Aman dikkat gençler!7 Haziranda yapılacak milletvekili seçimiyle ilgili sosyal medyada süren tartışmaların kutuplaşma ve ilerde tamir edilmesi güç toplumsal dokuyu zedeleyici boyuta everilmesi endişesinden dolayı, uzun süredir sessiz bir şekilde takip ettiğim tartışmalara seçime kadar bir daha değinmemek üzere, birkaç hususta naçizane ikazlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Takdir edersiniz ki, Bingöl'ümüzde tartışma Ak Parti aday listeleri üzerinde alevlendi. Bundan dolayı kimimiz; milletvekilliği sıralamasında kendi yakınımıza yer verilmediği için, kimimiz kendi ilçe mağduriyetini, kimimiz de temsilde adalet noktasında iyi bir dağılım olmadığı konusunda serzenişlerimizi dile getirerek tartışmaya katıldık. Elbette her türlü görüş, her türlü itiraz, her türlü eleştiri makuldür ve hem insanidir hem İslami'dir. Yalnız, tartışmaların özel hayatları sorgulayacak boyuta everilmesi şık olmamıştır ve hepimiz nasıl yakınımız için adaylık istediysek başkası için de kendi adamı ya da yakını muteberdi ve bu işe en layıktı. Bingöl Ak Parti listelerinin belirlenmesinde ciddi bir sıkıntı yoktur. Sıkıntı Solhan ve Kuzey ilçelerinin temsilde yaşadıkları mağduriyette olsa da pratikte bunun bile sosyolojik karşılığı tartışılır. Durun hemen kızmayın, izahatımı yapayım sonra beni asarsanız asın. Demek istediğim, toplumsal tepki homojen değildir. Ve şu bölge, bu gölge adayı konusu toplum sosyolojisinde reelde karşılığı yoktur. Ancak hizmet götürmede bu tepkinin karşılığı vardır ve kanımca itiraz da bundan dolayıdır. Mesela birçok hizmet başka ilçeler için zaruret olduğu halde, ancak o hizmet genelde zaruri ihtiyaç olunan yere değil de seçilen vekilin ,aidiyet hissettiği ilçesine öncelik tercihini kullanması diğer seçim bölgelerinin itirazlarının temel sebebidir. Ve bence de haklı itirazlardır. Zira Bingöl'de şimdiye kadar süre gelen bu siyasi anlayış olmuştur. Şu saat itibariyle kırıcı olamayan kuşatıcı ve ikna edici parti bu karasızlardan ve küskünlerden en çok pay alçağı parti olacaktır. Demem o ki; 1- Ak partinin Bingöl merkeze üçüncü sıradan yer vermesi kendi açısından doğru ve mantıklıdır. Zira nasıl olsa birinci sırada bizden bir aday var bir de başka partideki adayımızı da çıkaralım anlayışı Ak Partiye geçen dönemde üçüncü bir milletvekilini BDP'e kaptırmasına neden olmuştur. Kanamca Ak Partinin bu hesabı Bingöl Merkez seçim çevresine üçüncü sıradan adaylık verilmesinde etkili olmuştur. Ancak bu hesap bu defa tutmayabilir. Zira partisinin baraj sorunu riskinden dolayı seçmenin adaya bağlı olarak partiler arası geçirgenliği daha zor hale getirecektir. Evet Bingöl parti statükoculuğunun Hatayla beraber en az olduğu illerin başında gelir, yani bir önceki seçimde HDP'ye oy veren biri bu seçimde Ak Partiye oyunu verebilir ya da tam tersi geçişler rahatlıkla olabiliyor. 30 Mart 2014 Belediye seçimlerinde bunu net gördük. Bu durum, Karadeniz'de , İç Anadolu'da Ege hatta Hakkari, Diyarbakır'da böyle değildir. 2- Ak Parti Genel Merkezin Genç bölgesine aday tercihinde de bir sıkıntı yoktur. Sıkıntı birçok aday vardı ve ben dahil herkes kendi akrabasına yer verilmesini istiyordu bu da doğaldı. Neticede birine verildi diğerleri ya ona destek olacaklar ya da küsüp başka partilere destek verecekleler. Küskünlerin gönlünü almak da; yer verilen adayın hünerine kalmıştır. İkna sürecinde bol keseden vaatlerde bulunursa siyasi hayatı bir dönemden öteye geçmeyecektir. Gerçekçi olursa bir dönemi daha koparabilir. 3-Gelelim Solhan meselesine; Daha doğrusu özelde Solhan genelde Solhan'ın şahsında kuzey ilçelerine bakalım. Evet, iki dönem üst üste milletvekilliğinin Solhan'a verilmemesi ciddi bir hayal kırıklığı oluşturmuştur. Ak Partiye; partiden ziyade bir dava aşkıyla bağlananların ruh dünyasında olşan hayal kırıklığı kuşkusuz daha sarsıcı olmuştur. Ancak bunda genle merkezin aday belirleme yöntemindeki yanlışlık kadar Solhan bölgesinden aday adayı olanların ihitraslı tutumu da belirleyici olmuştur. Daha açıkçası başkasını suçlamaktansa kendimizi suçlayalım. Bilenleriniz bilir: Solhan bölgesi adayları hakkında çok sayıda mesaj Ak Parti genel merkezine yağmıştır. Ve maalesef bu son iki seçimdir bu hastalık Solhan seçim bölgesine sirayet etmiştir. Eskiden de herkes kendi yakınının aday olmasını isterdi ancak başkasını karalamak üzerine politika üretmek hiçbir zaman bu son seçim dönemi kadar olamamıştır. Düşünün ki bir aday hakkında yakından uzaktan ilgisi olmadığı halde paralelci diye beş bin civarında mail (mesaj) Ak Parti genel merkezine gönderildiği konuşulmaktadır. Bunların ekserisi bazı şirketlerin otomasyon sisteminden gönderilmiştir. Yine aynı seçim bölgesinin bir başka aday adayı hakkında geçen dönem kendisine milletvekili listesinde yer bulmadığı için bu aday adayı hakkında kendine yakın muhtarları ve sıradan vatandaşı arayarak oyunuzu BDP'ye verin dediğine dair yine genel merkeze çok sayıda email yağmıştır. Diğer adaylarla ilgili de ya bölgede karşılığı yoktur ( artık ne demekse bu) ya da buna benzer ithamlarla hakkında Ak Parti genel merkezine kadar dedikodular uzanmıştır. Ben bu mesaj trafiğini tasvip etmeseler bile, aday adaylarının bir şekilde haberi olduğu kanısın taşıyorum ve bazı aday adaylarının bundan hoşnut olmadığını da biliyorum ancak yine de bu durumdan haberdar olan aday adaylarının çevresindekilere “Durun biz rakip olabiliriz, ancak düşman değiliz. Neticede bu memlekete hizmet etme yarışındayız karalamak yerine kendi icatlarımızla çıkalım” demelerini beklerdim. Şimdi Ak parti yerinde siz olsanız ne yaparsınız bu durumda. Ak Parti Genel merkezi de onu yapmıştır. Buna benzer durum 30 Martta yerelde Urfa'da yaşanmış adayların çevreleri kendi adayının icraatlar yerine birbirini karalamışlar en son Ak Parti Maraşlı birini getirip büyük şehir aday yapmıştır. Bu durum biz Solhanlıların hatası ve bu hırsımızla hem kendi aday adaylarımızı yaktık hem de Solhan bölgesinden kimseye yer verilmemesine sebep olduk. Not: Sevgili Bingöllü Gençler; istediğiniz partiye oy verme ya da vermeme hakkına sonsuza kadar sahipsiniz. Ancak sosyal medyada istemediğiniz ya da sevmediğiniz birini rencide etmeye hiçbirimizin hakkı olmadığını düşünüyorum. Ayrıca hayal kırıklığı yaşayan çevrelerin bazı gençlerini; diğer parti mensupları tarafından Ak Partiye karşı tahrik ederek kızgınlıkla sağa sola öfke saçmalarına yol açmaları doğru değildir. En basitinden etik değildir Ve herkesi birbirini anlayışla karşılamaya davet ediyorum. Mağduriyetini dile getirmeye evet, özellikle Cevdet Yılmaz Bey'in yakasına yapışıp hesp sormalıyız ama hakaret asla bizim düsturumuz olmamalıdır.
YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 03 Ağustos 2015 Hükümet bu defa memurları memnun edecek mi?30 Nisan 2015 7 haziran'a doğru giderken04 Kasım 2014 Çözüm süreci ve kendi ayağına sıkan hdp30 Eylül 2014 Çoraklaştırma operasyonunu işıd'iniz!
|