güney Kore karşısında sadece nüfusumuzun artığını görüyoruz.

Kalkınma, gelişmişlik, refah, dış ticaret, uluslararası marka vb. ne derseniz değin, sorun hangi rejim ile yönetildiğinden ziyade nasıl yönetildiğinin ifadesidir. Dünyanın en ideal sistemini alabilirsiniz, ama toplumu iyi yönetemediğiniz takdirde o sistem en kötü bir sisteme dönüşür. Örneğin, bugün Güney Doğu Anadolu Bölgesi enerji, su, yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından Karadeniz, Orta ve Batı Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden daha zengin bir potansiyele sahip olmasına rağmen sadece terörden değil, iyi yönetilmediğinden dolayı en az gelişmiş bir bölgemizdir. Örneğin, yine Diyarbakır İli cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul'dan sonra sanayiden ve birçok endeksler açısında en gelişmiş ikinci ilimiz iken, bugün sanayiden diğer illerimize göre en arka sıralardan yer almaktadır. Yoksa bölgenin fakirliği ve insanların tembelliği değildir. Yönetim ile ilgili sorunlar olduğu için ülkemiz bir türlü çağdaş medeniyetler seviyesine erişemiyor.

Bir toplumda iyi yönetim, güven ve hukukla olur.

Hukukun olmadığı yerde yatırımlar, yatırımın olmadığı yerde ticaret, ticaretin olmadığı yerde refah ve refahın olmadığı yerde insani gelişmişlik endeksleri de gelişemez.

Bütün gelişmiş ülkelerin ekonomilerin alt yapısını belirleyen en kilit ve en sihirli kelime şüphesiz hukuktur. Hukuk, toplumsal gelişmenin motorudur.

Bunun en güzel örneğini Hollanda ve İspanya idari sistemini incelediğimizde görüyoruz. Hollanda 16. yüzyılda İspanya İmparatorluğu'na karşı savaşıp bağımsızlığına ulaştıktan sonra - yaşamın her alanında standartlara dayalı hukukun üstünlüğünü benimsediğinde - devasa İspanya İmparatorluğu'nu yeniyor. İspanya Devleti ise keyfi bir idari yapıya ve hukuksuzluğa dayalı bir yönetime savrulduğu için Hollanda karşısında hem savaşta hem de iktisadi refahtan geride kalıyor.

Hukuka dayalı bir sistemin olmadığı yerde, başka bir tabirle normların olmadığı bir yerde, her zaman belirsizlik olur. Belirsizlik, istikrarsızlığı yaratır. İstikrarın olmadığı piyasalarda sermaye birikimi üretken alanlara değil ranta yönelir. Rantı doğuran ve onu oluşturan en büyük unsur hukukun olmayışıdır. Hollanda devletini yöneten yöneticiler, dünyanın gidişatını idrak ettikleri için devletin alt yapısını hukuk raylarıyla döşüyorlar. Böylece kredibilitesi yükselen Hollanda'ya dünyadan birçok yerden sermaye akışı olur. Hollanda devleti rantı değil, hukuku ve ticareti önemsediği için diğer ülkeleri geride bırakarak dünyada sayılı ülke konumuna yükselir.

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_101287)
15 Nisan 2023 Cumartesi 19:35
Iyi bir yorum ama ne yazikki fareler ve kediler masallsriyla insanlara yön vermeye calisanlar kadar okunmamis. Farelerin ve kedilerin yazarini bir kez okudum ve bir daha Asla okumam adaletsizligin temsilini yapmis zavalli hayvanlar üzerinden
Misafir Kullanıcı (@Misafir_101286)
15 Nisan 2023 Cumartesi 19:32
Tarihte Buna en iyi örnek Bermekiler döneminde Abasi Hanedanin Adalet, Özgürlük , Sanat VB Ile yönetilip altIn cagini yasamadidir. Bermekilerin öldürülüp yerine tutucu arap yönetiminin getirilmesiyle abasilerde tarihten yok olur ve temelleri o Zaman atilan tutuculuk Halen ortadogu ve TC nin gericiliginde yani Suni gericilikte büyük rol oynamaktadir. Adalet ve özgürlüklr toplumu isleri götürür . Tutuculuk bulanik suda balik avlamayi tesvik Eder.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_101273)
14 Nisan 2023 Cuma 21:21
Kısa ve öz TC nin neden geri olduğunu ( sorunları listelemeden) yani adalet ve hukukun eksikliği = Geri kalmışlık. Kısaca tc yi düze çıkaracak olan miiliyetçilik değildir. Milliyetçilik yapanlar tek bayrak tek dil tek milet diyenler devletin asıl düşmanlarıdırlar . Bu tek teklerle mileti uyutup ceplerini doldurmaktalar. Tekçiliğin panzehiride adalet ve hukuktur.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_99341)
14 Mart 2023 Salı 14:26
Tespitler çok yerinde. '' Adalet sarsılırsa Gökkubbe yerinde durmaz. '' (Yusuf Has Hacip) biz de her şey çıkar ilişkisi üzerine kurulu olduğu için adalet ve hukuk kavramlarının taşları yerine oturmamış.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın