KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
12 Aralık 2024 Perşembe
°C
Yılmaz Ekinci
yekinci07@hotmail.com

MİLLİYETÇİLİK VE BİNGÖL'DE ESEN MHP RÜZGARI

09 OCAK 2019 ÇARŞAMBA 06:49
373
17671
85
AA aa

Milliyetçilik, siyasi ve etnik bir yapının ürünü olarak doğmuştur. 19.yüzyılın bir düşüncesi olan milliyetçilik, modernleşmenin bir ürünü olarak Fransa'dan doğmuş ve oradan bütün dünyaya yayılmıştır.

Fransız toplumu, daha doğrusu Batı, siyasi, beşeri, iktisadi, kültürel ve güvenlik olarak feodalitenin eliyle parçalanmış, bölünmüş ve bölgeden bölgeye keyfi yönetimlerin söz konusu olduğu topraklardı. Böyle bir ortamda Batı'da  milliyetçilik zuhur etti.

Doğuda egemenlik ve toprak mülkiyeti, devletin hükümdarlığı altında iken Batı'da ise senyörlerin elindeydi.  Başka bir değişle Doğu'da bugünkü anlamda  özel mülkiyet yoktu ve bireylere sadece kullanma hakkı tanılıyordu. Tarihsel açıdan milliyetçilik olgusu böyle iken Türkiye'de ise milliyetçilik en çok değişen, dönüşen ve farklı kavramlarda kullanılan bir terim olagelmiştir. Milliyetçilik üzerinde çok farklı tespitler ve taraflar söz konusudur.

Türkiye'de modernleştirici sol ve sağın etnik tanımla tarif etmeye çalıştığı milliyetçilik/ulusçuluk Anadolu halkı tarafından kabul görmemiştir. Çünkü sosyolojik olarak imparatorluğun bakiyesi sayılan bir toplumu tek bir etnik yapı altında bir araya getirmek sosyolojik olarak sorunludur ve eşyanın tabiatına aykırıdır.  Bugün Türkiye'de homojen bir etnik yapıdan bahsetmek neredeyse imkansızdır.

Anadolu insanının ortak buluştuğu nokta dindir. Bunun yansıması ise adalettir, meşverettir ve hukuktur.

İslam dini, etnik farklılıkları kabul eder, fakat birisinin diğeri üzerinde üstünlük taslamasına müsaade etmez. Tarihsel olarak Müslümanlar arasında resmi bir dil- ırk ayrımı yoktur. Osmanlı -İslam toplumuna baktığımızda millet kavramı, dinsel bir aidiyeti ifade etmektedir. Asla etnik bir ulus kavramına tekabül etmemektedir.

İslam, ırki anlamda egemenliği red eder. Egemen olduğu topraklarda o yerleri bayındır yapmak için emek harcayanları önemser ve teşvik eder. Bu anlamda yerelliği savunur, fakat ırkçılığı asla tasvip etmez. Türkiye'de klasik sağ damarın şekillenmesi de büyük bir oranda bu minval üzerinde olmuştur.

Milliyetçilik kavramı, Batıda kullanıldığı gibi bizde “nation/ulusçuluk” anlamına gelmez. Bizde milliyetçilik kelimesinin kökü “millet”ten gelmektedir. Millet, Arapça'da aynı inanışa /görüşe ve inanca tabi olan insan topluluklarını belirtir. Aynı topraklardan, aynı soydan veya aynı lisandan oluşan toplulukları göstermez. Bunun karşılığı kavmiyettir. Modern anlamda ise ulusçuluktur.

Türkiye'de  bu anlamda klasik sağ veya  MHP ne teorik ne de pratik anlamda hiçbir zaman ne ulusalcı olmuştur ne de faşizmin ilkelerine yaslanmışlardır.

MHP üzerinde yazılmış bir çok literatür okudum. Türkiye'nin batısında Kürtleri ve diğer kimlikleri dışlayan yapının MHP değil, sol olduğunu söyleyebiliriz.  Sağ düşünce, Kürtleri sosyolojik ve dini açıdan realite olarak kabul eder, fakat siyaseten var olmalarını hazmetmez. Sol düşünce ise hem sosyolojik hem de siyasi olarak inkara varan argümanlara sahiptir. CHP'nin yazmış olduğu tarihi “Doğu Raporları”nda  bunu görmek mümkündür. Türkiye'de ırk anlamında milliyetçilik/nasyonalizmin inşasının alt yapısını sağlayan CHP zihniyetidir.

Bu anlamıyla Türkiye'de sol ayrıştırıcı ve bölücüdür. Tarihsel olarak bu böyledir. Dini değer yargılarına yaslanan hiçbir fikir veya oluşum Türkiye'de  diğer etnik yapıları dışlayamaz. Çünkü Türk Toplumu bir imparatorluk bakiyesidir. Ülküsü ve hedefleri vardır; fakat bu ülkü ve hedefler, doğuştan –verili- kimlikler üzerinde değildir. Ziya Gökalp'ta, Erol Güngör'de ve Cemil Meriç'te bunu böyle görüyoruz. Irki çizgiden gelen Nihat Atsız ile Rahmetli Türkeş'in ideolojik olarak birbirlerinden nasıl ayrıştıklarını biliyoruz. Atsız, milliyetçiliği ırki faktörler üzerine inşa ederken, Türkeş ise ülkücülük üzerine inşa eder. Yani milliyetçiliği kültürel olarak görür.

Türkiye'de sağ tandanslı düşüncenin tarihsel birikimi iki çizgiden beslenmektedir. Bu çizgilerden birisi, batılı modernist çizgi,  diğeri ise geleneksel, İslami şahsiyetlerin etkisi altında şekillenerek gelişen örfi çizgidir. Bu çizgiler günümüzde şehirleşme, zenginleşme ve sekülerleşme ile birlikte anlam kaybına uğramaktadırlar. Örneğin Türklerin ve Kürtlerin tarihsel birlikteliğine baktığımızda Nurettin Zengi ile Selhattin Eyyübi'nin, Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi'nin ve Sultan Abdülhamit ile Bedirhan Beyi arasındaki ilişkiyi modernist milliyetçiler net olarak okuyamamaktadırlar. Bugün modernizmin tedrisatından geçen Kürtçü ve Türkçü aydınlar da bu olguya tümüyle  yabancıdırlar.

Gelelim yerel düzeyde Bingöl'de neler oluyor ?

Bingöl'de MHP, 40 yıl sonra yeniden Belediye Başkanlığı'nı almaya ciddi bir şekilde hazırlanıyor.

MHP, Bingöl Belediye Başkanlığını alırsa, “şaşırmayın” diyorum.

Bu dipten kaynayan suyun yüzeye çıkış hareketidir.

Ak Parti'nin kalesi sayılan Bingöl'de bugün farklı siyasi rüzgarlar esiyor. Ak Parti teşkilatı Bingöl'de halktan kopmuş durumdadır.

Vatandaşın bi'kes kaldığı, mevcut idari ve siyasi yapının çözüm üretemediği, siyaseten yeni arayışların başladığını görüyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın karizmatik kişiliği olmasa bugün Bingöl'de çok farklı rüzgarlar esiyor olacaktı.

Ayrıca ülke olarak siyasi, idari ve iktisadi alanda tarihsel bir dönemeçten geçiyoruz.

MHP‘nin Bingöl'deki varlığı hep dini karakter üzerinde vücud bulmuştur. Aslında  MHP'nin  doğuşu ve Anadolu'daki varlığı ırki etkenler üzerinde değil, dini etkenler üzerinde vücud bulmuştur.

Bu kavramsal ve tarihsel girizgahtan sonra Bingöl'deki yerel seçimlere geldiğimizde, Bingöl MHP İl Başkanı Nurettin Varol kendisi ile barışık, toplumla iç içe, halk tarafından sevilen ve sayılan birisi olarak vatandaşa dokunmasını bilen, teşkilatlarını toparlayan, toplumun her kesimine kucağını açan bir başkan olarak parlıyor.

MHP genç bir teşkilat yapısıyla Bingöl'de değişimin ve dönüşümün partisi olarak öne çıkıyor. Ayrıca, MHP Kadın Kolları faal bir şekilde Başkan Gülsüm Homan ekibiyle birlikte ev ev dolaştığını ve teşkilata taze kan taşıdığını görüyoruz.

Bugün Bingöl'de MHP'de taze bir heyecan vardır.

Rahmetli Hikmet Tekin'den sonra ilk defa ciddi anlamda belediye  başkanlığına soyunan bir MHP görüyoruz.

MHP Bingöl Belediye Başkan Adayı Sayın Mehmet Ziya Buyankara, ehil, liyakatlı, halk tarafından sevilen ve herkesin kapısını kolaylıkla çalabileceği bir şahsiyet olarak öne çıkıyor. Bu Bingöl siyasetine ve yerel hizmetlere katkı koyan bir durumdur. Hem toplumda ideolojik ayrışmaların azalmasına hem de hizmetlerin kalitesinin yükselmesine sebebiyet verecek derecede olumlu bir gelişmedir.

Bugüne değin Bingöl Belediye Başkanları ne yazık ki hep birer siyasi figür olarak ortaya çıktılar.

Hizmet ve şehirleşme olgusu penceresinden belediyeciliğe bakmadılar. İlk defa MHP bu minvalde politik bir duruş sergiliyor. Bu durum MHP'ye ciddi anlamda seçmen desteğinin sağlanacağının işareti olarak görülüyor.

Bingöl, gelecekte siyaseten çok şeylere  gebe.

Görelim Mevlam n'eyler. N'eylerse güzel eyler…

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37896)
29 Ocak 2019 Salı 08:47
Galiba haklısınız yılmaz bey öyle görünüyor
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37820)
28 Ocak 2019 Pazartesi 14:45
Kaleme yazık, her elde mürekkep damlatmıyor, Yılmaz bey, sizin kaleminizden mürekkep damlamıyor, işi ehline bırakın
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37744)
27 Ocak 2019 Pazar 21:46
Cumartesi günü gördük ön sezileriz de haklıymışsınız. Başarılar
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37735)
27 Ocak 2019 Pazar 16:46
bingol deil sanirsin yozgat
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37590)
24 Ocak 2019 Perşembe 17:32
doğrusu pes artık! mhp' nin islam diniyle hiç bir alakasi yoktur. Bu adam utanmadan yüce islami değerleri, ırkçı ve faşist bir parti tarafından savundğunu idaa ediyor.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37241)
21 Ocak 2019 Pazartesi 07:55
Cevdet, Yusuf, Berdibek ya da Bingöl kararını verecek Hoca Z.buyankara ile(hizmet)
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37239)
21 Ocak 2019 Pazartesi 07:53
Eğer ki, böyle bir durum olursa REİS mevcut siyasileri siler ve Bingöl rahat nefes alır. Önü açılır.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37224)
20 Ocak 2019 Pazar 23:25
Zazaların niye partisi yok?..Bir Tuncelili olarak bu yazıları okuyunca üzülüyorum..Biz neden dilimize ve etnik yapımıza hizmet etmiyoruz..?..Sanki aklımızı başkaları kullanıyor ve biz aklımızı satmışız..Zaza dilinin kaybolup gitmesine gerçekten üzülmüyor musunuz? Dil; aidiyettir ,kimliktir. Hazar denizinin kıyısındaki şehirleri dolaştım. Orada yaşayan Talişler, Tatlar,Gilekiler bizim Zaza diline çok yakın bir dil konuşuyorlar,Rahat anlaştık..Lenkeren şehri
Reşt şehri,Rutbar, şiya kali dolaştım..Ko mor (yılan dağını) dolaştım..Zaza dilini siyasete kurban etmeyelim.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37198)
20 Ocak 2019 Pazar 09:13
Zaza bozkurtlar geliyor
Misafir Kullanıcı (@Misafir_37170)
19 Ocak 2019 Cumartesi 14:17
Nasil yaza biliyor irkci bir partiyi nasil bi izah gerekiyor bu adama varligin ustun turk irkina armagan olsun turkler ulu turkler caliskan.turksen övun deilsen itaat et..
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın