HALKIN SAVCISI

Normalde savcıların görevi iki taraflıdır…

Sanığın aleyhine olan delilleri toplarlarken, lehine olanları da bulmaları lazım.

Ancak Türkiye'de her zaman şüphelinin aleyhine delil toplar savcılarımız...

Daha çok,‘fazla ceza aldırma' derdinde olurlar…

Bu nedenle soğuk mu soğuk bir yüzleri vardır savcılarımızın…

Ancak öyle bir savcımız var ki, onu çok sevdi etrafındakiler…

Özellikle yaşlılar, kadınlar, çocuklar, gençler ve garipler…

Evet, kendini halkına adamış, fakir-fukara için mesai harcayan, garibe şefkat besleyen bir savcımızın var olduğunubilmek/görmek bizi çok mutlu etti…

Derdi hizmet olduğu için, belediye başkanlığına soyundu bu savcımız…

Tüm rol çalmalara rağmen ipi göğüsledi seçimde…

Ve ne yapacağı hepimizin merak konusu olmuştu…

Bu nedenle kendisini sosyal medyadan takip etmeye başladık…

İlk icraatı, belediyenin kapısını söktürmek olmuştu…

O öyle bir savcı çıktı ki, aşiretini, gücünü ve özellikle Ankara'daki kudretli eşrafını, menfaat, akrabalarına peşkeş, ihale, makam, torpil için değil, yaşadığı ilin eksikliklerini gidermek için kullandığına şahit olduk…

İlinde halk ekmek fabrikası açmakla kalmayıp, bir de ekmek fiyatlarını düşürmesi, fakirlere de ekmeği bedavadan dağıtması…

Ahmed-i Hani ahlakı, Ahilik geleneği gibi kültürel gelenekleri şehrin hafızasına kazıtmaya çalışması, Türk – Kürt kardeşliği için hayli çaba sarf etmesi…

İline hizmet için durmadan Ankarayollarını ve bakanlık kapılarını aşındırması...

Hastabüs hizmeti ile hastalar için özel otobüs hattı kurdurtması…

İldeki tüm taksi duraklarını modern olarak yenilemesi…

Madde bağımlılığına savaş açması…

Baret takıp şantiyede işçilerle birlikte çalışması…

İlin futbol takımı için canlı yayında yardım toplama gecesi düzenlemesi…

İle 50 tane sıfır şehir içi otobüs kazandırmagibi daha nice icraat…

Takip ettiğimiz kadarı ile her gün bir işte, hep halkın içinde oldu bu savcımız…

Gâh başında yemenisi olan bir anaya sarılmış, gâh bir hastanın ayağına gitmiş, gâh ayağında çamurlu ayakkabıları ile sokaklarda bulunmuş, gâh taziyelerde gözyaşı dökmüş, gah bir gariban için bakanları-vekilleri arar şekilde görürüz savcımızı…

Şu kısacık Belediye Başkanlığı döneminde bir gün rehavete girdiğini, boş durduğunu, tatil yaptığını görmedik doğrusu…

Artık sadece Tunceli'nin Komünist başkanını örnek göstermeyeceğiz…

Artık inançlı, vatansever, çalışkan, muhafazakâr bir savcımızı da örnek gösterebileceğiz ya, bu da bizim için ayrı bir gurur oldu…

Ne mutlu böyle savcısı olan o şanslı ilimize…

Yolun açık olsun sevgili Savcı Sayan…

Belki bir gün, Bingöl'ümüzün de böyle bir savcısı olur, ne dersiniz..!

Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler…

Saygılarımla…