KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
06 Kasım 2024 Çarşamba
°C
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

Hakaretle mi kazanacağız?

13 OCAK 2022 PERŞEMBE 16:43
37
6922
14
AA aa

Okumayan, okuduğunu anlamayan, küfrü eleştiri diye nitelendiren, kimseyi beğenmeyen, sosyal, kültürel, ekonomik ya da siyasal alanda herkese sövmeyi maharet sanan ve üslup adabını yerle yeksan eden bir zümrenin sosyal medyadaki varlığının acı sancısını derinden hissettiğimiz bir dönemi yaşıyoruz maalesef.

Bu zümrenin varlığı, hiç şüphesiz toplum adına düşünen ya da yorumlayan bireyleri ziyadesiyle ürkütüyor. Çünkü yazılanların içeriğini ya da olayları değil, yazanın ya da söyleyenin kimliğini veya kişiliğini hedef alma alışkanlığı öne çıkıyor.

Neden mi?

Sosyal medyaya göz atarken sevgili Musa Apuhan'ın “Üç kişinin itibar etmediği adamın, 30 yıldır Bingöl halkının gönlüne taht kuran siyasetçi için ‘halkta karşılığı yok' diyerek eleştirmesi komik” sözünün altına yapılan yorumlara bakınca olayın sosyolojik derinliği ve aslında verilmek istenen mesaj yerine üç kişinin itibar etmediği kişi ile 30 yıllık siyasetçinin kim olduğunun merak edildiğini görüyoruz.

İşte olay tam da burada kopuyor ve birçoğumuzun mustarip olduğu tabloya bürünüyor!

Sosyal medyada her konuya söyleyecek sözü bulunan ve en kaba tabiriyle “herbokolog” kimliğine bürünmüş, cehaletin heykeli niteliğini taşıyan kitlenin olayları yanlış yorumlamalarıyla alevlenen tartışmalar artık mide bulandıracak hâl almış vaziyette.

Musa Bey'in dediğinden yola çıkarsak, daha etrafında kabul görmemiş, sözüne itibar edilmeyen kimseler memleketin siyasetinde rol çalıyor, siyaset kurumlarına nota veriyor! ‘Çok biliyorsan sen siyasete gir' dediğinde bakışları yön değiştirenler ne acıdır ki, ‘benim hakkımda bir şey demesin' düşüncesine sahip siyasetçilerin verdiği primle memleketin hamisi kesiliyorlar!

Sabah bir muhalefet parti liderinin TV programındaki konuşmalarını dinledim. Parti genel başkanı kendince ülkenin durumunu özetliyor, yapılan hatalar zincirini sıralıyor ve olması gerekenleri aktarıyor. Canlı yayının hemen altında yapılan yorumlara bakınca insan utanıyor! Adamın söylediklerinin aksini iddia edecek, tezini çürütecek tek bir kimse yok! İktidar yanlıları etmedik küfür, hakaret bırakmıyor! Malum, memlekette en kolay yafta “Fetöcü”lük ya… Bunu da eklemekten geri durmadılar! İbretle izledim, hayretle okudum ve sonuç tablosuna ziyadesiyle üzüldüm.

Bir toplum bu kadar ayrıştırılamaz!

Bünyamin Bayram hocamın son yazısında dediği üzere, kimse mahallesine toz kondurmuyor, sorgulamıyor, yargılamıyor, gerektiğinde cezalandırmıyor. Lider ne söylerse ona inanıyor, onu tatbik ediyor. İster iktidar olsun, isterse muhalefet…!

Ekonomi alaşağı olmuş, toplum bundan rahatsız ve tepkisini dile getiriyor! İktidar cenahı ise buna karşılık tepkilerini paylaşanları vatan haini olmakla itham ediyor. Bir de ellerinde broşürle kapı kapı dolaşıp yeni ekonomi modelini anlatmaya çalışmaları da tam bir komedi! Çünkü daha kendileri bu modelin içeriğini bilmiyorlar. Ama ne yapıyorlar? Broşür dağıtıp fotoğraf paylaşıyorlar. Amaç ne? Teşkilat başkanlığına “Bakın, çalışıyoruz!” mesajı vermek!

Peki, bu broşürleri dağıttıktan sonra toplumun yüzde kaçı bu modelin içeriğini anladı ya da tepkileri dindi? Var mı bu yönde somut bir istatistik? Sanmıyorum!

İşte tribünlere oynamakla yürütülen ve toplumu ikna edici ya da bilgilendirici içerikten uzak bu siyaset, bugün iktidarın geldiği noktanın en hazin öyküsüdür.

Bingöl toplumunun önemli bir kesiminin “Erdoğan Sevgisi” inkâr edilemez. Bunun semeresi ile varlık sürdürülüyor. Aksi halde iş, teşkilatın anlattıklarına kalsa iki güne dükkân kapanır!

Bir de geçmişte kendileriyle birlikte yol yürüyen ancak gelinen noktada farklı adreslerde siyaset yapma gereği duyan insanları karalama alışkanlığı var. Kimse bu insanların neden gemiyi terk ettiğini düşünmüyor, sorgulamıyor! Yolunu ayırmışsa haindir, kötüdür, güvenilmezdir, iş bilmezdir.

Şunu iyi anlıyoruz ki; iyi yapılan her şeyi Erdoğan yapmış. Kötüleri ise gemiyi terk edenler ya da alt kadrolar. Erdoğan'ın hata yaptığına ihtimal dahi vermiyorlar, veren olursa da hakareti saydırıyorlar! Çünkü lidere yönelik eleştiri günahtır onlar için. Allah muhafaza çarpılırlar filan…

Muhalefetin de aşağı kalır yanı yok!

Geçmişte bir şekilde iktidarı destekleyen ancak kötü gidişatı kabullenmeyip hataları dile getirenlere, öteden beri kendine muhalif kimliği yakıştıranlar tarafından “Hayırdır? Ne oldu? Yoksa sizde mi?” denilebiliyor!

Yanlışı söylemeyi kendi özü sanan, muhalefet olmayı kendinden başkasına yakıştırmayan ve son dönemlerdeki gidişatı eleştirenlere ‘doğru yolu buldunuz sonunda' diyebilecek kibir abidelerini de ayrı tutuyorum.

Sosyal medyada birkaç iktidar karşıtı söz yazmakla kendine muhalif kimliği kazandırmaya çalışan, savunduğu değerlerin derinliğini bilmeyen, iktidarı eleştirmek için kötüyü savunmayı makul sayan ve insanların fikirlerine saygı duymayı beceremeyen mahlûkatlar da cabası..!

Siyaseten ayrıştık, kutuplaştık! Kendi gibi düşünmeyenleri düşmanlaştıran, yok sayan, hakaret eden, lanet okuyan bir varlığa dönüştük. Dinlemeyi bilmiyor, dinlediğimizi anlamıyor, anladığımızı yorumlayamıyoruz!

Peki, herkes mi kötü?

Değil elbette.

Eleştirilerini takdir ettiğim, beğenerek dinlediğim ya da okuduğum çok kalender insanlar da var. Üslubu kişinin kimliğidir diyoruz ya, gerçekten kişiliği olgunlaşmış, sövmeden de eleştirebilen nadide kimseler de bulunuyor. Bu insanlarla sohbet etmek, olayları irdelemek hem keyif veriyor, hem de bilgi açısından yeni kazanımlar sağlıyor.

Lakin sosyal medya penceresini açınca ruhsal travmanın eşiğine geliyoruz. Tam bir kaos ortamı! Bir birine hakaret edenlerin paylaşımlarından bilgi edineceğimiz konuları göremez oluyoruz.

Bingöl'de bir siyasetçi bir konuyla ilgili görüşünü paylaşıyor ya da haber yapılıyor, altına alakasız bir yığın yorum yapılıyor. Sen böylesin, senin yakının bunu yaptı, senin köylün bunu etti diyerek saydırıyoruz. Neden konuya değil de kişiye odaklıyız?

Ne söylemiş? Söyledikleri doğru mu, yanlış mı? Bu söylemlerin memlekete kazanımı ya da zararı nedir? Bol keseden sallamak kolay ya..!

Bireysel beklentilerinin karşılık bulmaması sonucunda toplum mühendisliği yapıp adalet dağıttığını ya da adaletsizliğe karşı olduğunu iddia edenler de bilsinler ki, fazlasıyla sırıtıyor!

Özetle; bir konuyla ilgili insanları yermeden, kişiliklerine sövmeden de eleştirimizi yapabiliriz. Kişiye değil, söylenenleri değerlendirip yorumladığımızda doğru yola ulaşacağız. Birine bir şey söylerken dönüp kendimize de baksak fena mı olur?

Kendisini sosyal medya filozofu sananlara, hakaret edip mide bulandıranlara, kendisi gibi düşünmeyenlere dahi kötü söz söylemekten hayâ etmeyenlere imtiyaz tanındığı sürece bu toplum gelişemez!

Vicdanını, merhamet ve hoşgörü duygularını ayrıştırıcı siyasetin gölgesinde bırakmayanlara selam olsun!

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88553)
15 Ocak 2022 Cumartesi 14:54
Allah razı olsun kalemine fikrine ve düşüncene sağlık ...hislerimize ve düşüncelerimize tercüman oldunuz maalesef öyle durumlar yarabbim tez zamanda her şeyi doğruyu görmeyi nasip etsin halkımza...
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88545)
14 Ocak 2022 Cuma 23:03
Hakim bey sizi kişi olarak az çok tanıyoruz, yazılarınız güzel ve yerinde, kimilerine görede yanlış ve anlamsızda olabilir. Düşünce olarak önce toplumun ahlaklı ve kişiye saygılı bir yapıda olması lazım. Hakkaniyet ile doğruluğun herkesçe bilinerek kişiye aşındırılması lazım.iyilik yapın ,herkesi mutlu etmeye çalışın, hakkaniyetli,doğru ve dürüst insanların var olduğunu gösterin, bu şekilde olursa hayat güzel ve gelecek emin ellerde olur.. saygılar bingöllü olmakta güzel ve gurur vericidir..
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88542)
14 Ocak 2022 Cuma 22:37
Oyumuz akpartinindir ortaligi karistirmayin
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88534)
14 Ocak 2022 Cuma 14:10
Hakim bey güzel bir konuyu ele almışsınız. kalemine ve yüreğine sağlık.Bugün siyayette rol alan insanların dünü ve bugününü değerlendirdiğimizde nereden nereye geldiğimizi daha iyi analiz edebiliriz.Dürüstlük,ilkelilik ve adaletli olmayla toplumun karşışına çıkanların zamanla bu saydığımız özelliklerden nasıl koptuklarını hep birlikte gözlemliyoruz.Parti yönetimlerine,Belediye ve İl genel Meclis Üyeliklerine eskiden her kesimden ve toplumda belli saygınlığı olanlardan oluşturulurdu. Şimdilerde sesi çok çıkmayan ,itaat eden ve sadece verilen talimatlarla hareket eden bir yapı oluşturuldu.......
Kamuya ve Belediyelere alınanlara bakılırsa sadece mevcut siyasilerin yakınları dışında bir alımın olmadığı, Kamudaki doğrudan teminlerin direk siyasilere ve onların yakınları dışında kimseye gitmediğini görmekteyiz. Her ne kadar farklı dosyalar kullanılsa da asıl işin sahiplerini bilmeyen yok gibi. son alımlarda nasıl bir adaletsizlik olduğunu,konu sosyal medya ya ve mahkemeye taşınmasına rağmen siyasi erkten en ufak bir açıklama yapılmamıştır. Bugün toplumun siyasi kesimlerden beklentisi her kes için adalet olgusudur. Kamu da son dönemlerde yapılan değişikliklerde bunun cabası.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88528)
14 Ocak 2022 Cuma 10:54
Körü körüne inanmışlık, adanmışlık.. bence bu bir psikolojik hastalık veyahut akıl ve zeka seviyesinin çok düşük olduğunu gösterir. Bir sefer düşünün her hizip diyor ki en iyisi biziz, bizim dışımızdakiler ise mutlaka kötüdür ve daha büyük yanılsama da budur ; Karşıt gruptakilerin hepsini bir çuvala koymak.. Halbuki bu gerçekçi değil, karşıt grup ideolojik olarak kötü olsa dahi grubun tümünü aynı kefeye koymak ne bilimle ne de akıl-vicdan ile bağdaşabilir. İnsan bir sefer saygılı ve ahlaklı olmasını bilmeli, önce insanı insan yapan değerler olmalıdır.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88527)
14 Ocak 2022 Cuma 10:47
Bünyamin Bayram hocamın son yazısında dediği üzere, kimse mahallesine toz kondurmuyor, sorgulamıyor, yargılamıyor, gerektiğinde cezalandırmıyor. Lider ne söylerse ona inanıyor, onu tatbik ediyor. İster iktidar olsun, isterse muhalefet...!
Bu tez Türkiye halklarının acı bir gerçeğini ortaya koyuyor. Buna körü körüne bağımlılık deniliyor, kimisi inanç-ideolojik olarak kimisi de şahsi veya grupsal çıkarı için bu mutlak bağımlılık hastalığına yakalanmış. ama genel olarak tüm kitlelerde bu psikolojik hastalık mevcuttur. Allah ıslah etsin hepimizi..
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88523)
14 Ocak 2022 Cuma 09:07
Sayın Bayraktar! Bence siz Cevdet Yılmaz'ı eleştiremediğiniz için Erdoğan'ı eleştiriyorsunuz. Oysa Erdoğan tek başına maddi ve manevi mücadele veriyor. Bir şeyler yapmak isteyen elbette hata da yapar. Suya sabuna dokunmayanlar gezi olaylarında tırsan insanlar misalidir. Erdoğan'dan daha iyisini bulun, hemen Erdoğanı devirelim. Yoksa kaş yapayım derken göz çıkarmak basiretsiz, ferasetsiz insanların işidir. Sultan A. Hamid'i, Özal'ı v.b. devirdik başımıza nelerin geldiğini gördük. Aynı delikten daha kaç sefer ısırılacağız. İnsaf! Lütfen insaf!
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88514)
13 Ocak 2022 Perşembe 21:33
Hakim bey maalesef bahsettiğiniz konular toplumsal yaralaramazdır öncelikle bingöl halkı eğitime kültüre sanata bilime önem vermelidir bunun gerçekleşmesi için her aile büyüğü elini taşın altına atıp geleceğimiz olan çocuklarına öncülük edip dinini dilini inancını örf adet geleneklerini doğru bir perspektifte öğretip vatana devlete bayrağa millete sahiplenmiş hayırlı bir nesilin yetişmesinde emek fedakarlık yapıp büyütüp aydın bilgili birikimli donanımlı eğitimli toplumlar sıralamasına girmelerine katkıda bulunurlar okuyanlar sorgular eleştirir ancak bu şekilde doğru yolu bulabiliriz
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88513)
13 Ocak 2022 Perşembe 21:17
Hakim bey her eleştirinin bir boyutu her şeyin bir kültürü adabı uslubü vardır hangi konu ne hakkında olursa olsun adaletten eşitlikten haktan doğruluktan dürüstlükten yana sevgi saygı çerçevesinde tarafsız argo hakaret içermeyen medeni çağdaş uygar bir düşünce yaklaşımı içerisinde düzgün cümleler sarfetmek kişinin en doğal hakkıdır demokrasi özgürlük insan hakları düşünce özgürlüğüde bunu gerektirir yanlışlar eksikler hatalar konuşulmadan seviyeli bir çerçevede tartışılmadan çözüm yolunda bir adım bile atamazsın toplum olarak önceliğimiz bu olmalı inanın eleştirimizdeki amaç budur
Misafir Kullanıcı (@Misafir_88512)
13 Ocak 2022 Perşembe 19:43
Hakim bey tabiki eleştirinin saygı sevgi çerçevesi dışında hakaret argo kelimeler sarfedilerek siyasi parti isimleri siyasetçi ad soyadları kullanılıp konuşulup yazılması hem hukuki hem yasal hemde insani açıdan kişiye zarar verir dolayısı ile düşünce özgürlüğü demokrasinin olması kişiye küfür hakaret etmesi yetkisi vermez buraya kadar hem fikiriz asıl sorun siyaset ve ticaretin bölgecilik adamcılık aşiretçilik zihniyeti ile bingölün bazı aileleri tarafından uzun bir süredir ezici üstünlükle ele geçirilmesidir halk artık sürekli aynı aile aşiret bölge adamlarını görmekten rahatsızlar
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın