Çoban çocuğu olabiliriz ama..!“Bu şehrin hiç mi güzellikleri yok? Neden hep eleştirel yaklaşıyorsun?” diye soranlara hemen cevap veriyorum! Evet! Kesinlikle haklısınız! Şehrimiz güzellikten geçilmiyor. Say say bitmez! Öyle ki; sadece bahar döneminde akan Çır Şelalesi, toprağa gömülen Genç Kümbeti, tanıtımı becerilemeyen Yüzenada, hurdaya verilmekten son anda kurtarılarak çürümeye terk edilen Genç Köprüsü, bu topraklarda yaşayanların dahi öğrenemediği tarihi mezarlar, yapıtlar ve daha birçok güzelliğimiz var. Şehir merkezimiz de güzelliklerle göz kamaştırıyor! Kaldırımlara park edilen araçlar, bir türlü yanmayan sinyalizasyon sistemi, tersine akan bir trafik, varlığı ile yokluğu arasında hiçbir fark görülemeyen İl Trafik Komisyonu, bakkaldan alındığını düşündüğüm ehliyetle trafiği alt üst eden sürücüler, yasağa rağmen inattan vazgeçilmeyip kaldırımlara atılan kürsüler ve bu kürsülerde oturan şehrin siyasi önderleri (!), çarşının göbeğini felç eden otobüs durağı, çözümü geciken susuzluk ve toz duman sorunu, çevreyi kirletme hüneriyle övünülecek toplumsal zihniyetimiz ve daha birçok güzelliğimiz (!) var aslında. Farkındayım, haksızlık ediyorum ama siz de bizi böyle kabul edin artık! Yılardır bitirilemeyen, bu yüzden Bakanlığın verdiği tomografi cihazının kurulamadığı, hastaların halen koğuş sisteminden arındırılamadığı yeni hastane binasının yarattığı sorunları dile getirmemizin kime ne faydası var Allah aşkına? Bir türlü yapılamayan ve bu yüzden Çapakçur Köprüsü'nün yapımını geciktiren Bingöl-Genç çevre yolu bağlantı noktasının tamamlanması gerektiğini söyleyerek bu şehre kötülük ettiğimin de farkındayım! Belki de, "Keşke Bingöl'de şefliği dahi olmasaydı” dediğim Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü'ne yönelik sitemkârlığımı abartıyorum. Şehir içindeki transit geçiş güzergâhındaki refüjleri bir türlü yeşillendiremedikleri, Belediye ile yapılacak protokol bahanesiyle kırılan demir çitleri onarma zahmetinde bulunmadıkları, bu yıl atılması gereken aşınma katı asfaltı atmadıkları, başlatılan birçok işi tamamlama becerisinden yoksun oldukları, saçma sapan bir peyzaj örneğiyle ağaçlandırma yaptıklarını eleştiriyor olmam benim kabahatim aslında! Hantal yapısıyla sorunların devamını sağlayan, söze gelince mangalda kül bırakmayıp icraatta sıfır çeken, bir birleriyle iletişim sorununu aşamayan, genel özellikleri açılışlarda bir araya gelebilmek olan, bu can sıkıcı durumuyla çevre illere taş çıkartan bürokrasimize yönelik “ortak akıl, ortak girişim ve kalkınma” çağrısında bulunmamın bir hata olduğunu kabul ediyorum. Kesinlikle haklısınız(!) Rezillikten başka tarifi kalmayan bir şehir içi trafik ve sözde çözümleyicisi olan ancak bir gün olsun olumlu bir karar alamamakla birlikte alınan kararları uygulatamayan İl Trafik Komisyonu'nun feshedilmesi gerektiğini söylerken, şehrin muhteşem (!) trafik düzenini görmezden gelip haksızlık ettiğimi itiraf ediyorum! “Altyapı sorunumuz çözüldü” diye yaşadığımız sevincin kursaklarda kaldığını, altyapıyla birlikte pis kokuların yüzeye çıktığını, çarşı merkezindeki mazgallardan yayılan kokunun sebebini “terlemeden kaynaklı” sözüyle açıklayabilen ama ‘temizlemeyi düşünemeyen' belediyedeki bir teknik kadronun gelecekle ilgili endişelerimizi arttırdığını paylaştığım için kusuruma bakmayın lütfen! Kaleönü Mahallesi'nde, Karadeniz fıkralarını aratmayacak şekilde elektrik direklerini yolun ortasında bırakıp bu şekilde üstyapının yapılmasına vesile olanlardan övgüyle bahsedemediğim için mahcubum! Dedim ya, ne deseniz haklısınız(!) Şehrimizin bu kadar güzelliği arasında neden bu kadar sitemkâr ve eleştirel yaklaşıyorum anlamıyorum! Aslında ben, sizi de anlamıyorum. Eminim ki, derinlemesine düşündüğünüzde, siz de kendiniz anlamayacaksınız! Çünkü bu şehrin her geçen zaman dilimindeki kayıplarını düşündükçe bunu hazmedemiyorum. “Deniz Görmemiş Çoban Çocukları” olabiliriz ama bilinmesini isterim ki, bundan asla gocunmuyoruz. İtirazımız, “sürü” dayatmasınadır! Bir'sürü' düşünceniz olabilir ama bilin ki, çoban olan biziz! Sorunlarla şişirip obeziteye dönüştürdüğünüz bu şehirde “mahkûm ve mecbur” etme politikanız ekseninde dayatmak istediğiniz yaşama arzunuz var olduğu sürece, eleştirilerimiz ve itirazlarımız hep var olacaktır. Büyük ve önemli hiçbir yatırımı inkâr etmediğim gibi olacakları alkışlamaktan da geri durmayacağımın altını çizerek, küçüklerin bir araya getirilmesiyle oluşan dev sorunlar yumağını bertaraf etmek için gösterdiğimiz çabamızın süreceğini de vurgulamak isterim. “Hepsi çözülebilir mi?” bilemem ama en azından İbrahim'i yakan ateşi söndürmek için su taşıyan karıncalar misali, “safımız belli olsun” diyorum. Selam ve dua ile…
YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 01 Nisan 2025 Bir barış elçisi geçti Bingöl'den…08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!
|