Vali'nin Zurnacı, Müdürün Davulcu Olmaktan Kurtuluşu...Kamuda hemen her idarecinin genel şikayetidir personeli çalıştıramamak! Kimisi personelin iş bilmemesinden, kimisi kadrolu personelin işi yokuşa sürüp sürekli birilerini devreye sokmak ya da sendikayla diş bileyip çalışmamayı bir hak olarak dayatmasından dem vurur! Bu yüzden idarecilik zordur bu şehirde. İş bu ya, idareciler de çalışmayan memurun da işini çoğu zaman ya başka çalışanlar üzerinden yürütür ya da kendileri işe el atar. Devletin verdiği haklardan yararlanma kapsamında işe girenlerin bazılarının müdür amir demeden kendi krallığını ilan ettiği hikayelerini de dinliyoruz yer yer! Hatta bir defasında siyaseten aday adayı olan ama aday olamayan ve sonrasın kamudaki görevine dönen bir şahsen de tanıdığım birine kurumunda verilen bir görevi reddedip “Aday adayı oldum, bu işi ben mi yapacağım” dediğini de hayretle dinlemiştim yıllar önce! Tam da bu noktada, değerli bir büyüğüm Bingöl'de yaşanmış bir hikâyeyi dün mesaj olarak yolladı. Bingöl'de kültürel faaliyetlerde yaşanan önemli bir sıkıntının da mizahi bir izahı olan olayı kaleme alan da Bingöl eski Milli Eğitim Müdürü Hasbi Kıyaklı… Dilerseniz Hasbi Bey'in anı formatında yazdıklarını okuyalım; Davulcu ve zurnacıyı nasıl ve neden kadroya aldım? Geçmiş zaman olur ki.!” Müflis tüccar ne yaparmış.? Eski defterleri karıştırırmış! “SEN DAVULCU BEN ZURNACI” Bu söz dönemin Bingöl Valisi Fikret Güven'e aittir... Fikret Güven Vali, Hasbi Kıyaklı Milli Eğitim Müdürü. Genelde ilkbaharın ilk günlerinde sembolik de olsa “ağaç dikme bayramı” diye bir kavram var... Göstermelik fidan dikilir, sonra bakımsızlıktan kurur fidanlar, kaybolur, emek heba olur! Yani ‘dostlar alışverişte görsün' misali. Mart ayında Orman Bakanlığı yurt genelinde ağaç dikme programı uygular.Tabi öğrenci ve öğretmenler (bu ve bu tip işlerin tabirimi bağışlayın ama... Figüranı!) bu işlerde baş rollerdedirler. Yıl 1987, yer Bingöl Düzağaç mevkii... O zamanki Yüksekokul bahçesinde ağaç dikilecek. Bu ve buna benzer bütün organizelerde Milli Eğitim işin her türlü yükünü çeker. Program yapılmış, hava çok soğuk, kar atıştırıyor. Çadırda protokol, öğrenciler şiir okuyor ve hemen çadıra koşuyor. Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ahmet Beysarı sunuculuk yapıyor. Program sonunda folklor gösterisi var. Hava çok soğuk olduğu için folklor gösterisi yapacak öğrenciler minibüste sıra gelmesini bekliyorlar. “Özgürlük ilkokuluna folklor ekibine gösteri için görev verilmiş. Anons edildi. “Şimdi Özgürlük İlkokulu Folklor Ekibinin gösterisi…” Buraya kadar normal. Öğrenciler folklor kıyafetleriyle çok özel ve güzel.. Bingöl milli kıyafeti…! Öğrenciler dizildi, dakikalar geçiyor folklor ekibinden çıt yok, hareket yok! Sunucu arkadaşa protokolden işaret ediyorum ‘başlat' diye. Sunucu bir bana bakıyor, bir ekibe bakıyor. El kol işaretleri fayda etmedi. Folklor ekibi oynamaz. Sonunda çağırdım sunucuyu, ‘başlat, neden başlatmıyorsunuz?' diye. El cevap; “Müdür beğ folklor ekibi hazır da davulcu zurnacı yok...” Yani yemek hazır da çatal kaşık yok! Tabi okul müdürünü fırçalarcasına bakışlar atıyorum… Demesin mi “Milli Eğitim bana folklor ekibi hazır et, davulcu zurnacıyı hazır et demedi...” Bunu duyan Vali Bey de “Müdür Bey Sen Davulcu Ben Zurnacı...!” Tabi tören bitti. Bayram seyran her türlü programlarda davul zurna bulmak çok zor. Bulununca da ücret vermek gerekiyor ama bir kuruş ödenek de yok. Dilene dilene bir hal olursunuz. Bir çözüm bulacaktım... Ama nasıl? Bakanlık okullarda görevlendirilmek üzere memur hizmetli kadrosu verdi ama kadro çok yetersiz. İhtiyaç çok. ‘Hizmetli için çok mecbur kalırsanız ortaokul mezunu alabilirsiniz' denildi. Bingöl'de çok yeniyim... Birkaç açılış töreninde çok beğendiğim davulcu zurnacıyı keşfettim. Usulüne mevzuatına uygun imtihan ilan ettik. Bakanlıktan özel olarak iki adet ilkokul mezunu alabilmem için izin aldım. İmtihan günü yaklaşınca arkadaşlara dedim ki: “Şu DAVULCU ZURNACIYI imtihana müracaat ettirin” Yani alın demek istedim kibarca. Gün gelip çattı, imtihan günü demesinler mi “İkisi de ilkokul mezunu değil!” Hoppala! İmtihan erteleme... O iki davulcu zurnacıya dışardan ilkokul bitirmeleri ve diploma aldırmak, sonuçta da kadroya alma. Milli Eğitim Müdürü davulcu olmaktan, Vali zurnacı olmaktan kurtuldu. Davulcu ve zurnacı arkadaşları Halk Eğitimde hizmetli olarak görevlendirdik... Ve bütün ildeki törenlerde “oh be” dedik. Hasbi Bey'in bu güzel anısına bakıyorum da onca yıl geçmesine rağmen davulcu zurnacı sorunu halen çözülebilmiş değil. O dönem işe girenler öldü gitti. Yıllardır aynı sorun devam eder. Hizmetli kadrosundan iki müzisyen alınıp hem kurum içi işlerde çalıştırılabilir hem de bayram, tören ve yarışmalarda görevlendirilebilirlerdi. Ama bir türlü olmadı da olmadı..! Şayet bir gün davulcu zurnacılar da çalışmamak için kaytaran personeller gibi “Biz artık çalmıyoruz” derse, davulu ve zurnayı kimin çalacağını merak etmiyor değilim:) YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?22 Mayıs 2024 Bizi deprem değil beceriksizliğimiz yıkacak!
|