Modern Hayatta Sıla-i Rahim ve NepotizmGünümüzde ihmal edilen ve kısmen de unutulan, aslında Müminler olarak gözetmemiz gereken önemli toplumsal değerlerimizden biri de sıla-i rahimdir. Sıla-i rahim; akrabalarımızla güzel ilişkiler kurmaktır. Akrabaların sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşmaktır. Sıla-i rahimi ile ilgili ayetler: Hepimizin Cuma Namazı hutbelerinde dinlediğimiz "innallâhe ye'muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl gurbâ ve yenhâ/anil fahşâi vel munkeri vel bağy, yaizukum leallekum tezekkerûn.” Manası; Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor. (Nahl, 90) Allah'a kulluk edin… akrabaya iyilik edin.” (Nisâ, 4/36) “Allah'ın gözetilmesini emrettiği bağları koparanlar… işte onlar hüsrana uğrayanlardır.” (Bakara, 2/27) “Akrabaya hakkını ver.” (İsrâ, 17/26) “Rahim bağlarını kesmekten sakının.” (Muhammed, 47/22-23) Hadis-i Şerifler: Sıla-i rahim, Rahmân olan Allah'tan bir bağdır. Kim onunla irtibatını sürdürürse Allah da onunla irtibatını sürdürür; kim de onu koparırsa Allah da o kimseyle ilişkisini koparır.” (Tirmizî, Birr, 16) “Kim rızkının genişletilmesini ve ömrünün uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.”(Buhârî, Müslim) “Akrabalık bağını koparan cennete giremez.”(Buhârî, Müslim) “Gerçek sıla-i rahim, sana gelmeyene gitmendir.”(Buhârî) “Rahim, Arş'a asılmıştır; ‘Beni koruyanı Allah korur' der.”(Tirmizî) Özetle, Sıla-i rahim imanın gereği, bereket, uzun ömür ve ilahî rızaya vesile, terk edilmesi ise büyük bir günahtır. Anadoluda Sıla-i Rahim Örnekleri: 1. Bayram ziyaretleri 2. Hastaya ve yaşlıya sahip çıkma 3. Cenazede birlik 4. Kışlık hazırlıkta paylaşma 5. Gurbete gidenle bağın kopmaması 6. Yolda kalanı sahiplenme 7. Düğünlerde imece ruhu 8. Küslüğü uzatmama 9. Yetim ve muhtaca kol kanat germe 10. Gönül alma geleneği Kısaca Anadolu'da sıla-i rahim; ziyaret, paylaşma, dayanışma ve merhamet ile yaşatılmıştır. Bingöl'de Sıla-i Rahime Ait Güzel Örnekler Bingöl'ün kültürel karakteri, akrabalık bağlarının güçlü olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun tipik ortak özelliklerini taşır; burada akraba dayanışması, aile içi destek ve geleneksel ilişkiler hâlâ önemli bir yere sahiptir. Bingöl'ün geleneksel sosyal yapısı, tarihsel olarak büyük aile, kabile ve aşiret temelli ilişkilere dayanır. Bu yapıda akrabalık yalnızca kan bağı ile sınırlı kalmaz, komşuluk ve akraba topluluğunun bir parçası olma bilinciyle sürdürülür. Bu da bireylerin sık sık birbirlerine yardım etmelerini, sevinç-keder günlerinde bir arada olmalarını sağlar. Bingöl'de aile büyüklerine saygı ve bağlılık önemlidir. Günlük yaşamda da akrabanın hal ve hatırının sorulmasıyla sürdürülür. Özellikle köy ve belde kültüründe bu bağlar güçlüdür. Göç sonucu Bingöl'den başka şehirlere ya da ülkelere taşınan aile bireyleri olmasına rağmen akraba bağları tamamen kopmaz. Bingöl'de Cenaze ve Taziye Bingöl'de bir vefat olduğunda, cenaze sadece çekirdek ailenin değil, bütün sülalenin meselesi olur. Vefat haberi yayılır yayılmaz, köyden, ilçeden, şehir dışından akrabalar yola çıkar. Cenazenin gömülmesi ve sonrasında kurulan taziyelerde ellerinden geleni yaparlar. Eskiden evlerde yürütülen taziyeler, şimdi her mahallenin Cami çevresinde oluşturulan taziye yerlerinde sürdürülür. En az üç gün süren taziyede, cenaze sahipleri her geleni karşılar, dualar (ağırlıklı Fatiha) okunur, cenaze sahiplerine başsağlığı dilenerek sürdürülür. İmkanlar ölçüsünde gelenlere çay, su, yemek ikramlar yapılır. Şehirde durumu iyi olan yakın akrabalar bu ikramlarda katkı sağlar. Köylerde bu ikramlar köy halkınca ortaklaşarak karşılanır. Bingöl'de Düğün: Bingöl'de düğün bir ailenin değil, bir sülalenin düğünüdür. Düğün günü uzak akraba bile çağrılır, akrabalarda “Çağırmasaydın üzülürdük” anlayışı vardır. Akrabalar, düğünlerde imkân ölçüsünde takı takarak düğün sahibine maddi katkı sağlarlar. Birçok aile bu takılarla düğün masrafını karşılamış olur. Bingöl'de Küslerin Barıştırılması Bingöl'de iki akraba küs kaldığında, bu durum uzun süre sessizce izlenmez. Aile büyükleri, “Biz varken küs durulmaz” denir. Bingöl'ün siyaset, din ve toplumsal alanda ileri gelenleri devreye sokularak, taraflar aynı sofraya oturtulur. Kucaklaşma yapılır, hak helalliği dilenir. Bağlar böylece yeniden kurulur. Modernleşmeye rağmen bu örneklerin hâlâ yaşaması, Bingöl toplumunun insanî ve dinî damarının canlı olduğunu gösterir. Modern Hayatın Sıla-i Rahim Üzerindeki Olumsuz Etkileri 1. Zamanın parçalanması: Yoğun iş temposu, mesai saatleri ve şehir hayatı, akrabalara ayrılan zamanı azaltıyor. 2. Bireyselleşme ve “ben” merkezli yaşam: Modern kültür, kişisel özgürlüğü ve konforu öncelediği için aile sorumlulukları geri plana itiliyor. 3. Dijitalleşmenin yüz yüze ilişkinin yerini alması: Mesaj atmak, aramak ya da sosyal medyada etkileşim kurmak, ziyaretin yerini tutar sanılıyor. 4. Coğrafi uzaklık: Eğitim ve iş sebebiyle farklı şehir ve ülkelere dağılma, düzenli görüşmeyi zorlaştırıyor. 5. Tüketim ve maddiyat baskısı: Ziyaretler samimiyet yerine hediye, masraf ve gösteriş endişesine dönüşebiliyor. 6. Tahammülsüzlük ve sabırsızlık: Modern hayatın hızı, insanları daha gergin ve hoşgörüsüz hâle getiriyor; küçük kırgınlıklar büyüyor. 7. Mahremiyet ve konfor anlayışının aşırılaşması 8. Geleneksel değerlerin zayıflaması Özetle, Modern hayat, sıla-i rahimi zaman, mesafe ve bireysellik kıskacına almıştır. Sıla-i Rahim ve Nepotiz (Akraba kayırmacılığı) Akraba sevgisi ve ilişkileri nepotizme kaymamalı. Dini ve vicdani boyutu aşmamalı. Sıla-i rahim ile nepotizm ilk bakışta benzer görünse de, ahlâkî, dinî ve toplumsal açıdan birbirinden oldukça farklı iki kavramdır. İlişkilerini sorgulamak için net bir ayrım yapmak gerekir. Nepotizm, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan bir ayrımcılık ve kayırmadır. Maalesef tarihimizde sıla-i rahim ile nepotizm karıştırılmış ve nepotizm siyaseti gelişmiş, özellikle Asya toplumlarında, ülkemizde ise doğu ve güneydoğu bölgesinde bu çok ileri düzeyde kendisini göstermiştir. Nepotizm ile hak, hukuk ve adalet ihlal edilmiş, ahlaki dejenerasyona neden olmuştur. Özünde liyakat, ehliyet, hak ve hukuk kavramlarının bir toplumda egemen olması toplumsal gelişmişliğin bir göstergesidir. Feodal yapıya dayalı ve geri kalmış toplumlarda ise maalesef akraba ve aşiretçilik adı altında nepotizmi ön plana çıkarılmıştır. Dindar ve samimi toplumlar ise sıla-i rahimi yaşatarak gönül dünyalarının gelişimini ön plana çıkarmalıdırlar. Sıla-i Rahim Akrabalık bağlarını korumak, gözetmek, ziyaret etmek, yardımlaşmak Sevgi, merhamet, adalet ve sorumluluk bilinci içerir İslam'da ibadet ve ahlâk ilkesi kabul edilir Kapsamı: Maddî-manevî destek, gönül alma, dargınlıkları giderme Nepotizm (Akraba Kayırmacılığı) Yetki, makam, iş ve imkânların liyakat gözetilmeden akrabaya verilmesi Adalet ve hakkaniyeti zedeleyen etik dışı bir davranıştır Kurumsal çöküşe ve toplumsal güvensizliğe yol açar İslam düşüncesinde: Akrabayı sevmek ve gözetmek farzdır Hakkı olmayan bir şeyi akrabaya vermek haramdır Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur (mealen): “Kızım Fatıma dahi hırsızlık yapsaydı, cezasını verirdim.” Bu söz, sıla-i rahimin adalet sınırını aşamayacağını net biçimde gösterir. Sıla-i Rahim güçlü olursa: Aile dayanışması artar Yaşlılar, yoksullar korunur Toplumsal yalnızlık azalır Nepotizm yaygınlaşırsa: Liyakatli insanlar sistemden dışlanır Kurumlar çürür Gençlerde adalet duygusu zedelenir “Torpil olmadan olmaz” algısı oluşur Sıla-i rahimi, nepotizmi örtme aracına dönüştürmeden yaşatmalıyız. Sıla-i Rahimin Canlanması İçin: 1. Niyet ve bilinç yenilenmeli: Sıla-i rahim, bir gelenek değil ibadet ve sorumluluk olarak görülmelidir. 2. “Zamanım yok” bahanesi terk edilmeli: Kısa bir ziyaret, bir telefon ya da bir hâl-hatır bile bağı canlı tutar. 3. İlk adımı atma cesareti: Kırgınlık varsa “haklı olmak” değil, bağı korumak tercih edilmelidir. 4. Dijital iletişim destek, ikame olmamalı: Mesaj ve arama, ziyaretin yerine değil tamamlayıcısı olarak kullanılmalı. 5. Büyükler merkeze alınmalı: Aile büyüklerinin evi, yeniden toplanma ve buluşma noktası hâline getirilmelidir. 6. Özel günleri fırsata çevirmek: Bayram, kandil, doğum günü ve yıldönümleri bağları tazelemek için değerlendirilmeli. 7. Maddî beklentiler azaltılmalı:Ziyaret, hediye ve gösterişten arındırılıp samimiyetle yapılmalı. 8. Çocuklar sürece dâhil edilmeli: Çocuklar ziyaretlere götürülmeli; sıla-i rahim yaşayarak öğretilmeli. 9. Ortak sofralar kurulmalı: Bir çay, bir çorba bile kalpleri yakınlaştırır. 10. Dinî ve kültürel hatırlatmalar artırılmalı: Hutbe, vaaz, aile sohbetleri ve eğitimlerle sıla-i rahim bilinci diri tutulmalı. Kısaca, Sıla-i rahim; zaman bulunca değil, vazgeçilmez görülünce; haklı olunca değil, merhamet edilince canlanır.
Sevgi ve saygılarımla… YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 19 Kasım 2025 Küresel Yahudi Sermayesi ve Dünya Siyasetinin Yönetimi!04 Kasım 2025 Yeni Bir Dünya Eşiğinde: İnsanlığın Uyanışı ve Yahudi Hikayesinin Bitişi…09 Ekim 2025 Faniyim, fani olanı istemem; Neyleyeyim?..12 Eylül 2025 İslam'ın Çocuğu Olmak: Uyuyan Dev Uyanırsa…
|