KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
06 Mayıs 2025 Salı
°C
Hüseyin Özdemir
huseynozdemir@hotmail.com

Sorunlarını gör(e)meyen şehir!

13 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA 19:45
0
3533
8
AA aa

İnsan yapısı itibariyle medeni/toplumsal bir varlıktır. Hayatının tamamında dışa ilgisiz kalması ve yalnızlaşması imkânsızdır. Etrafında oluşan her olay ve olgudan etkilenir. Bunlar ister kar, yağmur gibi çevresel, tabii ve coğrafi faktörler olsun, ister aile, kabile, millet, komşu, belge gibi tarihsel unsurlar olsun, ister düne, bugüne ve yarına yöne veren inançlar olsun, ister madde ve manalardan neşet eden tartışmalar, ilmi çabalar olsun. Çünkü insan hem etkilenen hem etkileyendir. Her iki durum da düzen ve ilerlemeyle ilgilidir. Toplumun bağrındaki insan, bilinçli veya bilinçsiz sosyal hayata müdahil olur, onu olumlu ya da olumsuz yönde etkilemeye çalışır.

Fakat bizim açımızdan bu hususun en can alıcı noktası sosyal hayata müdahalenin dünyayı imar, ahirette kurtuluşa erme gibi varoluşun gerçek sebebi etrafında oluşan ilkeler önceliğinde olabilmesidir. Toplumların ilerleyişine yön verenlerin atacakları en doğru adımlar varoluşun gerçek sebebi olarak belirlenen işte bu kuşatıcı prensiplerdir.

Bazen biz, kuşatıcı ve uhrevi açıdan kalıcı olan varlığın merkezine katılıp bir ahenk oluşturma hedefini bırakır, gelip geçici, aldatıcı fakat günlük yaşama haz verir gibi gözüken durumlara kendimizi kaptırır, asli meseleleri derkenar ederiz. Üstad Nursi (rh)'in tarihin derinliklerinden alıp yarınlara emanet ettiği “insanın yeryüzündeki en büyük meselesi imanı kurtarma meselesidir” hakikatini idrak etme ve bunu “Her şakirdin vazifesi, yalnız kendi imanını kurtarmak değil belki başkasının imanlarını da muhafaza etmeye mükelleftir” boyutuna taşıma bizlerin asli meselesi iken kendimizi kısır tartışmaların arasına attık, ağyarı da unutur olduk.

Girişte ifade ettiğimiz gibi insan medeni, etkilenen ve etkileyen varlıktır. Ahiret idealine sahip bireyler bu etkileşime rağmen, medeniliğin tahakkuk edeceği yeryüzü coğrafyasını iman-ahlak-amel ve ihsan etrafında şekillendirirler. Başkalarının gündemlerine saldığı konuları, ilkelerinin yerine konumlandırma çabasına girmez, kendi ideallerini tarihin içinde yeniden oluşturmaya bakarlardı.

Fakat bugün biz, mahallî düzeyde, örneğin Bingöl gibi bir ortamda bu idealleri gerçekleştirmenin oldukça uzağındayız. Dünün mektepli idealistleri çağın getirdiği bütün ideolojik durakların dışında kalarak hayatı iman merkezli anlamaya çalışır, bu idealler etrafında yepyeni kuşaklar yetişebilmesi için seferber olurlardı. Günlerini etnik, dil, kabile, hemşericilik gibi basiretleri bağlayan, köreltici, ayrıştırıcı, günaha ortak kılıcı hususlara bulaştırmadan rıza-i bari için geçirmeye çalışırlardı. Bu idealler neredeyse gündemimizde bile yer almıyor artık.

Herkes derin dünyevi hesaplar, milli veya beyne'l-milel çıkarlar uğruna küçük bir şehri dönüştürmeye, kendi emellerine alet etme yarışına girmiş durumda. Kimimiz varlık yokluk meselesi haline getirilen dil tartışmaları arasında kendimize vücut vermeye çalışırken, imanı ve namazı teneffüs ettiremediğimiz çocuklarımız çarşıda pazarda birbirlerinin canlarını almaya başladılar.

Bizden olan başkaları ise reklam panoları ve afişlerinde, dindışı hayatın sıradanlaştırıldığı televizyon programlarında boy gösteren hemşerilerinin reklamını yapmağı en önemli mesele olarak görürken elimizin altından kayıp giden çocuklarımıza nasıl bir yol gösterdiklerinin farkında değillerdi sanırım. İşin bir de en acı noktası var ki yüreklere sekte vuracak nitelikte. İnsanların birbirine kurşun sıktığı, çocukların kavgalarda öldürüldüğü, intiharların yaygınlaştığı ortamda bizim camilerimizde sevgililer günü hürmetine hutbe okunur ya, işte buna yürek dayanmaz. Dün, baskılardan müşteki olan hatiplerimiz toplumun kanayan yaraları üzerinde durmamayı bugün hangi mazeretin arkasına sığınarak ifade edebilirler?

Sadece cami hatipleri değil suçlu olanlar.

Zengin bireyler üzerinde kendi dünyalarını kurma yarışına giren, mekteplerinde ve binalarında çoğunlukla para sahiplerinin nesline yer veren ve kendi dini telakkileri etrafında kümelenen gruplarımız. Yapılan onca hizmeti takdir etmekle birlikte para sahiplerinin, namlı kimselerin, erkin etrafında geçirdiğiniz zamanın yüzde birini sokakta, bilinmez ortamlarda hayata bağlanmaya çalışan çocuklar, gençler için harcayabildiniz mi?

İnşa ettiğimiz bütün mektep ve binalarımız gözümüzü kamaştıracak düzeyde insanlarla dolup taşsa bile itibar etmediğimiz, nisyana sürüklediğimiz o sokak çocukları yarın bizlerin en amansız düşmanları olabilir. Arada bir bile olsa, evlerinizden, mesakini aliyelerinizden dışarı çıkıp, sokaklarda, bina altlarında karanlık dünyalara çekilmeye çalışılan çocuklarınıza el atın.

Gelin, vakit henüz geçmemişken her gün mahalli gazete ve internet sitelerini meşgul eden sahte, bir o kadar da faydasız (çünkü hepimizin Âdem ile Havva'nın çocuklarıyız) dil ve etnik tartışmalar yerine medenileşmemize vesile olabilecek gerçek sorunlarımıza el atalım. İmanlı ve ahlaklı, bir yandan dünyasını imar ederken öte yandan gerçek amacı olan vuslat diyarına odaklanmış gençler yetiştirelim. Kalkınmışlığımızı, basit ve bizleri günaha sürükleyebilecek manasız şeylere bağlamayalım.

Unutmayalım ki, mevcudiyetini tanınmışlıkla ilintileyenler, bu yolda her türlü yol ve usulü meşru görmeye başlarlar. Bu ise bir toplumun gerçek ilerlemesinin önündeki en büyük engeldir.
 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Rahim ÇETİN (@Misafir_12462)
06 Mart 2013 Çarşamba 11:25
Allah (c.c) selamı ; Yüce Resülü olan Hz.Muhummed (s.a.v) min şehadeti emirlerne uyun ve nehilerinden sakınanların üzerine olsun. Allah sizleri ve bizleri ve tüm ümmeti muhamediyeyi hizmeti Kur'aniyede daim ve kaim eğlesin.

Yazınızı okudum sizleri canu gönülden tebrik ederim.
ümit kıtay (@Misafir_12367)
27 Şubat 2013 Çarşamba 16:04
fakirler kadar zengin çocuklarıda bu hizmetleri almaya hakkı vardır herkese ulaşmak lazım 100 yıldır bu ülkenin başbakanları idarecileri fransız kolejı robert kolleji ve buna benzer okullarda yetiştiler cumhuriyet boyunca ahlaki değer dibe vurdu nesil yozlaştı allaha şükür son 10 yıldır ülke rahat nefes aldı güzel şeyler oluyor.
Bu cümlen çok ağır ve vebal altındasın
''Zengin bireyler üzerinde kendi dünyalarını kurma yarışına giren, mekteplerinde ve binalarında çoğunlukla para sahiplerinin nesline yer veren ve kendi dini telakkileri etrafında kümelenen gruplarımız''
bingöl de
15 adet okuma salonu bu okuma salonlarında yaklaşık 3000 öğrenci ücretsiz okumaktadır bir de bunu yanında sayısını bimediğim gençlik merkezi mevcuttur.bu kadarı herhalde yeter biraz araştırma zahmetinde bulundaydın bu ağır ithamda bulunmazdın.
müslüm ayyıldız (@Misafir_12157)
15 Şubat 2013 Cuma 01:17
Saygıdeğer hocam,bahsettiklerin son derece önemli tesbitler.Bu ve benzeri sorunlarla ilgili yazılara devam etmelisin.selam
Muhammed qilichani (@Misafir_12153)
15 Şubat 2013 Cuma 00:13
Sayın hocam gercekten o kadar yerinde tespitler yapmissiniz ki her okuduğum satırda ne kadar yerinde tespitler yaptığınızı farkettim ve herkese herkesime hitap eden çok şahane bir yazı olmuş toplum olarak böyle elestirelere hazmetmeyi öğrenip insan icin insanlık icin toplum icin birşeyler yapmamız lazım..
endazeyar (@Misafir_12151)
14 Şubat 2013 Perşembe 22:15
sürekli kendi korkunç gerçeklerimizden kaçıyoruz bu hayatta. dilimizden de dinimizden de inancımızdan da kaçıyoruz. biz her ne kadar da dört nala kaçsak da birileri çıkıp yüzümüze tokat gibi vuracaktır bu gerçekleri. işte ben bu insanları birer ebleh paratoneri olarak tanımlıyorum. çünkü suni gerçeklerimize sığınmamamız gerektiğini öğreniyoruz.

öyle iftira atmakla olmuyor! kendimizin varettiği değil de var olan dini, dili anlamaya çalışmak gerekir diye düşünüyorum.

zengin de oluyoruz bu hayatta fakir de. Ama o çocuklar ölmesin!!
Msoysal (@Misafir_12146)
14 Şubat 2013 Perşembe 17:14
Nice şehirler vardır ki yalancı cenet diye tabir edilir fakat halkı cehennem hayatı yaşar. Bu mekanların güzelliği insanların huzuru için hiç bir anlam ifade etmediğinin göstergesidir. Bu huzursuzluğun yegane sebebi insanın yaradılış gayesinin tersi yönde hareket etmesidir. Geniş bir bakış açısıyla Bingöl ve Bingöllünün görünümünü çok güzel bir biçimde resm etmişsiniz. Kalleminize sağlık
Ahmet Fakir (@Misafir_12135)
13 Şubat 2013 Çarşamba 21:45
Değerli yazar kardeşim; çok mühim ve zaruri bir konuya değinmişsiniz. Herkesin bildiği ama nedense farkında olmadığı ya da görmezden geldiği. İlimizin geleceğine dair halledilmesi gereken bir mesele. Ancak oluşturulan okul ve binalarda zenginlerin çocukları üzerinden iş yapıldığı yönündeki tenkidinize katılmıyorum. Oralarda yapılan işleri yakından bilmeniz gerekir. Kaç yoksul ve gariban çocuğun ücretsiz okutulduğunu ve her türlü imkanlardan ücretsiz yararlandırıldığından sanırım haberdar değilsiniz. Hoş kalın.
FUAT ATAŞ (@Misafir_12134)
13 Şubat 2013 Çarşamba 21:03
Hüseyin hocam haklı.ayrıştırıcı şeylerle uğraşacağımıza birleştirici olalım.insanların dini duygulardan yoksunsuzlaştığı bu zamanda,üstad said nursi gibi toplumun eğitim ve iman meselelerini çözmek için uğraşırsak eğer toplumdaki bu kadar ayrıştırmadan daha çok birleştirici konularda [iman,kardeşlik,uhuvet gibi) işlenirse toplumdaki problemler daha çabuk çözüleceğine inanıyorum.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın