KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
06 Mayıs 2025 Salı
°C
Hüseyin Özdemir
huseynozdemir@hotmail.com

Misafir değil halkına hadim bir vali

04 HAZİRAN 2013 SALI 16:38
0
3141
2
AA aa

Vali; kişinin egemenliğini, kendisine tevdi edilen alandaki mutlak hâkimiyetini ifade eden Arapça'dan Türkçe'ye geçen ve birçoğumuzun dikkatinden kaçsa da Allah'ın 99 güzel isimleri arasında yer alan kelimelerden biridir. Kelimenin şehir ve bölge yöneticileri için ilk olarak ne zaman kullanıldığı meçhul olsa da daha çok Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılmaya başlandığı ve bu anlamıyla günümüz Türkiye'sinin siyasi yapısına taşındığı bilinmektedir.

Merkezi otoritenin yereldeki temsilcisi, yasalarının ve emirlerinin uygulayıcısı, aynı zamanda devlet kurumlarının çalışmalarını takip eden, yönlendiren ve gerektiğinde yereldeki her türlü idari, asayiş tedbirlerini almakla görevli olan kişidir vali.

Bunlar, valinin devlet örgütlenmesi içerisinde uyması ve yapması gereken hususlar olmakla beraber en büyük sorumluluk alanı ise şüphesiz halka dönük olanıdır.

Halk dediğimiz geniş insan kitlesi, kent yaşamı içerisinde kendi hayatını kente yön vermeye çalışanlardan, kentin büyük ekonomik havzasının etrafında pasta kapma yarışında olanlardan çok daha farklı bir şekilde sürdürmektedir.

Halkın hayatı, çoğunlukla günü birliktir. Geleneğin getirdiği kültürel kodlarla örülmüş manevi hayatını, idraki oranında yaşamaya çalışır. Üstünlerin (!) dünyalarına salıverdikleri konuları konuşmaya, tartışmaya ve savaşını vermeye çabalar. O konuşurken, çatının elitleri birbirleriyle siyasi ve ekonomik mücadele verirler. Karşılaşıldığında önünde iliklerin kapandığı, arkasında her türlü kirli hesapların yapıldığı bu halk, aslında göründüğü kadar safdil değildir. Fakat çıkar elitlerinin kapılarını sürmelediği sorumluluk makamındaki kimselerle buluşturulmadığı için hep kendisini çaresiz zanneder.

Baharla birlikte yeşilin bütün ihtişamıyla güzelliklerini ortaya çıkardığı bu güzel kente kimsece aşina olunmayan yeni bir vali geldi. Coğrafyasını, insanını tanımadığı bir şehre geldi yeni valimiz.

Şehir kuruldu kurulalı birçok vali gördü. Kimileri gerçekten çalıştılar, şehre büyük hizmetler verdiler. Şehir de vefalı çıktı, adlarını bağrına aldı ve gelecek kuşaklara bıraktı. Kimileri de görev icabı bu kentin kapısından içeri girdi, gezdi dolaştı ve zamanı geldiğinde çekip gitti. Giderken kimileri sevindi, kimileri de hüzünlendi. Sevinç ve hüzne dair terennümler dinlediğimde, aklımdan hep geçmiştir, acaba sevince ve hüzne medar olan konular gerçekten kent ve halka ilişkin mi yoksa bu hissi yaşayanların girdileri ve çıktılarına giden yollara mı dair, hep şüphe etmişimdir. Belki çok şüpheci ve belki de çok karamsar bir yaklaşımdır benimki. Fakat emin olun, sokağın insanı sadece, hadimliğiyle hafızalarda yer edinen kişinin ayrılığında yokluğunu fark eder ve ardından hüzünlenir. Gerisi lafügüzaf.

Haddim değil kimseye nasihat etmek. Nasihat de etmeyeceğim. Sade bir Bingöllü olarak bir validen beklentilerimin ifadesi babında birkaç şey söylemek istiyorum.

Bunlardan ilki geldiği kentin önce manevi ve kültürel dokusunu en yalın haliyle, etrafındakilere başvurmadan, bizzat sahanın içinde tanımaya çalışmasıdır. Manevi-kültürel dokunun önüne geçmişteki kimi yöneticilerin yaptığı gibi set çekmemeli, onun alabildiğince yaşanması için girişimlerde bulunması bu halk için elzemdir. Buna en somut örnek olarak, Ulu Cami ve Hacılar camileri başta olmak üzere kentin bütün camilerinde, neredeyse tamamı Şafii mezhebinden oluşan bu halkın Cuma namazları da dâhil kâmet, tesbihât gibi mezhebi uygulamalarına, kimisi kaygılardan kimisi de kendini devlet yerine koyan işgüzarların telkinlerinden  kaynaklı yönlendirmelere iltifat edilip engel olunmamalı aksine önü tamamen açılmalıdır.

İkinci olarak valinin sofrasına, masasına oturduğu insanlardır. Vali ayaklarını şehrin topraklarına basar basmaz, etrafını kuşatan, sofradan sofraya ağırlamaya çalışan ve zamanı geldiğinde çıkarlarını tek tek elde etmeye çabalayan güruhun sayısı azımsanmayacak kadar çok. Her fırsatta valiyle birlikte olmak isterler, birlikteliklerinin masumiyetine de inandırmak için gayret de gösterirler. Bunlar arasında iyi niyetli olanlarına söylenecek bir sözüm asla olamaz. Ama bakın, bir vali geldiğinde hep aynı güruh ona yanaşır, hep aynı kesim onu davet eder gibi görünür. Bu bile tek başına anlatmak istediğimizi ifade edecek yeterliliktedir. Oysa menfaat devşirmeye çalışan kesimlerce kuşatılmak bir yönetici için en tehlikeli durumdur. Kuşatılan kişi sadece etrafındakileri görür, basireti bağlanır, halkla bütün iletişimini koparır. Bu nedenle bizim valimiz, bu ülkenin başbakanı gibi ailesini alır, hiç kimsenin bilmediği yoksulların evine gider, sofralarına oturur, sorunlarını orada dinler ve bizzat o mekânda çözüm adımları atar.

Bu noktayı bütünleyecek bir nokta var ki Sayın Balkanlıoğlu döneminde yürürlüğe konmuş fakat sonraki dönemde terkedilmişti. O da valinin halkla buluşacağı, yüzleşeceği, sorunlarını aracısız dinleme imkânı bulabileceği halk günü uygulaması. Bu halkla birlikte olmanın en önemli yolu olduğundan, ne pahasına olursa olsun tekrar oluşturulmalı ve bugüne bizzat vali bey de iştirak etmelidir. Vali beyin bizzat kendisi buna katılmayacaksa, halk gününün asla bir yararı da olmayacaktır. Bizzat Balkanlıoğlu döneminden bildiğim birçok insan bu görüşmeler sayesinde, yaşadıkları maddi-manevi sorunlara çözüm bulabilmişlerdi.

Bingöl'ün kalkınması ve ülke sathında önemli bir konuma gelmesi hepimiz için önemlidir. Kalkınmanın en temel sacayağı kentin ihtiyaçlarının, kaynaklarının, nitelikli insan gücü ve eğitim seviyesinin tespitidir.

Bu minvalde vali bey, kentin kalkınmasına katkı sunabilecek her alana ilişkin proje çalışmaları için hazırlıklar yapmalı ve bunun adımlarını atmalıdır.

Bu projeler daracık alan özelliği içeren, çoğunlukla para kazanma aracı gibi görünen SODES türü projelerle olmamalıdır. Kentin ekonomisine girdi sağlayacak, istihdam alanı oluşturabilecek, kalkınmışlığımıza katkı sunabilecek etraflıca düşünülerek hazırlanmış somut projeler olmalıdır. Gelen projeler, uzmanlarınca ve gerekirse üniversite ile işbirliğine giderek incelenmeli, uygulanabilir olanları tespit edilerek Kalkınma Bakanı Cevdet beye sunulmalı ve uygulamaya sokulması sağlanmalıdır.

En önemli bakanlıklar arasında yer alan kalkınma gibi bir bakanlığa sahip Bingöl'ün, bunu bir yatırıma dönüştürmesi bakan merkezli değil, şehrin kendisine sunacağı uygulanabilir, gerçekçi projelerle olacaktır. Yoksa yerinde oturup, düşünmeden, fikri işçilik yapmadan tek başına bakandan bir şey beklemek hem safdillik hem de bakana haksızlık olacaktır. Buna ek olarak Bingöl'ün civar illerle olan kara yolları bağlantılarının genişletilmesi çalışmaları da kısa süre içerisinde bitirilmelidir. Hem Erzurum hem Diyarbakır karayollarının genişletme çalışmaları hızlandırılmalı, hem de çukurlar alanına dönüşen Karakoçan'a kadar olan bölüm de bir an önce tamamlanmalıdır.

Valiler ve idare amirleri için insanlar daima bir takım yakıştırmalarda bulunurlar. Hele hele grupçuluğun, ideolojin aidiyetlerin öne çıktığı yerlerde bu yakıştırmalar çok sık yapılır ve yöneticinin diğer kesimler nezdinde yıpranmasına veya gözden düşmesine sebep olur.

Kentin en tepesindeki insan, yani halka egemen olan kişi asla bir grubun, meşrebin veya bir siyasi partinin aidiyetiyle hareket etmez. İçlerinden birinin menfaatleri için çırpınmaz, herhangi bir kayırmaya gitmez. O, şehrin valisi vasfıyla bütün gruplara, meşreplere ve ideolojilere eşit mesafede kalır. Adının birileriyle anılmasına neden olabilecek şeylere müsaade etmez. Sadece halkının adamı ve hizmetkârı olmak ister. İyi niyetle bu şehre kim hizmet etmek istiyorsa önünü açar. Asla birinin aleyhine ötekinin lehine olabilecek işlere imza atmaz.

Yeni gelen yöneticiler için il ve ilçeler bağlı köy gezileri oldukça önemlidir. Fakat bu geziler basit birer gezi olarak kalmamalı, sorunların yerinde tespit edildiği, çözüme ilişkin verilen sözlerin tutulduğu geziler olmalıdır.

Bu bağlamda okullara yapılacak geziler, okul yöneticileri ve öğretmenlerle birebir temaslar eşliğinde, sonlara doğru yer aldığımız eğitim seviyemizi nasıl üst sıralara taşıyabileceğimiz tartışılmaları içermelidir. Tek başına emirler silsilesi bugüne değin eğitim seviyemize bir katkı sunmamıştır.

Eğitim camiasının her seviyesindeki insanlarla doğru iletişim kanalları oluşturulmalı, herkesin görüşü alınmalı, bunlar bir havuzda biriktirilerek, gerekirse dışarıdan getirilecek uzmanlarca değerlendirilmeli ve bunun sonunda oluşan çözüm noktaları derhal hayata geçirilmelidir.

İdare zafiyet kaldıramayacağı için atılacak adımlar kararlıkla atılmalı, siyasi yönden gelebilecek baskılar için de ilgili kişilerle önceden diyalog kurularak nedenlere ilişkin bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Son olarak sayın valimizin, her gruba ve meşrebe eşit mesafede, bütün halkı kucaklayan, herkesi dinleyen, tercihlerini tek bir kesimden yana değil haklıdan yana koymasını temenni ediyor, kentimize, güzel Bingöl'ümüze hoş geldin diyor, hayatında sıhhat, çalışmalarında başarılar diliyorum.

Unutmayalım muvaffakiyet halis bir niyetin ve çabanın sonunda ancak oluşur.

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
qilichani (@Misafir_13956)
15 Haziran 2013 Cumartesi 18:54
Hocam elinize ,yüreğinize sağlık bu yazıyla gercekten cogu insana tercüman oldunuz teşekkür ederim .sizin gibi toplumsal duyarlılığı güçlü olan yazarlara ihtiyacı var Bingolumuzun yazılarınızın devamını bekliyoruz...
sevra burak (@Misafir_13822)
04 Haziran 2013 Salı 18:07
kaleminize sağlık sayın hocam, bir Bingöllü olarak dile getirdiğiniz hususlardan dolayı sizi tebrik ediyorum. umarım yeni valimiz anlatılanları dikkate alır, şehrimize güzel hizmetlerde bulunur.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın