Üç ilahi dinde de önemli bir yere sahip olup bu yönüyle kutsal sayılan Kudüs, Müslümanlar tarafından ilk kez Hz. Ömer'in görevlendirdiği Ebû Ubeyde b. Cerrâh'ın kumandanlığında 638 yılında fethedildi. Uzun bir süre Müslüman devletlerden; Emeviler, Abbasiler, Tolunoğulları, Ihşidiler, Fatimiler ve Selçukluların idaresinde kalan Kudüs, 1099 yılında Haçlılar tarafından ele geçirildi. Kudüs, 2 Ekim 1187 tarihinde Mi'rac gecesinde Eyyubi Devleti'nin Sultanı ve İslam dünyasının büyük komutanı Selahaddin Eyyubi tarafından Haçlılardan geri alınabildi. Zazaların Kudüs ile tanışıklığı ilk Eyyubi Devleti döneminde gerçekleşti. Zira Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethettikten sonra, Zazaları bu kutsal şehrin muhafızlığını yapmakla görevlendirmişti. 1260 yılında Memlüklülerin Eyyubi Devleti'ni ortadan kaldırmasıyla Kudüs Memlüklülerin, 1516 yılında Osmanlıların Memlüklü Devletini yıkmasıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin hakimiyetine girdi ve bundan sonra 1917 yılında İngilizler tarafından işgal edilene kadar 4 asır boyunca Osmanlı Devleti'nin yönetiminde kaldı. Kudüs, Osmanlı idaresinde sancak statüsünde kalmakla birlikte bağlı bulunduğu Eyalet merkezleri zamanla Halep ve Şam arasında değişti.
Osmanlı Devleti, Kudüs'te, idari görevleri yerine getirecek, iktidarın vasıtası olan askeri kurumlar ihdas etti. Devlet bu askerlerden, Sultan'a ait özel vergilerin toplamasını, mukaddes şehre gelen ziyaretçi, tüccar ve sair yolcuların kullandıkları ana yolların ve sancaklar ile diğer vilayetlerin askerleri ile ortaklaşa olarak Hac kafilelerinin güvenliğini sağlamalarını istemekteydi. Kudüs'ün güvenliğini sağlayan 1., 2., 3. ve 4. Taburlar merkezi Şam'daki 5. Orduya bağlı idi. Buraya kadar kısaca verdiğimiz bilgilerden sonra şimdi yazımızın konusu olan Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa'ya dönelim.
Arşiv kayıtlarında Diyarbekirli Sergerde (başkan, reis) Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa şeklinde yer alan Hüseyin Ağa, H.1236/M.1821 yılında dünyaya geldi. 1843 yılında orduya katılan Zaza Hüseyin Ağa Şubat 1855'te Yüzbaşı rütbesine terfi etti. Nitekim Osmanlı Arşivi'ndeki 6 Haziran 1855 tarihli bir vesikada, Zaza Hüseyin Ağa'nın Kudüs Sancağı'na bağlı Nablus kentine atandığına yer verilmiş ve emrindeki askerler ile kendisine verilecek aylık maaş tutarları kaydedilmiştir. Yine arşiv kayıtlarından tespit ettiğimiz kadarıyla Hüseyin Ağa'nın 1862 yılına kadar Nablus'taki bu görevine devam ettiği sabittir. Ayrıca 1860 tarihinde Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa'nın Hacı olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim 1860, 1861 ve 1862 tarihli belgelerde isminin başında Hacı kelimesi bulunmaktadır. (BOA. ML. MSF.d. 14831, 15277, 15466, 16343, 16389 ve 15510) 1866 tarihli Askeri Salname (Yıllık) kayıtlarında 5. Ordu'da Yüzbaşı rütbesini haiz Hüseyin Ağa isminde 9 kişi mevcuttur. Bunların hiçbirinde Zaza ifadesinin yer almaması yazımızda ele aldığımız Hüseyin Ağa'nın tespit edilmesini zorlaştırmaktadır. Ancak bu salnameye göre 1855 yılında Yüzbaşılık görevinde bulunan bir Hüseyin Ağa'nın kayıtlı olması, bu kaydın yazımızın konusu olan kişi olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Zira aynı adlı diğer 8 kişi bu rütbeyi ancak 1858'den sonra almışlardır. Bu bilginin doğru olması durumunda Hüseyin Ağa'nın 1866 yılına kadar Kudüs'te Yüzbaşı rütbesi ile görev yaptığını söylemek mümkündür.
1859 yılına kadar emrinde 30 asker bulunan Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa'nın emrindeki er sayısı 1860 yılında 50'ye yükseldi. 1860 yılında emrindeki askerler arasında kendisi gibi Zaza olan 3 asker (Zaza Bektaş oğlu Veli, Zaza Hüseyin oğlu Hasan ve Zaza Mehmed oğlu Hüseyin) de dahil oldu. Zazaların dışında isimlerinin başında Diyarbekirli, Urfalı, Kızılcalı, Nabluslu, Kudüslü, Kürt ve Arap gibi memleketi ve anasırı belirten askerler de bulunmaktaydı. Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa'nın aylık maaşı 250 kuruş iken emrindeki askerlerin maaşı 80 kuruş idi. Üstelik 1860 ile 1862 yılları arasında aynı askerler ve maaşlarla Zaza Hüseyin Ağa'nın görev yaptığı da anlaşılmaktadır.
Şu ana kadar Osmanlı arşivinde yaptığımız araştırmalar neticesinde Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa'ya ait daha fazla ve detaylı bilgilere ulaşılamadı. Ancak, bilhassa, Osmanlı bürokratlarının hayatlarının özetlendiği sicil kayıtları üzerindeki çalışmalarımız devam etmektedir.
Sonuç itibariyle gerek Eyyübiler gerekse Osmanlılar döneminde Kudüs gibi kutsal bir mekânın güvenliğinin, kısmen de olsa, Zaza komutan ve askerlere emanet edilmesi Zazaların tarih boyunca hem cesur ve güvenilir hem de dindar olduklarını göstermesi açısından önemlidir. Arşiv belgelerinden de anlaşıldığı gibi Zazalar, günümüzde olduğu gibi, geçmiş dönemlerde de kendi benliğini ve kültürünü koruyarak mensubu oldukları devlete sadık kalmış, onların sosyo-iktisadi hayatlarına katkıda bulundukları gibi güvenlik politikalarının da vazgeçilmez unsurları olmuşlardır.
Corona virüsünün gölgesinde geçirdiğimiz tüm İslam aleminin Ramazan Bayramı'nı kutlar, bayramın hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim.
Dr.Öğretim Üyesi Muhammed KÖSE
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi
muhammedkose@erzincan.edu.tr
Yüzbaşı Zaza Hüseyin Ağa ve emrindeki erlerin 12 Haziran-12 Temmuz 1860 tarihindeki bir aylık maaşlarını ihtiva eden Maliye defteri.