İlimizde, 'eleştiri' yapayım derken, 'itibarsızlaştırmaya açık' eylem ve söylemler oluyor…
Bir şekilde bir makama gelmiş şahsiyetler çok çabuk yıpratıla biliniyor…
Bu tür fiiller, genelde kendi hemşerilerimize çok daha kolay yapılıyor…
Bu yapılırken de, bir belge ve delil sunma zorunluluğu da hissedilmiyor…
Kulaktan duyma bir-iki laf/lakırdı yetiyor çoğu zaman…
Bu tür gıybetlerin, sokaklar ve kahve köşelerinde yapılmasının önüne geçilemez elbet...
Peki, sosyal medyada kalem tutanların, eleştirilerini sıralarken, çok daha hassas olmaları gerekmez mi!
Makamlara öyle kolay gelinmediği, herkesin kendince bir itibarının olduğu hesaba katılmıyor.!
Kişilere sevgimiz olmasa da, makamlarına ve onurlarına saygılı olma kaidesi unutuluyor maalesef.!
Eleştiri yapayım derken, itibara dokunan bir makale ile daha karşılaştık maalesef…
"Milli Eğitim Güven Vermiyor" başlığı ile bir köşe yazısı kaleme alınmış…
'Acaba nerede, nasıl güvensizlikler olmuş eğitimde' diyerek, yazıyı pür dikkat okudum...
İldeki eğitimin seviyesi, okulların fiziki ve teknik durumu, öğrencilerin başarı oranları, eğiticilerin davranışları, Milli Eğitime bağlı kurumlardaki aksaklıklar, ya da, Milli Eğitim Müdürünün yetersizliği, gibi konularda somut eleştiri arıyordum yazıda…
Makalenin sonuna geldim ama ne eğitim, ne de müdürün şahsı ile ilgili elle tutulur tek bir cümle yok...
Yok ama, ‘o makamı terk et, başka yere git' diye yorumlanacak bir cümle var..!
Eğitim ile ilgili aksaklıklar eleştirilecek tabi. Hatta bu eleştiriler yol gösterir ilgili şahıslara…
Ancak, eleştirilecek herhangi bir konu gündeme getirilmeden, ‘o makamı terk et' diye bir yazının kaleme alınması, eleştiriden ziyade, ancak itibarsızlaştırmaya örnek olabilir.!
'Bu üslubu hak etti mi' diye, Sayın Kadri Engin'i, eğitim camiasındaki dostlara sordum…
İnsanlık olarak mütevazi, insancıl, mesai arkadaşları, öğretmenler ve etrafındaki çalışanların kendisinden hiç incinmediği, herkesin sevip saydığı birisiymiş…
Akademik olarak ta, üniversite mezunu, öğretmenlik, Lise ve Şube Müdürlüğü gibi görevlerde uzun yıllar çalışmış biri olarak bahsedildi...
Müdürlüğe de, daha iki yıl kadar önce atanmış…
Bu süreç içerisindeki 'hangi icraatı, hangi ölçülere göre değerlendirildi' de başarısız olduğuna kanaat getirildi, diye bir veriye de rastlamıyorsunuz ilgili makalede.!
Eğitimde olumlu ya da olumsuz kanaate varmak için, en az beş yıllık bir süre geçmesi lazım ki, oluşan istatistik sonuçlarına göre bir değerlendirme yapılabilinsin. Ancak o zaman sağlıklı ve hakkaniyetli bir yorum yapılabilir. Maalesef bu hassasiyet te dikkate alınmamış…
Anlayacağınız, eleştiriye maruz il müdürümüz, eğitim camiasında çekirdekten yetişen, yılları eğitim içinde geçen, alçakgönüllü, personelin çok sevip saydığı, il müdürlüğü için de her türlü akademik birikim ve tecrübeye sahip bir hemşerimizmiş…
Buna rağmen ‘o makamı terk et, başka yere git' diye bir yazı kaleme alına bilinmiş..!
Kendimi bir an Sayın Kadri Engin'in yerine koyuyorum da, insan ne diyeceğini şaşırıyor..!
Demem o ki; ilimizin yetiştirdiği böyle şahsiyetlerin, böyle bir üslupla sosyal medyaya servis edilmesi büyük bir haksızlıktır. Bu tarz ve söylem, ne İslam'i, ne de insani yönden şık olmamıştır.!
El hâsıl; İl Müdürlerimizi de, siyasilerimizi de, bakan ve vekillerimizi de eleştirebiliriz…
Ancak eleştirirken, itibarsızlaştırmamaya da dikkat etmeliyiz, diye düşünüyorum…
Kul hakkına girmeden yazmak, söylemek ve amel etmek ümidi ile…
Mevlâ Görelim Neyler, Nelerse Güzel Eyler…
Saygılarımla…