Ramazan hilali- 1Ramazan ayı geldiğinde üzerinde tartışmaların bitmediği en temel husustur hilalin görülmesi. Konunun doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için Kur'an ve sünnette aya ve onun özel bir anı olan hilale ilişkin geçen ifadeleri öncelikli incelememiz gerekmektedir. Daha sonra gözle görme olgusunun anlamı, 1978 yılında yapılan rü'yet-i hilal toplantısı ve alınan kararlar ile konunun bugün geldiği nokta üzerinde durmaya çalışacağız. Enam suresinde ayın bir hesap döngüsünde olduğu ve bunun, mutlak bilgi sahibi olan Allah tarafından belirlendiği anlatılır. Bakara suresinde ise ayın, ilk evresinden itibaren aldığı her halin (ehille) haccın zamanı başta olmak üzere insanlara bir zaman ölçütü olmak için yapıldığı ifade edilmektedir. Konumuz açısından şüphesiz en açıklayıcı ayet ise Yunus suresinin 5.ayetidir. Bu ayet, birazdan aktaracağımız efendimizin hadislerinde geçen kimi ifadelerden de neyin kastedildiği ve atıfların nasıl anlaşılması gerektiği hususunda önemli ipuçları vermektedir. Önce ayeti kerime: “Güneşi aydınlatıcı, ayı ise aydınlık yapan, yılların sayısını ve hesaplamayı bilesiniz diye aya menziller belirleyen odur. Allah bütün bunları hak olarak yapmıştır.” Bu ayette ay için duraklar belirlendiğini ifade eden husus, Yasin suresinin 39.ayetinde de geçmektedir. Oradaki ayette ay için belirlenen menzillerin, belirli günlerin bitiminden sonra tekrar yenilendiği ilave bilgi olarak aktarılmıştır. Ayın, aylık süresinin kusursuz olarak bir hesap ve ölçü ile belirlendiği ve ayın an be an bütün hareketlerinin bu kusursuz ölçü ile oluştuğu, ayetlerin bize net olarak anlattığı bilgidir. Allah açısından ayın bu aylık döngüsünün işleyişinde hiçbir hesap eksiği ve ölçüsüzlük bulunmamaktadır. Ayın bu kusursuz döngüsünün görülebilmesi ve anlaşılması ancak insanın bir bilgi tekâmülü sonucu üretebileceği teknik imkânlara bağlıdır. Buhari ve Müslim'in rivayetlerinde geçen ve Hz. Peygamberin hilalin görülmesine ilişkin kullandığı şu ifadeler, bu teknik imkânlara ve onların güvenilirliğine atıf yapmaktadır: “‘Bizler ümmi bir topluluğuz. Yazı yazmayı ve hesap yapmayı bilmeyiz. Ay, şöyle şöyledir' dedi. Parmaklarıyla, bir defasında yirmi dokuzu bir defasında da otuzu gösterdi.” Hadiste yazı yazamama ve gök cisimlerine ilişkin hesap yapamama bir övgü olarak değil, ilk Arap toplumunda var olan bir eksiklik olarak ifade edilmiştir. Aksini düşünebilecekler için İbn-i Hibban'ın sahihinde Übeyy bin Ka'ba dayanarak aktardığı ve Peygamberimizin bir gün Cebrail ile buluşup ona; ümmi bir topluma peygamber olarak gönderildiğini, içlerinde küçük kız ve erkek çocuklar ile yaşlı ve piri fani insanların bulunduğunu ve ne yapması gerektiğine dair sorusunu içeren hadis bunun bir olgu olmanın dışında hiç de kabullenilebilecek bir durum olmadığını anlatmaktadır. Bu anlattıklarımızdan ortaya çıkan en temel sonuç şudur: Kusursuz bir hesap döngüsü ile oluşan ayın bütün hareketlerinin, dünya ve güneş ile olan pozisyonunun o günün Arap toplumunda hesaplanması neredeyse imkânsızdır. Hem ayetlerde hem de Efendimiz (as)'in konuya ilişkin hadislerinde en doğru sonucu veren hesap bilgisine ve onu sağlayacak teknik araçlara bir kesinlik oranında olmasa da güçlü vurguların yapıldığını görmekteyiz. Konu hakkında şüphesiz en önemli hadislerden biri de “Hilali gördüğünüzde Ramazan orucuna başlayın, yine onu gördüğünüzde ise oruç tutmayı bırakın. Bulut, toz gibi görülmesine engel olan bir durum olduğunda da onu otuza tamamlayın.” şeklinde Buhari ve Müslim başta olmak üzere sahih kaynaklarımızda geçen rivayettir. Bu rivayetin kesin sonuç veren hesaplama işlemine aykırı olduğu ve bu nedenle de teknik hesaplamanın ölçüt olarak alınmasını reddettiği iddia edilmektedir. Yazının devamında hem bu hadisle ilgili tartışmalar ve onun doğru yorumu, hem de girişte değindiğimiz diğer hususlar üzerinde durmaya devam edeceğiz. YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 13 Temmuz 2015 Kadir gecesi / risaletin gecesi02 Ekim 2014 Kurban terkedilmemesi gereken bir sünnettir26 Temmuz 2014 Ramazan hilali- 219 Temmuz 2014 Zekat verilecek kimseler- 2
|