KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
19 Mart 2024 Salı
4 °C Yağmur
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

HASTALIK MI GÜÇLÜ? TOPLUM MU BİLİNÇSİZ?

22 AĞUSTOS 2021 PAZAR 18:00
45
5619
11
AA aa

Son dönemlerde artan Covid-19 vakalarına karşı yürütülen hummalı aşı çalışmaları hiç şüphesiz takdirle karşılanıyor! Ancak bu mücadele karşısında vaka sayılarındaki artışın tırmanışını sürdürmesi gösteriyor ki, aşıdan kaçanların yoğunluğundan öte daha büyük bir sorunumuz var!

Aşıdan kaçanların bir kısmının ana mazeretlerinden biri de “Aşı korumuyorsa ne diye olayım?” şeklindedir.

Oysa uzmanlar da ısrarla vurguluyor;

“Aşı, kişiyi hastalığa karşı korumaz! Bireyin hastalığa karşı bağışıklığını güçlendirip hastalandığında süreci hafif atlatmasını destekler” diye..!

Yine de “Aşının içinde ne olduğu belli değil, 1-2 yıl sonra olumsuz bir etki göstermeyeceğinin garantisi var mı? Madem aşıda sorun yok, niye evrak imzalatıyorlar!” diye de bir yığın cevap aranan soru da çabası..!

Ancak tüm bu soruların kısa yanıtı şu; “Maske, mesafe ve hijyen hastalıktan korur, aşı ise hastalığa karşı bağışıklığı arttırarak yakalansak bile hafif atlatmamızı sağlar.”

Burada aşı olmanın öneminden ziyade daha önemli bir soruna dikkat çekmek istiyorum.

Nedir daha önemli olan?

TOPLUMUN BİLİNÇ DÜZEYİ..!

Normal şartlarda böylesi bir salgında altın değerindeki “Maske-Mesafe-Hijyen” kuralına sımsıkı sarılmak gerekiyor! Ama görülen tabloya bakılınca özellikle son iki aydır bu kurallardan olabildiğince uzaklaştık.

Peki, toplum olarak ne yapıyoruz?

- Toplu ulaşım araçlarında ya da toplu kullanım alanlarında maske takmıyoruz!

- Tokalaşma ve sarılma gibi samimiyet ya da sevgi-muhabbet gösterişlerine devam ediyoruz!

- Hastalığı kendimize konduramıyor, belirtilere rağmen kendimizi izole etmek yerine “Ceryanda kaldım, soğuk su içtim ondandır” gibi bahanelere sarılıp normal yaşantımıza devam edip hastalığı yayıyoruz! Ta ki, belirtiler artıp yatağa düşene kadar..!

- Temaslı olmamıza rağmen, sırf 14 günlük karantinaya girmemek için bunu gizliyoruz! Aynı evin içinde olup temasını gizleyen binlerce insan var! Bu karantina korkusu, hastalığı taşıyıp inkar edenlerin de başlıca “gizleme” sebebidir!

- Taziyelerde ve özellikle düğünlerde maske-mesafe kuralını hatırlayan bile olmuyor. Hatta hasta olup buralarda boy gösterenler de oldukça fazla. Sorunca da “Uzakta duruyorum” diye savunmaya geçiliyor!

- Sırf karantinaya girmemek için belirtilere rağmen test vermiyor, hastalığımızı rutin bir rahatsızlık kabul edip toplum içinde bu virüsü yaymanın vicdani sorumluluğunu gözardı ediyoruz!

- Mevzu başkası olduğunda kızıyor ve uyarıları sıralıyoruz ama mevzu kendimiz olunca hemen gizleme, örtbas etme yoluna başvuruyoruz.

Hastalığın yayılmasıyla ilgili sorunları sıralamaya kalksak sayfalar yetmez! Ama insan kabullenemiyor! Bazen tahammül sınırlarını zorlayan hadiselere tanıklık etmek ya da tanıklarından dinlemek, şahsen ruhuma bir karabasan misali çöküyor!

Ailesi hastalığa yakalanıp karantinada olan ve temaslı olmasına rağmen düğüne gidip yüzlerce insanla yakın temasta bulunmak ne kadar doğru ve ahlaki?

Temasını gizliyor, belirti yok bahanesiyle düğüne gidiyor ve sonrasında test sonucu POZİTİF çıkıyor!

Bir düğünde en az 50 kişinin bu virüsü kaptığını düşünsenize! Her gün onlarca düğün yapılıyor bu şehirde! Varın sonucu siz düşünün! Üstelik, o virüsü kapanların bulaştırdığı kitleyi de hesaba karmıyorum bile…!

Bu yaklaşım ve zihniyetle nasıl yenebiliriz bu illeti?

Aşı konusunda kimseye zoraki bir uygulama olmaz, olmamalı..! Kişi, ikna edilip kendi rızasıyla gidip aşısını yaptırmalı. Bu hususta aşı olmamakta ısrar edenleri ikna etmek, ilgili kurum ve kuruluşların görevidir!

Ancak gördüğüm bir diğer husus, aşı tavsiyesinde bulunanlar aşı karşıtları karşısında daha pasif kalıyor!

Virüs nasıl etkiliyse, aşı karşıtlarının propagandaları da o denli etkili..! Bilim, en etkili mücadelenin ve çıkış yolunun aşı olduğunu söylüyor! Ben, bilime inanıyor ve toplumun hastalığa karşı aşıyla direnç kazanması gerektiğini düşünerek herkese aşı olmayı tavsiye ediyorum! Olmayanların da kararına saygı duyuyor ama yine de kararlarını gözden geçirmelerini istiyorum.

Bakın, sağlık camiası  teyakkuzda! Sağlık Müdürü, başhekimler, hastane müdürleri başta olmak üzere tüm sağlıkçılar seferber olmuş durumda. Köy köy, kapı kapı dolaşıp aşı yaptırıyorlar. Neden? Aşı yaptırıp insanları olası hastalığa karşı hazır duruma getirmek için. Ama bunca emek ve çabayı duyarsızlığımızla, bilinçsiz tutumlarımızla heba ediyoruz!

Aslında bu aşı timleri köyler gibi şehir ve ilçe merkezlerinde de oluşturulmalı! “Edemiyorum” diyenlerin bahanesi de bu vesileyle ortadan kalmış olur!

Özetle; tüm bu çabalara rağmen onlarca insanın hayatına mal olan bu hastalığı devlet eliyle yenemeyeceğimiz aşikâr! Devlet yasak getirse de, aşıya dair bir zorlama metodu uygulasa da sonuç pek de değişmeyecek!

Bu hastalığın yayılma hızını düşürecek ve bizleri bu illetten kurtaracak olan toplumsal bilincimizdir!

Şayet halen hastalığı bilerek yada bilmeyerek yayıyorsak, tedbir almıyor ve kuralları hiçe sayıyorsak, bu tablo gösteriyor ki, bilinç düzeyimiz düşüktür!

Bu düzeyde kalmaya devam ettiğimiz sürece hastalığı yayılmaya, hastalık dolayısıyla yakınlarımızı kaybetmeye ve çevremizdeki insanların vebalini almaya devam edeceğiz!

Bir kez daha vurgulamak istiyorum; bu hastalığı devlet değil, toplum olarak bizler bilinçli ve duyarlı davranarak yenebiliriz!

Lütfen maske-mesafe ve hijyen kurallarına riayet edip, aşımızı olalım!

Ve son olarak; kendimizi sorgulayalım! Gerçekten ne kadar bilinçliyiz? Toplum sağlığını kendi menfaatlerimizden üstün tutuyor muyuz? Başkasının sağlığını da kendi sağlığımız kadar kıymetli görüyor muyuz? Tüm soruların cevabı EVET ise o zaman buyurun! Hastalık mı güçlü, yoksa toplum bilinci mi, görelim..!

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Bngl (@Misafir_84999)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 18:19
Aşılama oranı u in üzerinde ülkede 36 il var. Diğer iller nerdeyese ' seviyesinde. Bu aşılama oranına rağmen, aşı öncesine bakın ölüm sayıları hep aynı. Neden değişiklik olmuyor. Ölü oranı demiyorum bakın ölen sayısı diyorum. Bence bilinçten önce sorgulamanız gereken biraz matematiktir. Aşı kötüdür demiyorum. Klasik halkı suçla kurtul, anlayışına sığınmayın. İki kelam da eleştirel yazın. Düz bakmayın her şeye, vesselam.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84997)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 15:05
Lütfen herkes şu kitabı okusun:Tüfek Mikrop Çelik.Aşının ne kadar önemli olduğunu insanoğlunun geçmiş deneyimlerinden daha iyi anlarsınız.Bu yüzyılda bu kadar cehalet yeter artık.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84996)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 15:00
temaslı olup dısarıda gezen bir cok insan var hiçmi düşünmüyorlar kronik rahatsızlıgı olan insanları günahtır vebaldir
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84995)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 14:59
kaleminize sağlık hakim bey insanlar biraz dikkatli olup bilinçli davransa buralara kadar ilerlemezdi
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84992)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 10:48
insanların temaslı olmalarını gizlemesinden bahsetmişsiniz ancak eviçine sadece temas yazılıyor.. ev dışından biriyle temasınız olmuşsa filyasyon ekibi bunu kabul etmiyor.. ikincisi hasta olup bunu gizleyerek toplum içine dahil olanların yaptıkları ahlaki mesele.. kişinin test vermese bile hiç değilse evde bir kaç gün beklemesi iyi olacaktır.. aşı konusuna gelince de aşının koruyuculuğunun düştüğünü (yeni varyantlara karşı) aşının üreticisi bile kabul ediyor.. örneğin israilin 2 doz aşı yaptığını ve normal hayata geçtiğini okumuştuk gazetelerde ama bugün 3. doz tartışılıyor.. aşı korumuyor
Pervasız (@Misafir_84991)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 10:44
Detaylarıyla beraber sorunu ortaya koydunuz. Mesele bundan ibarettir... Evet en büyük sorun sorumsuzluktur...
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84985)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 00:37
Aşı yaptirdiklarinda bizlere herhangi bir olumsuz yan etkiye karsi ilerde davaci olmayalim diye evrak imzalatiliyor. Ayrica aşının faydali mi zararli mi oldugunu da ilerleyen zamanlarda gorecegiz deniliyor. Kisacasi hepimiz Kobayız, denekiz. Kardesim ben dunya egemenlerinin cikarttigi bu aşılara bu şartlarda guvenemem. Bari turkovac bir an once ciksin da zarar goreceksem turkovacdan goreyim daha iyi.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84984)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 00:34
Hakim bey Allah askina siz kimyager misiniz, arastirmaci bir saglik profu musunuz? Bakin aşı yaptirdigimiza dair bize evrak imzalatiyorlar. Allah askina hic o evraki okudunuz mu, orada bakin ne yaziyor ben size kisaca anlatayim. Diyor ki mealen!; Bu aşı ilerleyen zamanlarda size fayda da saglayabilir zarar da verebilir ama ilerde olusabilecek sorunlar icin aşıyı ureten firmamiz sorumlu degildir. Şimdi dunyanin nufusu zaten cok artmis artik su bile yetmiyor, tarim hayvancilik bile bu kadar insana yetmiyor. bir corona virusu cikiyor orata ve ne oldugu kesin olmayan bir aşıyı olun diyorsunuz.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84983)
23 Ağustos 2021 Pazartesi 00:07
Sen bilinçli misin acaba merak ettim
Misafir Kullanıcı (@Misafir_84980)
22 Ağustos 2021 Pazar 20:39
Maske mesafe ve hijyene dikkat edilirse sorunun büyük kısmı çözülür maalesef ki uyan yok..
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın