Gençliğe tebliğ bilgi ve hikmet işidirBir Müslüman, talim, tatbik ve tebliğ olmak üzere bu üç vazifeyi yerine getirerek hem kendisini hem de toplumunu dinî değerlerle donatabilir ve İslam'ın evrensel mesajını doğru bir şekilde yaşatabilir. Talim ile Kur'an-ı Kerim'i ve Hadisleri öğrenip dini bilgiyi derinlemesine anlamak mümkün olabilmektedir. Bir Müslümanın öğrendiği dini bilgileri hayatına geçirmesi, ibadetlerini düzenli olarak yapması, ahlaki değerleri uygulaması ve toplumsal hayatta İslam'ın buyruklarına uygun hareket etmesi tatbik yani uygulamaya girer. Tebliğ ise, İslam'ı başkalarına anlatmak, yaymak ve onları bu dine davet etmek anlamına gelir. Bilgiye ulaşmanın son derece kolay olduğu bu dönemde talim görevinin kolaylaştığını söylemek abartı olmaz. Öğrenilen bu bilgileri de kişi yaşamına tatbik edince de bu iki görev yerine getirilmiş olunur. Ancak bu dönem de en zor görev tebliğdir. Bu görevi ifa ederken peygamberimizin uygulamalarını rehber edinmek müsbet sonucun elde edilmesinde son derece önemlidir. O'nun İslam'ı tebliğ yöntem ve şekilleri, müminler için başvurulacak en önemli kaynaktır. Çünkü Allah Resûlü (S.A.S.), İslam'ı tebliğ ederken, "Şeriat-ı Tekviniye" olarak adlandırılan, kâinatın işleyişindeki genel prensiplere uygun hareket etmiş ve ilerleyen zamanlarda karşılaşabilecekleri her türlü durumda ümmeti için örnek bir model oluşturmuştur. Günümüz materyalist akımların etkilediği gençliğe tebliğ de İslam öğretilerinin sözle anlatımı maalesef çok etkili bulunmamaktadır. Bunun yerine Müslümanın ahlaki değerlere ve İslam'a olan bağlılığı, bu değerleri yaşantısıyla göstermesi, sadakat, dürüstlük ve tevazu gibi hasletleri ile öne çıkması ifade etmek istediği tebliği en iyi şekilde yapmış olacaktır. Her kesime aynı yöntemle tebliğde bulunmak stratejik olarak nakıstır. Mümin her duruma uygun strateji geliştirme durumundadır. Peygamber Efendimiz (S.A.S.), toplumdaki farklı sosyal sınıflara, yaş gruplarına ve zihinsel durumlara göre tebliğde farklı yöntemler kullanmıştır. Üniversite gençliğini tanımayan, sorunlarını bilmeyen, onların etkilendiği akımlar hakkında fikirleri olmayan, teknolojik ve ilmi gelişmeleri takip etmesini bilmeyen birinin bu gençlere verebileceği çok şey olmadığı açıktır. Tebliğ etmenin en önemli kaidesi ise, doğru zamanda, doğru mekânda ve doğru şahıslara, doğru hakikatleri bildirmektir. Üniversite gençliğine yönelik tebliğ yöntemleri, gençlerin yaşadığı çağın özelliklerine, düşünce yapısına, ilgi alanlarına ve iletişim tarzına uygun şekilde düzenlenmelidir. Gençler sorgulayıcı, özgürlükçü, bilgiye açık ve çoğu zaman geleneksel anlatılardan uzak bir yaklaşım beklerler. Bu nedenle, onların dünyasına hitap eden yöntemlerle tebliğ yapmak hem daha etkili hem de daha kalıcı olur. Geleceğimiz ve kıymetli birer kabiliyet sahibi olarak gençlerimize hitap ederken sert ve yargılayıcı bir dil yerine, şefkatli ve anlayışlı bir dil kullanılmalı, gençlerin hatalarını yermek yerine, onlara gerçek saadetin iman ve ahlâkta olduğu gösterilmeli. Gençlik fıtri olarak heves, şehvet, gaflet gibi zaaflara açıktır. Bu zaafları yargılamadan, onların sonucunda oluşabilecek dünyevi ve uhrevi zararları örneklerle anlatarak, nefsi değil aklı ve kalbi muhatap almak ideal davranış tarzı olur. İmanı aklî ve mantıkî delillerle temellendiren bir tebliğ metodunu benimseyerek gençlerin zihinsel sorgulama ihtiyacını karşılayacak bir anlatım tarzı geliştirmek ve duygular kadar akla da hitap eden bir anlayış tarzını tercih etmek her zaman daha mükemmel sonuca ulaştırır. Gençlere “yapma” demek yerine, “doğru ve güzel olan budur” yaklaşımını tercih etme metodu, özellikle gençlerin özgürlük arayışına cevap verirken aynı zamanda yönlendirici olur. Gençliğe yönelik tebliğde dönemin sosyal ve kültürel şartlarını gözetmek gerektiği asla unutulmamalı, bu da esnek, güncel ve pedagojik bir dil gerektirmektedir. En etkili tebliğ, hal ile yapılan tebliğdir. Gençler sözden çok davranışa bakarlar. Bu yüzden tebliğ eden kişinin ihlâsı, samimiyeti ve güzel ahlâkı belirleyici olmaktadır. Gençler çoğu zaman sorgulayan bir yapıda oldukları için hazır kalıplardan ziyade, interaktif ve açık tartışmalara imkân tanıyan ortamlar oluşturulmalıdır. İman hakikatleri başta olmak üzere dini anlatımlar gençlerin sorularına açık, bilimle çatışmayan, mantıklı temellere dayanan açıklamalarla sunulmalıdır. Üniversite gençliği rasyonel düşünmeyi önemser. Bilimle barışık, akılcı ve mantıklı açıklamalar tercih edilmelidir. Kur'an'daki bilimsel işaretler, düşünmeye teşvik eden ayetler gibi içerikler sunulabilir. Peygamber Efendimizin "kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin" ilkesine uygun bir dil kullanılmalı, sert, yargılayıcı veya dayatmacı bir dil kullanmaktan kaçınılmalıdır. Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bu dönemde gençler kaynak sorar, güven ister. Bu yüzden tebliğde kullanılan bilgiler sahih kaynaklara dayanmalı, gerekiyorsa referans verilmelidir. Oysa piyasada görünen birçok tebliğci veya o makamda kendisini gören kişiler gençlerin sormasını, sorgulamasını, araştırmasını ve tenkidini asla kabul etmemektedirler. Araştıran sorgulayan gençliği koyun gibi gören bu zihniyet maalesef kişileri dinden soğutmaktadırlar. Bu zamanın ilcaat ve gereklerine uygun olmayan kitap ve eserler ile tebliğe başlamak yanlış olur. Dine yabani olan birisine, menkıbe ve cehennem ahvalinden bahseden kitaplardan okumakla başlamak doğru bir yaklaşım olmaz. Tebliğ, bir fikir davetidir o nedenle ikna temelli bir yöntem izlenmeli ve gençlerin iradelerine saygı duyulmalıdır. Gençlerle samimi, yargılamayan, anlayışlı bir dil kullanmak gerekir. Onları dinlemek, onların düşünce dünyasına saygı göstermek, tebliğin kapısını açar. Önce güven ve gönül köprüsü kurmak gerekir, sonra mesaj iletilir. Gençliği deizme sevk etmeye neden olan hurafecilerin kulakları çınlasın.
YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 21 Nisan 2025 Aslolan ilahi mesajı alabilmek08 Nisan 2025 Şifa ararken sağlığınızdan olmayın21 Mart 2025 Kur'an'ı Yorumlamada Fen Bilimlerinin Önemi05 Mart 2025 İslam'ı Doğru Anlamak
|