Fiziksel ve düşünsel revizyon ihtiyacımız…

 Aşırı sıcaklar eşliğinde geride bıraktığımız Ramazan ayında kaleme dokunamamanın sancısını hissetsem de, huzurlu bir ay geçirmenin mutluluğunu da iliklerime kadar hissettiğimi vurgulamak isterim.

Oruç da bitti, Bayram da. Artık kaleme sarılmanın, yüreğimizde birikenleri satırlara dökmenin vakti gelmiştir.

Öncelikle halkın sıkça ilettiği şikâyet ve talepleri aktarmakta yarar görüyorum.

ÜSTYAPI VE İŞGALLER…

Aylardır hemen herkes, Bingöl Belediyesi'nin üstyapı işine yoğunlaşması, kazma vurulmayan mahallelerde çalışma başlatılması, kazma vurulan yerlerdeki eksikliklerin de tamamlanması temennisini dile getiriyor. Öncelikle, vatandaşın haklı olduğunun altını çizelim.

Verdiği oyun karşılığında hizmet bekleyen Bingöl halkı, bu meşru talebinin yerine getirilmesini istiyor. Ama sert, ama makul… Bu konuyu tartışmak yersiz olur. Dedim ya, vatandaş haklıdır!

Resmi bazı sıkıntılar bulunsa da 15 milyon liralık kredinin onaylanması bayram sonrası işlerin yeniden başlayacağının işaretçisi oldu. İşler yeniden yoğunlaşacak ama kamuoyunun şikâyetlerine kulak verilerek bazı yanlışların da düzeltilmesi lazım… Burada asıl sorumluluk, yüklenici firmaya ve özellikle de Belediyenin denetim mekanizmalarına düşmektedir.

Birçok vatandaştan şu şikâyeti alıyorum; “Kullanılan kilitli parke taşları sağlam değil, ince taşları yollara döşüyorlar, alt zemini iyice sıkıştırmıyorlar, bu da ileride çökmelere sebep olacak… vs.”

Kaldırım bölgelerindeki bahçe duvarı engellerine de müdahale edilmeli. “Vatandaş yola mı terk eder, yoksa belediye ile farklı bir uzlaşıya mı girerler?” bilemiyorum ama kaldırımların kesinlikle standardına uygun şekilde yapılması şehrin geleceği açısından son derece önemli.

Ve gelelim, bir yılda toprak olup giden asfalt konusuna…

Bingöl Belediyesi, bu kez farklı bir yol izlemeli. Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü ile bir protokol yaparak kontrol ekibini belediye personellerinden değil, kesinlikle Karayolları personellerinden oluşturmalı. Belediyenin kontrol mekanizmasını oluşturan kişilerin bu işi hakkıyla yürütemediğini, yoların haline bakarak söyleyebiliriz. Kişilik olarak iyi insanlar olabilirler fakat işi iyi kontrol edemedikleri aşikârdır. Düşünün ki, dökülen sıcak asfalt, kışın ortasında dökülen soğuk asfalt kadar sağlam değil! Burada mesele iyi niyet ölçüsü değil, şehrin geleceğidir! İlgili firma da, kontrol elamanları da işini iyi yapmak zorundadır.

Bingöl Halkı, Sayın Belediye Başkanı Yücel Barakazi'den üç önemli işi başarmasını istiyor.

1- Altyapının eksikliklerini giderip üstyapıyı sağlıklı bir şekilde tamamladıktan sonra su sorununu da çözerek şehri rahatlatması,

2- Kaldırım işgalleri ve kaçak büfeler konusunda köklü çözüm getirip hem şehre yepyeni bir kültür kazandırması, hem de belediyenin varlığını hissettirmesi,

3- Çöp sorununa çözüm üretip temiz bir çevre bilincini yeşertip, akabinde yeşillendirme ve çiçeklendirme faaliyetlerine ağırlık vermesi.

Birinci maddeyle ilgili önemli oranda yol kat edildi. Sıra ikinci maddede, yani kaldırım işgali ve süper markete dönüşen büfelerde!

Bir süre önce başlayan kaldırım işgali yasağı uygulamasında yavaşlama hissedilse de acilen bu konunun üzerine gidilmeli. Yedek zabıtalar göreve başladı. Artık daha güçlü ekiplerle önce uyarı, sonra cezai işlem, son olarak ruhsat iptaline kadar bu iş gitmeli. Elbette esnafımız para kazanmalı. Kimsenin ekmeğinin elinden alınmasını isteyecek değiliz ama birleri para kazanacak diye şehrin bu sıkıntıyı yaşaması kabul edilemez. Bu şehrin en kronik sorunu haline gelen kaldırım işgaline son vermedikçe modernleşme yolunda atılan adımlar yok sayılır.

Büfeler konusunda da aynı kararlılık gösterilmeli. Büfeler; belli ürünler ve belediye tarafından üretilen ekmeğin satış noktası olarak verildi. Belediye ekmeğini satan yok. Hepsi birer süper markete dönüştü. ‘Nasıl olsa kimse bir şey demiyor' mantığıyla her gün biraz daha ekleme yapılarak büfe statüsünden market statüsüne geçiş sağlandı. Bu insanlarla bir araya gelip, gerekli kanuni hatırlatmalar yapılarak çözüm bulunmalı. Ekmek teknelerinin yıkılmasını elbette istemeyiz ama bu başıboşluğun da önüne geçilmeli artık. “İdareye baş kaldıranların büfe verilerek susturulduğu” kanısı tüm kamuoyunda yaygın. Bu algının da ortadan kaldırılması lazım.

Ayrıca bu işe bir standart getirilmeli. Büyükşehirlerde taksi durakları, büfeler vs… hepsi tek tip proje ile revize ediliyor. Bingöl'de de bu uygulamaya geçilmesi faydalı olur. Büfelerin standardı belirlenip ilgili işletmeciye bu projeler uygulatılabilir. Bu sayede hem belediye büfeleri tek tip olacak, hem de standardın dışına çıkılamayacak. Klasik büfeler olduğu sürece işletmecilerin yaşadığı “kenardan biraz daha uzatırım” mantığı devam edecek.

BAYRAM PAZARI…

Bayram arifesinde çarşıdaki manzara hepimizin malumudur. Hemen herkesin dilinde “Pakistan'dayız, Hindistan'dayız… vs.” cümleler vardı. Genç Caddesi, yayalara geçiş hakkı tanımayan yolara dönüşmüştü. Bir şehir açısından çok da şık olmayan bu manzaraya da çözüm üretilmeli. En azından Kurban Bayramı'nda bu sorun tekrarlanmamalı.

Çeşitli alternatifler olabilir ama aklın yolu birdir. Sanat Sokak ve Hükümet Konağı'nın önündeki meydan bu alanda değerlendirilebilir. Saat 17.00'dan gece yarısına kadar bu alan bayram pazarı olarak kullanılabilir. Yol ve kaldırımlarda tezgâh açılmasına müsaade edilmeden, bu alanda da çok cüzi kiralar da alarak bir düzen sağlanabilir. Hem çarşı Pazar görüntü kirliliğinden kurtulacak, hem de belediye ücretli yer tahsisi yaparak pazarcılar arasındaki kavga gürültüyü önleyecek.

RUHSATSIZ İŞYERLERİ…

Bingöl Belediyesi, kurulacak yeni bir ekiple tüm çarşı pazarı denetimden geçirip ruhsatsız işyerlerini tespit etmeli. Bir aylık zaman tanınarak ruhsat alınması istenip, bu süre sonunda yeniden kontrollerini yaparak işlemlerini tamamlayan işletmeleri mühürlemeli.

“Bu kadar da katı olunmamalı!” denilebilir ama bence olunmalı. Vergisini veren, sigorta yatıran, kira ödeyen, personel çalıştıran esnafla bunları yapmayanlar arsındaki adaletsizlik ortadan kaldırılmalı. Bu sayede, her önüne gelen dilediği yerde işyeri açamamalı. Dünyanın birçok yerinde, paranız olsa da devletin koyduğu kuralları yerine getirmediğiniz taktirde işyeri açamıyorsunuz. Neden burada da böyle olmasın?

Özetle, artık belediyenin varlığı hissedilmeli, her dileyen dilediği yerde başına buyruk iş yapamamalı bu şehirde. Bir düzen olmalı. Bu konuda belediye yönetimi de, personeli de gerekli düşünsel revizyona başlamalı.

Unutmadan not olarak aktarmalıyım ki, halk otobüslerine ve cami tuvaletine yapılan zamla ilgili de ciddi tepkiler var. Yakıt fiyatlarına yapılan zam, çevre illerdeki taşıma ücretinden daha az bir ücretle taşıma yapıldığı belirtilse de bu konuda kamuoyunun tatmin edilmesi lazım.

Ayrıca sudan başka gideri olmayan cami tuvaletlerine zam yapılması da manidar. Bu hususta da ilgili makamların zammı gözden geçirmesinde yarar görüyorum.

Yazacak birçok sorun var. Ama daha fazla yazıyı uzatıp siz okurları sıkmamak adına şimdilik noktayı koyuyorum.

Ama kısa bir süre sonra yeniden karşınızda olmayı ümit ederek, şimdilik hoşça kalın…