Mayıs ayını iple çekeceğim

İçinde Bingöl'ün geçtiği her haber, gurbetteki birçok Bingöllü gibi, benim de algı şemamda seçicilik oluşturmaktadır.

Geçen hafta, bir televizyonun haber kuşağında; Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz'a atfen geçen haberde, Türkiye'nin on yıllık (1013 – 2023) kalkınma programının mayıs ayında açıklanacağı yazıyordu.

Başka bir deyişle, Türkiye'nin gelecek on yılının kalkınma haritası açıklanacak.

Heyecanlanacak ne var, dediğinizi duyar gibiyim:

Heyecanlanmaya değer çünkü tüm projelerin hazırlandığı o birimin başında Bingöl'ün varoşlarında büyümüş, , bulunduğu noktaya adeta tırnaklarıyla tırmanarak gelmiş bir bakanın olması, tüm siyasi hesaplardan uzak her Bingöllü gibi, beni de fazlasıyla heyecanlandırmaktadır.

Türkiye, tarihi bir dönüşüm yaşıyor.

Başka bir ifadeyle, Türkiye yıllardır tek kanadı kırık kuş gibiydi.
Uçamadığı için yürüyerek ilerlemeye mahkûmdu.

Yıllardır kanayan bu kanatlar, 21 Mart itibariyle tedavi edilmek için masaya yatırıldı.

Tedavinin önümüzdeki aralık ayına kadar sürebileceği, hatta daha erken bitebileceği umudu içindeyiz.

Bu umutların yeşereceğine, İsrail bile anlamış olacak ki, üç yıl önce aralarında Bingöllü hemşerilerimizim de bulunduğu Mavi Marmara gemisindeki kardeşlerimize yaptığı zulümden dolayı özür dilemek zorunda kaldı.

En önemlisi, Gazze artık ambargonun altında değildir.

Siyonist İsrail'in şımarık karizmasının çizilmesi bile başlı başına çok şeydir.
İşte bütün bu gelişmeleri, Türkiye'de toplumsal dönüşümün ayak izleri olarak okumak gerekir.

Bu değişim ve dönüşümün çimentosu da ekonomik kalkınmadır.

Ekonominin; Ali Babacan, Zafer Çağlayanla birlikte amiral gemisinin bir diğer kaptanlarından Bingöllü Cevdet Yılmaz Bey'in olması; mayıs ayında açıklanacak on yıllık kalkınma paketinde öteden beri hep mağdur edilmiş, Bingöl'ün bu mağduriyetinin giderileceğine dair umutlarımı artırmaktadır.

Kendi halkıyla barışık bir Türkiye'nin geleceğine umutla uçacağına olan inancım daha da artmıştır.

Bu yeni dönemde bazı iller, daha da çekim merkezi haline gelecektir.

Mesela, Doğu'nun artık parlayan yıldızı Erzincan'ın olacağı görülmektedir.

Bir diğer yıldızı neden Bingöl olmasın?

Kalkınmanın, birkaç insanı işe yerleştirmek olmadığını en çok Sayın Cevdet Yılmaz'ın bildiğini, vizyon sahibi, memleket delisi iki danışmanın, on genel müdürden daha etkili olacağını da benden daha iyi bildiğini de düşünüyorum.

Bingöl halkının kendisinden beklediği, bu on yıllık kalkınma programına Bingöl'ün damarlarını açacak projelere imza atmalarıdır.

1980'e kadar Malatya ile Elâzığ'ın kalkınma hızı paraleldi. Ve sürekli bölge müdürlükleri Elâzığ'da mı olsun Malatya da mı olsun, kavgasını milletvekilleri verirdi. Merhum Turgut Özal, Devlet planlama ya kaliteli projeden anlayan dört hemşerisini yerleştirdi ki bunları Sayın Cevdet Yılmaz Bey de tanıyordur.

Mehmet Ağar Bey ise nerdeyse Elazığlı her aileden bir iki kişiyi emniyet teşkilatına yerleştirdi. Neticede devlet dairelerine yerleştirilen Elazığlıların bir sonraki kuşağı şu an kapı kapı iş ararken Malatya, işverenleriyle, istihdam alanlarıyla almış başını gidiyor ve Elâzığ'dan göç alıyor.

Sayın Cevdet Yılmaz'ın Bingöl'ün hayat damarlarını açmaya yönelik adımları atması gerektiğinden kastım da budur.

Doğu'ya uzanan hızlı tren projesinin Bingöl merkezinden geçmesi mutlaka sağlanmalıdır.

Ortadoğu'yu Karadeniz ve Kafkasya'ya bağlayan Diyarbakır- Erzurum yolunu Türkiye'nin en modern yolu olması için Genç- Lice arasına Bolu Tüneli gibi bir tünelin inşasına yetkilileri ikna etmelidir.

Aynı şekilde Bingöl- Erzurum arsına da en azından iki tünel inşa ettirilmeli ki ulaşımdaki hareketlilik Bingöl'e bir canlılık kazandırmalı.

Bir önceki Karayolları Bölge Müdürü'nün rezaletlerini temizleyecek yeni etütler yaptırılmalı, çünkü Bingöl -Muş yolunun projesi birkaç defa değiştirildiği halde bu yol hala mühendislik hatalarıyla doludur.

Sağlıkta Erzurum, tarımda Balıkesir modelleri önümüzde durmaktadır.

Onlardan yararlanmayı bilmeliyiz. Bu konuda, Bingöllü sivil toplum örgütleri ve derneklere büyük iş düşmektedir.

Eğer bir ili kalkındırmak isterseniz, o ilin kadınlarının eli para kazanmaya alıştırılmalıdır. Balıkesir, YÖRSAN şirketler topluluğu bu konuda önemli bir örnektir.

Sahi SÜTAŞ hikâyesi ne oldu?

Bingöl üniversitesine, kesinlikle Murat Nehri ya da Gülbahar barajı kıyısında yeni bir kampus alanı verilmeli, zira Bingöl'ün olmazsa olamaz fabrikası üniversitesidir.

Bakan Bey, Kalkınma ajanslarına, teknolojiyi iyi kullanan, projelerden anlayan gençler yerleştirmeli.

Özellikle il ve ilçelerdeki özel idarelere daha aktif personeller yerleştirilmeli.

Zira özel idareler, bir ilin kılcal damarlardır; o damarlar aktifse il kendiliğinden kalkınacaktır.

Bilgisayar destekli teknik çizim ve tasarım ( AutoCAD) ya da (STA4-CAD) Programlarından iyi anlayabilen, ayrıca insan kaynakları konusunda birkaç kitap yalamış biyo-kültürel çeşitlilikten haberdar aktif gençler özel idarelere getirilmeli.

Esasında yıllardır, üzerinden karabulutların hiç eksilmediği ve kamuoyunda, otuz üç er olayı, başta olmak üzere, nice olayla Bingöl maalesef olumsuz imajla dünyaya tanıtıldı.

Artık bu imajı yıkmanın zamanı geldi geçiyor.

Bunun yolu, Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz'ın mayıs ayında açıklayacağı on yıllık kalkınma hamlesinin satır aralarında göreceğimize inanıyorum ve mayıs ayını iple çekiyorum.